ŞAN-Sİ eyaletinin başkenti Şi'an'dayız (Xi'an). Dünyanın en eski toprak askerlerinden oluşan Terra Cotta Ordusu'nun topraklarındayız.
Çin Seddi'ni de yaptıran İmparator Qin Shihuang'ın (Çin Şihuang) Milattan Önce 247 yılında, 13 yaşında iken kurduğu ilk Çin imparatorluğunun merkezine hareket etmek üzereyiz.
Mihmandarımız Sincan-Uygur bölgesinden Ahmet Can'a, sabah aldığımız çin gazetelerini otobüste bize tercüme etmesi için uzatıyoruz.
Gazetenin manşet haberini okuyor, bize tercüme etmek yerine merakla devamını okumaya başlıyor.
Haberi okuyup bitirdiğinde bize tercümeye başlıyor:
‘‘Guangxi Zhuangzu diye bir bölge var. Bu bölgenin valisinin çok yüksek miktarda mal varlığı ortaya çıkmış. Yanında çalışan, Çin Komünist Partisi'nin diğer 10 üyesiyle birlikte 3 milyon Yuen (363 bin dolar) rüşvet aldıkları tespit edilmiş. Vali idama mahkûm olmuş. Başına bir kurşun sıkılıp öldürülecek. Yanındakiler de 15 ile 11 yıl arasında ağır hapis cezasına çarptırılmış.’’
TOPRAK ASKERLER
Yol boyunca, Türkiye'de idam cezası ve haksız mal edinme konusunun tartışıldığı bir günde gelen bu haber bizi de etkiliyor.
Heyetteki Çin yetkilileri ise ülkelerinde, ‘‘temiz toplumu’’ yaratmak için aralarında vali, belediye başkanları ve parti yöneticilerinin de bulunduğu yılda yaklaşık 2 bin 500 kişinin idam edilmesinden olsa gerek olaya bizim kadar aldırış etmiyor.
Terra Cotta Ordusu'nun müze kapısının önündeki hareketlilik bizi kendimize getiriyor.
Her sokak başında olduğu gibi yine bozuk İngilizceli satıcılar, her adımda bir ‘‘Bak, bak, çok ucuz’’ deyip, 10-20 kat fazla fiyat verdikleri malları üzerinde pazarlık yapmamız için kollarımızdan çekiştiriyorlar.
Kendimizi müzenin içine zor atıyoruz.
Su bulmak amacıyla 1974 yılında 4 çiftçinin kazdıkları kuyuda rastladıkları ve bugün dünyanın kültür mirası olan Terra Cotta Ordusu karşımızda duruyor.
İmparator Qin Shihuang'in, 13 yaşında ölen babasının yerine tahta geçtiğinde yaptırmaya başladığı ordusu 2200 yıl önceki nizamını koruyor.
49 yaşında ölen Qin Shihuang, öbür dünyada da yaşamının aynen devam edeceğine inanmış.
Bunun için ordusunu da beraberinde götürmek istemiş.
Her askerinin topraktan benzer bir heykelini tam 720 bin kişi çalıştırarak yaptırmış.
Sonra da toprak altına gömdürmüş. Askerlerin arkasına da öldüğünde konulacağı mezarını yaptırmış.
Heykeller ve mezarının yapımı 36 yıllık imparatorluğu süresince devam etmiş.
Bu sürede kendi ideolojisine karşı çıkan öğrencilerden 400'ünü Wei Nehri'nde boğdururken, 700'ünü de diri diri yaktırmış.
öldüğünde, yerine geçen oğlu, babasına öbür dünyada yardımcı olsun diye 3 bin kadını diri diri mozolenin içine hapsedip ölmelerini sağlamış.
ÇÖZÜLEN SIR
Terra Cotta Ordusu, 2200 yıl sonra gün yüzüne çıkarıldığında arkeologlar ilginç bir olayla karşılaşmış.
Toprak askerlerin üzerindeki renkler yer altından çıkarıldıktan kısa süre sonra uçup gitmeye başlamış.
Bunu engellemek için çıkarılan askerlerden bir kısmı, renkleri kaybolmasın diye yeniden toprağa gömülmüş.
15 gün önce toprak askerlerin üzerindeki elbiselerin renklerinin uçup gitmesinin sırrı çözülmüş. Çözülen sır ile korunan iki asker bir cam fanusun içinde renkli elbiseleriyle canlı gibi duruyor.
İmparatorun mozolesinin bulunduğu kümbetin içinden ve Terra Cotta Ordusu'nun üzerinden çıkan ve müzede sergilenen eşyalar ise 2200 yıl önce teknolojinin ulaştığı boyutu bize gösteriyor.
Müze önüne çıktığımızda aynı kader yine bizi bekliyor.Satıcılar her bir yanımızdan çekiştirip öğrendikleri birkaç İngilizce kelimeyi sıralarken adım attırmıyor.
Birinin elinde en ünlü marka saatler, diğerinde ise Terra Cotta heykeller, küçük el içui malzemeler.
Her şeyin taklidinin en mükemmel yapıldığı bu ülkede, hepsi birer özel sektör girişimcisi haline gelmiş olan satıcılar ile devlet mağazaları arasındaki fiyat farkı, burada bile karşımıza çıkıyor.
Çin, piyasa sosyalizmine tam adapte olmuş görünüyor.