Paylaş
Kırcı Otel önüne geldiğimde otel yanında bulunan bir eğlence mekanın alçak tentesinin demir çubuğuna başımı feci şekilde çarptım. Sendeledim, gözüm karardı, düşüyordum. Canımın acısıyla elimi başıma götürdüm ve avuç içinin ıslandığını hissettim. Avucuma baktım; kan vardı. Anladım ki başım delinmişti. O esnada eğlence mekanı önünde oturan iki kişi (çalışan) gelerek: “bir şey oldu mu?” dediler. Feci şekilde canı yanan ben; ‘Bu nasıl sorumsuzluk? Ayıptır bu yaptığınız. Neden aşağıya salarsınız ki tenteyi? Ya gözüme girseydi. Vicdan yok mu sizde?’ diyerek bağırınca: “tente düşmüş, fark etmedik” diyerek tenteyi, 50 cm civarı yukarıya kaldırdılar. Avucumla kanayan bölgeye baskı uygulayarak can acısı, öfke ve bu işlerin düzelmeyeceğine olan düşüncenin verdiği bezginlikle yürüyüşüme son verip evimize geri döndüm.
GÖZÜNE SAPLANDI
Siz de yürürken çevrenize alıcı gözüyle bakınız isterseniz. Binlerce benzer tenteyi göreceksiniz. ‘Abarttın’ diyen olursa ispata hazırım. Ve, iki gün sonra yine aynı saygısız eğlence mekanın önünden geçtim. Bu kez tentenin başımı çarptığım seviyeden daha da aşağıya salınmış olarak kullandığını gördüm. Çıldırdım... Çıldırsan ne olacaktı ki! İki gün önce, yani Salı günü Antalya’nın Alanya ilçesinde ikamet eden aile dostumuz ziyaretimize gelmişlerdi. Mevzu oldu, dostumuz bir hikayesini paylaştı bizimle. Hikayedeki kişi, dostumuzun kapı komşusu olan ve bizi de misafir olarak evine alan genç kardeşimiz Turgay Solmaz olunca... Hikaye sonrasında yıkıldık ki ne yıkıldık...
Turgay, motosikletiyle kaldırımda giderken baş seviyesinden de aşağıya salınarak kullanılan tentenin demir ucu tenteyi fark edemeyen Turgay’ın gözüne saplanmış. O an kan revan içinde gözü akan iki küçük çocuk babası, sevilen eş, sevilen evlat ve sevilen insan Turgay, bundan sonraki yaşamına tek gözü ile devam etmeye mahkum bırakılmış.
Başa gelmeyene, ne kolay gelir değil mi bu tür kader (!) hikayeleri. Ne acı... Hani hep deriz ya; ‘kul hakkı en ağırı’ cahil olan vatandaşlarımız bencillikleriyle de alakalı olarak her gün yüzlercemizin canının yanmasına vesile olurken...
SORUMLULAR NEREDE?
Peki, cahil olmayıp benzeri saygısızların oluşturacakları kuralsızlıklara müsaade vermemek için vazife alan sorumlular... Onlar neredeler? En özetle, vatandaş bu, yapabilir... İşte bu sebepten dolayıdır ki benzeri olumsuzlukları ve aksaklıkları disiplin altına alacak yüz binlerce yetkili çalışan sahada olup, bunları görüp müsaade etmemesi gerekiyor... ‘Aman ne varmış bunda’ zihniyeti sonucunda ülkemizde on binlerce aile yetim, öksüz, mutsuz ve sakat kalmadı mı? Kaçımız bunun bilincinde acaba? Yayayken; takılıp sendelemeden ya da düşmeden. Başını, gözünü, kulağını, göğsünü, dizini çarpmadan... Engellenen kaldırımları kullanamadığımız için caddede araçlar tarafınca ‘çarpıldık, çarpılacağız’ korkusuyla yürümekten; araç kullanırken, çukurlardan, kesiklerden kaçayım derken kaza yapma endişesinden arınmış olmayı istemek haram mı bize?
BİZ YİNE YAZARIZ
“Muhammet Abi. Her gün keyif alarak okuduğumuz Hürriyet Bursa’nın ekindeki köşenizde dikkatimi çeken bir trajikomik olayı da ben sunmak istiyorum. Hani, iki ayda bir yazıp daha sonra da yayımınızın ardından yapıştırılan kaldırım taşları var ya.
HEP AYNI NOKTA
Onlar yine kopmuş. Birileri burada takılıp düşmeden rica etsem yine yazar mısınız lütfen?” Faruk Saraç Meslek Yüksek Okulu Grafik Tasarım 1. Sınıf Öğrencisi olan Nurettin Küçükkılıç, takibin ve de sahiplenmen için teşekkür ediyorum kardeşim. Doğru diyorsun . İki ayda bir hep aynı nokta… Ne ilginç! Yine kopmuşlar. Biz de yine yazarız. Yetkililer de yine yapar. Biz yine yazarız yetkililer yine yapar. Adres; Altıparmak Caddesi Şehabettin Paşa Cami önü.
HÜRRİYET BURSA YAZDI SORUNLAR ÇÖZÜLDÜ
AYNI GÜN İÇİNDE GİDERİLDİ
“‘DİZİM DE GİRDİ’ başlıklı 28/04/2018 tarihli şikayetiniz için (Davutdede Metro İstasyonu karşısı) acil olarak BUSKİ ile irtibata geçilerek sorun aynı gün içinde giderilmiştir. (Estetik olmasa da, canlar yanmayacak en azından) Bilgilerinize sunarız. Yıldırım Belediyesi Basın ve Yayın Müdürlüğü” Sahiplenmenizin yanı sıra şahit fotoğrafınız için de teşekkür ediyorum Yıldırım Belediyesi. Ve köşemde yayımlanan ilgili şikayetleri kendi meselesi gibi takip edip sonuca kavuşturulmasında aracı olan Basın Halkla İlişkiler Uzmanı Sn. Bayram Adaletsever’e de ayrıca teşekkür ederim.
Paylaş