Sürdürülebilir bir dünya için

Gıda fiyatlarının maliyet üstü artışlarına, gelişmiş ülkelerde bolluğa, israfa ve obeziteye, az gelişmişlerde ise sömürüye ve açlığa yol açıyor. Ham madde fiyatlarındaki düşüşler onları ciddi şekilde etkiliyor.
Üstelik böylesi bir üretim tarzı toprağın kendini yenileyememesine, su kaynaklarının tüketilmesine ve iklim değişikliğine neden oluyor.
Ve biz insanlık olarak tüm bunları biliyoruz ama tedbir almıyoruz, alamıyoruz. Ancak ben geleceğe dair umutluyum. Çünkü artık bu konuları çok daha fazla konuşuyor, yerele ve sürdürülebilirliğe çok daha fazla önem veriyoruz.
Geçen hafta gerçekleşen İzmir Gastro Fest’te olduğu gibi pestisitlerden arındırılmış küçük ölçekli tarımdan, coğrafi işaretli ürünlerden, yerli tohumlardan ve kooperatifçiliğin gerekliliğinden söz ediyoruz.
Bana öyle geliyor ki, gastronomi kültürünü masaya yatıran uzmanların, şeflerin, ilgili bakanlıkların ve uluslararası örgütlerin katıldığı festivaller, konferanslar sürdürülebilirlik ve gıdaya adil erişim konusunda farkındalık yaratacak.
Sürdürülebilir bir dünya için arz da talep de artacak. Devletler bu alanı, piyasayı düzenleyici tedbirleri daha kolay alacak...

DELİ GİBİ

Özlem Eren’i, İpek Özmen Develi ile birlikte 7 yıl önce Yeniköy’de Sırçacı 14’ü açtıkları dönemde tanımıştım. Özlem Hanım’la yıllar sonra İzmir GastroFest’e katılan Deli Gibi standında karşılaştık.
Kuzenleri Ece & Orkun Ürkmez ve Kerem Kızıldeniz’in Alaçatı’da açtığı yeni nesil şarküteriye danışmanlık veriyormuş.
Kendisi de vejetaryen olan, Yuvam Dünya Derneği’nin Yönetim Kurulu Üyesi Özlem Hanım’ın hayali ise gelecekte şarküteri ve süt ürünlerinin azaltılması.
Bu projede de onun katkılarıyla doğaya verilen zararı en aza indirebilmek için sadece doğal yöntemleri kullanan üreticilerle çalışıyor, ithal ürün kullanmıyorlarmış.
Hem yerli üreticiyi destekliyor hem de karbon ayak izimizi düşürmüş oluyoruz” diyor ve ekliyor “şimdilik tek avuntum bu”. Haziranda Alaçatı’da açılan dükkân çok ilgi görmüş.
Festivalde de standının önündeki kuyruklar eksilmedi.

KEPLER

İzmir GastroFest’in yabancı şef konuklarıyla birlikte gideceğimiz bahçesi olan ama aynı zamanda bölge mutfağını, mezelerini de tadacakları bir yer arayışında seçimimizi Kepler Pavilion’dan yana yaptık. Genç şef Aylin Güvenek ne amaçladığımızı anladı, menülerinde olmayanları da geceye özel hazırladı ve sundu.
Özel mevsim otlarıyla hazırladığı, sarımsaklı yoğurt ve poşe yumurtayla sunduğu zeytinyağlı sıcak kavurma, közlenmiş kapya biberli, dereotu, maydanoz, kırmızı soğan turşusu, sumaklı sirkeli patlıcan salatası çok başarılı yorumlardı.
Menüden vişneli satır etli pazı sarma yanında isli yoğurt; Ege otlu ve tulum peynirli kuskus yanında ızgara köfte hem konukları hem de bizi mutlu etti...

ANTİKA KAFE

Tarsus Yeryüzü Pazarı’nın sokağında Tarayda adlı farklı bir kafe var. Aydan Dirik mekanı 4 yıl önce hem antikacı hem de gelenlere çay kahve, atıştırmalık kek poğaça ikramı ettiği bir kafe olarak açmış. Şimdi yanıbaşındaki pazarın felsefesine de uygun doğal ürünlerle zeytinyağlılar, içli köfte, ve tort peynirli mantı gibi yöresel yemekler yapıp sunuyor...

BİR PORTRE

Beşinci kuşak Mersinli olan Yasmina Lokmanoğlu ile 2016 yılında Hürriyet Gazetesi ve TÜRSAB işbirliği ile düzenlenen Keşfet seyahatleri sırasında tanışmıştım. Mersin Kent Konseyi Başkanlığı görevini yürütüyordu. Tam bir sivil toplum gönüllüsü olarak çalışan Yasmina Hanım’la görüşemesek de iletişimimiz sürdü. Ekimin ilk haftasında gerçekleşen Adana Lezzet Festivali sırasında tekrar bir araya geldik. Bizi aldı ve Tarsus Yeryüzü Pazarı’na götürdü. Pazarda standı olan küçük üreticilerle tanıştırdı. Her birinin hikayesini anlattı.
Tarsus Slow Food’un lideri olan Lokmanoğlu’nun 2013 yılında raflara çıkan ‘Dünden Bugüne Mersin Mutfağı’ kitabını da bölge mutfak kültürünü tanımak, anlamak isteyenlere öneririm...

DEDEMİN BAHÇESİ

İzmir’de tanıştığım genç turizmci Cahit Demir Fırat pandemi sürecinde memleketi Mersin’e dönmeye, ailesiyle birlikte çalışmaya karar vermiş ve Dedemin Bahçesi’ni kurmuş. Dede Zeki Demir’in tarlasına limon ve portakal fideleri dikmesiyle başlayan serüven 1960’lı yıllarda oğulları Faruk ve Cahit Demir kardeşlerin bahçeyi büyütmesi ve daha sonra da avokado fideleri dikmesiyle sürmüş.
Bugün üçüncü ve dördüncü kuşak birlikte çalışıyor ve ürünleri en taze şekilde internet sayfaları üzerinden tüketicilerle buluşturuyorlar...

GASTROMASA

Gökmen Sözen’in 8 yıl önce başlattığı Gastromasa Konferansı bu kez Design/ Tasarım temasını işliyor. 7 Kasım’da Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleşecek, kendini kanıtlayan, aynı zamanda başarılı bir organizasyon olan etkinliği birçok kurum ve kuruluş destekliyor. Gastronomi dünyasının ünlü isimlerini İstanbul’la tanıştıran, ülke tanıtımına da katkıda bulunan, yabancı şeflerle Türk şefleri bir araya getiren Gastromasa’nın bu yıl konukları arasında
Mugaritz Restaurant, Bachour Bakery, Restaurant La Vie Osnabrück, Disfrutar Restaurant gibi ünlü restoranların şefleri ile The Best Chef Awards tarafından ‘Yılın Şefi’ seçilen DiverXO’nun kurucusu Dabiz Munoz da var.
Bakalım hayatımızın her alanında olduğu gibi gastronominin de olmazsa olması tasarım konusu nasıl masaya yatırılacak, neler
tartışılacak...