AVRUPA Birliği Komisyonu İlerleme Raporu'nu yarın açıklayacak.
Detayları dün belirginleşen raporda, Türkiye'ye tam üyelik müzakerelerinin başlaması için herhangi bir tarih öngörülmüyor.
Komisyon, Türkiye'ye tam üyelik müzakere tarihine ilişkin kararı aralık ayında Kopenhag'da yapılacak AB Zirvesi'ne bırakmış gözüküyor.
Komisyon raporunda müzakere tarihine ilişkin bir öneri yer almasa da Türkiye'ye ilişkin görüşler sıralanmış durumda.
Raporda, bir yandan AB uyum yasaları konusunda gösterilen çaba ve idam cezasının kaldırılmasına atıf yapılıp övgüde bulunuluyor.
Diğer yandan, Af Örgütü'nün raporuna atıfta bulunularak işkencenin önlenmesi ve siyasete müdahale konusundaki olumsuzluklar sıralanıyor.
Raporda, Türkiye'nin artılarından çok, siyasi eksileri ön plana çıkarılıyor.
1. PAZARLIK ÖNERİSİ
Yarın açıklanacak Komisyon Raporu ile AB süreci noktalanmış olmayacak.
Son söz aralık ayında Kopenhag'da yapılacak AB Zirvesi'nde söylenecek.
Bundan dolayı, Kopenhag Zirvesi için Bürüksel ile Ankara arasındaki pazarlıklar devam ediyor.
Türkiye soğuk yaklaşsa da AB'de yapılan ve Ankara'nın önüne getirilen iki farklı müzakere planı bulunuyor.
Her ikisinin odağını da ‘‘koşullu müzakere şartı’’ oluşturuyor.
Aktarıldığına göre, kapalı kapılar ardından önerilen, ancak resmiyet kazanmayan ilk pazarlık önerisi şöyle:
- Kopenhag'da yapılacak zirvede Türkiye'ye koşullu bir tarih verelim.
- Buna göre Türkiye 2003'te Selanik'te yapılacak zirveye kadar siyasi eksiklerini gidersin. AB uyum yasalarının uygulamalarını tamamlasın.
- 2003'e kadar Türkiye bunları tamamlarsa, bu tarihte Selanik'te yapılacak zirvede, 10 aday ülkenin tam üye olarak içeriye girmesinden bir yıl önce, tam üyelik müzakerelerinin 2004'te başlayacağını açıklayalım.
- Türkiye, 2004'ten itibaren, tam üyelik müzakere sürecine girsin. Türkiye 2004'ten sonra ne kadar zamanda müzakere sürecini tamamlarsa o tarihte AB'ye tam üye olarak katılsın. Bulgaristan ve Romanya için öngörülen 2007'ye kadar Türkiye bunları tamamlarsa, onlarla birlikte tam üye olarak 2008'de içeri girebilir.
2. PAZARLIK ÖNERİSİ
İkinci öneri, her ne kadar ilkine benzese de tarihlerin akışında ve başlangıcında farklılık gösteriyor.
Son dönemde Ankara'ya iletilen bu öneri de yine Türkiye'nin tam üyelik müzakere sürecine ‘‘koşul’’ getiriyor. Öneri şöyle özetleniyor:
- Türkiye ile tam üyelik müzakereleriyle ilgili sürecin 2004'te başlayacağını açıklayalım.
- Ancak, Türkiye 2008'de Romanya ve Bulgaristan ile birlikte tam üyeliği zorlamayacağı konusunda bize taahhütte bulunsun.
- Türkiye ile tam üyelik müzakere sürecini 2011 yılında tamamlayalım ve 2012 yılında tam üye olarak alalım.
Türkiye her iki öneriye de soğuk.
Ankara, 1997'de, tam üye alınacak 10 ülkenin durumu neyse, bugün de Türkiye için aynı kıstasların geçerli olması gerektiğini vurguluyor.
AB'de işin teknik kısmından çok, siyasi ağırlığı öne çıkmış durumda.
Bunun için de Türkiye'deki siyasi liderlerin aralık ayına kadar AB ülkeleri nezdindeki temaslarının önemi kaçınılmaz bir gerçek.
Ancak, seçim bildirgelerinde yer alsa da AB konusu ANAP lideri Mesut Yılmaz dışında diğer liderlerin ilgi alanında gözükmüyor.