Paylaş
Yeme-içme sahnesinin yeni aktörlerinden Emre Karaca da Cook Life’ların ardından Güneşli’de Sade Beş Denizli isimli, Akdeniz havzasından Ortadoğu’ya uzanan bir coğrafyadan örnekler sunan yeni bir lokanta açmış. Mutfağın başında ise şef Deniz Şahin var.
Restoran dünyasından bir diğer heyecan verici haber de Türkiye’nin önde gelen şeflerinin yurtdışı atağı. Yeni Lokanta’nın sahibi ve şefi Civan Er aralık ayı başında Londra’nın Soho semtinde YENİ isimli bir lokanta açıyor.
Ancak Er, İstanbul’daki düzenini bozmayacağını, iki kent arasında gidip geleceğini, Yeni Lokanta’nın ve Taze Lokanta’nın yoluna devam edeceğini söylüyor. Zaten ikisi de kendi türlerinin en iyileri arasında, mutlaka etmeliler.
NEO Lokal’in şefi Maksut Aşkar’dan da TOİ’nin şefi İsmet Saz’dan da önümüzdeki yıllarda yurtdışında mekân haberleri geleceğini umuyorum. Şeflerimizin farklı ülkelerde restoran açmalarının Türk Mutfağının bilinirliğinin artmasına katkısı büyük olacak.
Genç şeflerin Yeni Anadolu mutfağı yaratma çabaları, malzeme bilinçlerinin artması da bu değişime şüphesiz ivme kattı. Restoranlarımızın kalitesinin yükselmesi de öyle. Yeme-içme severlerin de bu değişimde rolü büyük. Bizlere düşen de sektörü aşağı çekmek, yerli yersiz eleştirmek değil, iyileri ortaya çıkarmak olmalı...
İstanbul’da Fenix, Boston’da Nahita
‘d.ream’ Amerika pazarında büyümeye devam ediyor. Zuma ve Nusr-Et, Dallas’ta Da Mario ve Zaytinya’nın ardından son projeleri Boston’da Nahita’yı açtılar.
Aslında Nahita, İstanbul ve Bodrum’da şubeleri bulunan konseptini Mert Şeran’ın yarattığı, Türkiye’de Latin Amerika ve Nikkei mutfağının ilk temsilcilerinden biri olan Fenix’in Amerika uyarlaması. Nahita, bizden bir sözcük Niğde’nin eski adıymış.
Bu mutfaklara özgü lezzetler sunan menüyü Türk mutfağından dokunuşlarla zenginleştirmişler. Nahita’nın başında, uzun yıllar Türkiye’de Mert Şeran’la birlikte çalışan, üç yıla yakın bir süre Ulus 29’un şefliğini üstlenen Efe Önoğlu var.
Önoğlu, “Boston’un yeme-içme dünyası gerçekten çok hareketli ve değişken. Bölgede 56 üniversite bulunuyor, bu yüzden de çok genç bir şehir.
Bir yandan da ABD’nin en güçlü ekonomisine sahip. Herkes yeni mutfaklara ve yeni deneyimlere açık. Yemeklerimizin sunum ve lezzetlerinden servis kalitemize kadar tüm konularda misafir beklentilerini en üst seviyede karşılamak için çok çalışıyoruz. Aldığımız ilk tepkiler harika, bu bizi daha da motive ediyor” diyor.
Nişantaşı’nda yeni bir İtalyan
Geçen hafta Jupiter Group’un Nişantaşı Maçka Palas’ta Le Petit Maison’un yerine açtığı Galvin’e gittim. Galvin, yüksek tavanlarıyla, sütunlarıyla, oturma alanlarıyla, barıyla ve bölümlerin zeytin ağaçlarıyla ayrıldığı dekorasyonuyla farklı bir lüks sergileyen bir restoran olmuş.
Nişantaşı’da özel günler için gidilecek, şık akşam yemeklerinde buluşulacak böyle bir mekân eksikliği vardı. Büyük bir boşluğu dolduracaktır. İtalyan mutfağı ağırlıklı Galvin’in şefliğini uzun yıllar İtalyan restoranlarında çalışan, grubun tüm restoranlarının ‘executive chef’i Asım Yıldız üstlenmiş.
Ben henüz çok yeni açılmış olmasına karşın servisini, yemeklerini, özellikle pizzalarını, taze makarnalarını ve tiramisularını çok beğendim.
Hiç kuşkum yok menü zaman içinde iyice oturacaktır.
Restoran Haftası
Arada kesintilere uğrasa da gelenekselleşmeye başlayan Restoran Haftası, bu yıl 15-31 Ekim tarihleri arasında ‘Türk Mutfağı’ temasıyla İstanbul ve Gaziantep’te eş zamanlı yapılıyor. Türk mutfak kültürünü korumak ve geliştirmek misyonuyla hareket eden Metro Türkiye, Restoran Haftası’na destek vermiş.
Restoran Haftası süresince restoranlarda, yerel malzeme dokunuşu ile hazırlanan farklı menü alternatifleri sunuluyor; 35 TL olan kahvaltı ve öğlen menüleriyle, 55 TL olan akşam menülerinin yanı sıra ‘Tadım Menüleri’ de yer alıyormuş.
Akali, Alaf, Ali Ocakbaşı, Asitane, Bakla, Basta Street Food Bar, Del Mare, Divan, Escale, Feriye, Fireroom, Frankie, Gram, Hünkar, Köşebaşı, Lara’s Gourmet Burgers, Markus, Nev, Plus Kitchen, Spago, Suvla Kanyon, Welldone ve Zula katılan restoranlar arasında...
Renkler ve kimlikler
Yalınlık, sadelik, doğallık ve fonksi-yonel tasarımlar dendiğinde ilk akla gelen İskandinav ülkeleridir. Toprağa, denize, daha doğrusu doğaya yakın dururlar. Konforu severler ama mütevazılığı özümsemişlerdir, gösterişten uzak yaşarlar.
Kuzeyden çıkan markalar da bu anlayışı benimserler her zaman. 1926’da Norveç’in güneyindeki Sandefjord’da kurulan Jotun’un 2019 Global Renk Koleksiyonu ‘Kimlik’ Pilevneli Gallery’de anlatıldı.
Bu yıl renk temaları ‘Sakin’, ‘Rafine’, ‘Ham’ başlıkları altında toplanmış. Koyu toprak kırmızıları, yumuşak şeftali tonları, yeşiller ve vurgulu nötr renkler yeşiller ve sarılar yılın favori renkleri olarak ön planda.
Canlı müzik, bu renkleri yansıtan çiçekler ve Danimarkalı ünlü şef Mikkel Karstad’ın sebzeler ve baklagillerle hazırladığı yemekler eşliğinde yılın trendlerini dinledik. Renk uzmanı Lisbeth Larse “Evimiz, kimliğimizin yaşayan bir hikayesidir, içindeki eşyalar ve renklerle bizi anlatır” diyor.
Şef Mikkel Karstad da basit ve yalın bir menü hazırlamıştı, malzemenin özünü bozmadığı çok az pişirdiği sebzeler başta olmak üzere tüm yemekler çok lezzetliydi.
Ama İstanbul’da bulamam korkusuyla yapacağı humusun nohutlarını Kopenhag’dan getirmesi günün esprisi oldu!
Paylaş