Özkaya'dan ‘hákim terörizmi’ uyarısı

YARGININ tepesi, YSK ile Yargıtay Başsavcısı arasındaki ‘‘DEHAP kararının neden olduğu’’ çekişmeye nasıl bakıyor?

Başkan Erarslan Özkaya'nın göreve başladığından bu yana, Yargıtay'ın geçmişteki üslubu da farklılaştı.

Özkaya'nın, ‘‘her konuda ahkám kesen, medyatik’’ üslubu yok.

Aksine, ‘‘Yargı mensupları yargının işleri ile uğraşır’’ düşüncesinde.

Kendisini de bu çerçevenin dışında tutmuyor.

YSK ile Yargıtay Başsavcısı arasında ortaya çıkan gerginliğe gelince.

Özkaya, yargı kurumları arasında, ‘‘kendi içinde kalmak’’ kaydıyla hukuki münakaşanın olması taraftarı.

Hukukta doğrunun bulunması için bunun gerekli olduğunu söyledi.

Ancak, meyda üzerinden gerçekleşen tartışmaların, bırakın yargı çevresini ‘‘kamuoyunda bile iyi karşılanmadığını’’ kayda geçirdi.

HUKUKİ ZEMİNDE HAREKET

DEHAP kararının yarattığı tartışmaya Özkaya'nın bakışına gelince:

‘‘Başsavcı elde ettiği bilgilerin doğruluğunu tespit etmiş ise bunları YSK'ya aktarır. YSK kendisine gelen bilgileri değerlendirmek durumundadır. YSK bizahiti araştırma yeri olsa araya niye başsavcılık girsin? YSK da bazı delilleri tahkik edebilir. Her delilin tahkiki şeklinde YSK'nın görevi söz konusu değildir. Başsavcı da daima hukuki zeminde hareket eder.’’

Yargı bir davanın ‘‘siyasi sonucunu’’ da göz önüne almalı mı?

Özkaya'nın soruya yaklaşımı hukuk adamlığını öne çıkarıyor:

‘‘Siyasi boyutunu düşünürsek o zaman işleri birbirine karıştırırız, siyasallaştırırız. Eğer yasa bize bir takdir yetkisi vermiş ise buna göre kullanırız. Bu yoksa, siyasi sonucunu veya bu uygulamanın sonucunun ne doğuracağını bizim tartışmamız söz konusu olamaz.’’

HÁKİM TERÖRİZMİ

Ardından gelen sözü ise son dönemde yargıya dönük eleştiri odağına işaret eder nitelikte:

‘‘Yasanın yerine geçip de karar verirsek, o zaman rahmetli Özal'ın 'Bir defa Anayasa çiğnense ne olur' yaklaşımına benzer. O zaman hukuk devleti değil, hákim devleti, hákim terörizmi başlar ki, o çok tehlikelidir. Hákim yasaya bağlı kalıp, yasanın verdiği yorum kuralları içinde hareket etmek durumundadır. Yargıtay Başsavcısı'nın yaptığı da budur.’’

Yargıtay Başkanı, geçmişte yargıda örneğine sıkça rastlanan, ‘‘medyatik olma’’ çabasının da kendilerine zarar verdiğine inanıyor:

‘‘Daha önceki dönemlerde yaşanan örneklerinden dolayı, yargı kurumlarının medyatik olması taraftarı değilim. Yargıya gelmiş ve sonuçlanmamış bir dava konusunda yargı mensubu görüş bildiremez. Ricam, bu kurala basının da kendisini bağlı sayması.’’

En büyük sıkıntısı, ‘‘Yargı bağımsızlığı ve hákim teminatının hálá kurulamadığı bir ortamda’’ başka konuların tartışılıyor olması.

ÜÇ ÖNEMLİ CÜMLE

Şu üç cümlesi ise başkanlığını yaptığı yargının bundan sonraki dönemde nasıl işleyeceğinin göstergesi:

- Biz zihinleri bulandırma değil, durultma durumundayız.

- Daha önce de yargı her işe karıştırıldı. Kamuoyu kime inanacağını şaşırdı. Biz net, açık ve sağlam olma durumundayız.

- Hiçbir makam, kuruluş ve kişi mahkemeyi etki altına alacak beyanatta bulunamaz, onu baskı altında tutacak bir davranış içine giremez.

Özkaya'
nın meslektaşlarına da bir mesajı var:

‘‘Yerinde susup, zamanında konuşmamız lazım...’’

Başkan Erarslan Özkaya'nın yanından ayrılırken şu söz aklımıza geldi:

‘‘Hep cüppe taşıyanı değil, bazen de taşıyan cüppeyi yüceltir...’’
Yazarın Tüm Yazıları