Paylaş
Muayene, kan tahlili ve filme göre değerlendirilen sonucuma istinaden yazılan ilaç reçetemle birlikte oradan ayrıldım. Eczaneden ilaçlarımı aldıktan sonra eve geldim. Sonrasında saat 01.55’te evimizde bulunan kalem tipi dijital dereceyle vücut ısımı ölçtük. Sonuç 39.00 derece çıkınca derhal bize en yakın hastane olan Çekirge Devlet Hastanesi’ne gittik.
OYSAKİ TAKATİ OLMAYAN BENDİM
Titrer vaziyette kayıt işlemleri için müracaatta yan yana oturan iki bayandan birine gittik. ‘Kolay gelsin, hayırlı nöbetler’ diyerek derdimi zar zor anlatmaya çalıştım. O çalışan kadın da selamıma karşılık dahi vermeden öfke saçan suratına paralel defolun dercesine elin tersiyle bizi yarım metre yanında oturan mesai arkadaşı olan kadına yönlendirdi. Yine ona da gayet kibarca iyi niyet temennilerimi aktardım. Ne tuhaf ki o da selamıma cevap vermedi. Hani bakarsanız iyi niyetinize yanıt vermek zorunda da değillerdi aslında. Oysaki takati olmayan bendim. Konuşmayacak ve de suratı asık olacak biri varsa (Hasta olmamla alakalı) o da yine ben olmalıydım.
Çalışan, bizi bir birime yönlendirdi. Ama öyle alçak sesle konuşuyordu ki adeta biz duymayalım istiyordu. . Oysaki o an bir hasta için en önemli şey, güler yüzle karşılanıp yaratılmışların en mükemmeli olan ‘insan olduğu için değerli’ olduğunu hissettirmek olmalıyken…
MİKROP YUVASI
Doktora gittik. Doktor, ilgiliydi, teşekkür ediyorum. Süreci aktardım. Derhal ateş düşürücü özelliği de bulunan serum taktırılmasını istedi. Serumun takılacağı bölüme gittik. Kibar bir hemşireye rast gelmiştik. Ne diyeyim, sevindik açıkçası. Derken boşta bulunan yataklardan birine yatmam istendi. Yatakların çarşafları resmen mikrop yuvası. En temiz olanını gözümüze kestirdik. Keyifsizce ve tiksinerek yattım. Çünkü en temizi diye nitelendirdiğimiz çarşafın üzerinde onlarca taze kan damlacıkları vardı. Gözümle görmesem inanmazdım. Bu çarşaflara sağlam biri dahi yatsa garanti hasta olurdu.
SON DERECE ÜZÜCÜ
Yanımdaki diğer pis çarşaflı yatağın müşterisi de gelmişti. Genç bir kızdı. O da yatağa ayakkabılarıyla çıkıp ayakkabısının tabanını çarşafın ortasına kıyısına gezdirip durdu. Derken o genç kızın tedavisi bitti ve gitti. Aynı çarşaf üzerine bu kez 70’li yaşlardaki başka bir kadın hastayı yatırdılar şifa kapsın diye!
Yıl 2020 bu son derece düşündürücü ve son derece de üzücü olayın yaşandığı yerse ülkemiz sanayisinin can damarı olan Bursa’da! Diğer tarifle Avrupa Kokartlı şehir Bursa! En son ki başarı imtihanıysa Avrupa Yeşil Başkenti adayı oldun sen güzel Bursa!
DAHA DA HASTA OLDUM
Güler yüzün olmadığı, hijyenin uğramadığı bir hastane varsa karşınızda... Avrupa kenti de dense, Avrupa Yeşil Başkenti adayı olup bunu da alsan bile kime ne… Bursa İl Sağlık Müdürü Halim Ömer Kaşıkçı, öncelikle yeni göreviniz hayırlı olsun diyorum. Ve bir sorum olacak. Yanıtlarsanız sevinirim. Amacınız, bizleri Çekirge Devlet Hastanesi’nde güler yüzlü personellerinizle karşılayan, hijyen konusunda asla ve asla taviz verilmemesi gereken tek adres olan hastanemizde iyileştirdikten sonra yolcu etmek mi? Şahsım olarak ben bir daha o hastaneye gitmem artık. Çünkü hastaneden ayrıldıktan sonra daha da hasta oldum. Sanırım diğer virüsleri ve bakterileri de kaptım. Normal. Durun daha bitmedi. Ailemde benim sayemde yorgan döşek yatıyor.
ABONELİĞİMİ İPTAL EDECEKLERMİŞ
Hürriyet Bursa gazetesi abonesi olan Erol Kobak’ın haklı isyanıyla desteklediği e-postasını özetimle aktarıyorum: “Geçtiğimiz ay BURSAGAZ tarafınca arandım. Bugün de aynı konuşmanın metnini telefonuma yolladığını gördüm. Mevzu şu. Nilüfer’de, Osmangazi’de ve Mudanya’da aboneliklerim varmış. Vaziyet böyle olunca BOTAŞ birden fazla sözleşmem olduğunu fark etmiş. Bu da usulsüz kullanıma girermiş. Dairelerde ikamet eden kişinin sözleşmeyi yenilememesi halinde BURSAGAZ gazlarımı kesecekmiş.
Mudanya’daki dairemi yazlık olarak kullanıyoruz. Ayrıca, kışın sürekli olarak boştur. Eşime hediye ettiğim Nilüfer’deki dairemiz sürekli ikamet adresimizdir. Sinandede’deki annemin ve babamın (Onlar yaşıyor) iki katlı evlerindeki BOTAŞ aboneliğini üzerime aldım ki yüksek gelen faturaları görüp de gözleri doğal gaz saatine takılıp ısınmada fedakarlık etmesinler istedim. Katakulli olan hiçbir işe karışmadım. Hiçbir fatura ödemesini bir saat dahi aksatmadım. Neymiş aboneliğimi iptal edeceklermiş. Benim evlerimden ve YASAL aboneliklerimden BURSAGAZ’a ne? Bu esnada; Nilüfer Konak’ta kentsel dönüşümü bitmek üzere olan bir dairem daha var. Yılda üç ay da orada oturacağız. Yani bunun doğalgaz aboneliği de adıma olacak. Kızıma ve oğluma daire hediye ettiğim de yüksek müsaadeleriniz olursa onların aboneliklerini de üzerime alacağım BURSAGAZ! ” Erol Kobak, haklı. BURSAGAZ bakalım ne diyecek bu işe?
UYARICI LEVHA NEDEN YOK?
Hürriyet Bursa gazetesi abonelerinden olan Yüksek Endüstri ve Yüksek Makine Mühendisi Serkan Özgiray, bakınız ne diyor: “Osmangazi ilçesi Ortapazar Caddesi Lala Paşa Kütüphanesi karşısında bulunan bir esnaf dostumu ziyarete gitmiştim. Bir araç çekicisinin sadece yangın hidrantı önüne park eden aracı çektiklerine tanık olduk. Dostum; “Ne kadar yanlış bir uygulama. Ve burada 7/24 buraya park eden araç çekiliyor. Yangın hidrantının önüne park etmek kabul edilir bir durum değil tabi ki. Ancak buraya ‘Aracınız Çekilir’ cinsinden tabela dikseler olmaz mı?” deyince ben de konuyu size yazacağımı anlattım. Umarım vesilenizle uyarıcı levha dikilir. Teşekkür ediyoruz.” Karayolları Genel Müdürlüğü 14. Bölge Müdürlüğü’nün dikkatlerine…
Paylaş