Paylaş
Bunda sosyolojik değişimin hakim kültür içinde gerçekleşen sentezin de payı şüphesiz büyük. Ama hamurundan malzemesine kalitenin artmasını, Maça Kızı’nın öncü rolünü de unutmamak gerek.
Barbaros Reserve Bodrum’un plaj restoranı Barbarossa’nın lahmacun ve otlu pideleri de hamburgeri de unutulur gibi değil. Geçen hafta üç gün boyunca öğle yemek menümüz hiç değişmedi. Yok yarın yememeliyiz desek de ancak miktarlarını azaltabildik. Tam, yarım derken lahmacun ve pideleri çeyrekle sonlandırdık!
YENİ BİR RESİDANS KONSEPTİ
Yalıçiftlik mevkii Barbaros Koyu, Bodrum’un en sakin, en güzel koylarından biridir. İlk Club Med keşfetmiş, ardından binalar tümden yenilenerek 2005 yılında Barbaros Bay Kempinski Otel ve Resort açılmıştı.
Projenin ortaklarından, arazinin sahibi Orhan Yılmaz sohbetimiz sırasında o günleri tekrar hatırlattı. Türkiye’de otel rezidans birlikteliğinin ilk örneği olan tesis için çok emek vermiş. Yurtdışından ünlü bir firmaya fizibilite raporları çıkartmış. Uluslararası yatırımcılar, işletmeciler aramış.
Koy şimdi çok daha popüler olmaya başladı. Kempinski’nin hemen yanında Sani Şener’in çocukları, Sera Grup’un ortakları Ozan Şener ve Damla Şener Akkaynak, Barbaros Reserve adıyla 42 rezidanstan oluşan yeni bir projeyi hayata geçirmişler.
49 yıllığına kiralanacak evler boydan boya camlı geniş salonu, önünde açılır kapanır terasıyla son derece minimalist ve fonksiyonel tasarlanmış. Çok da zarif döşenmiş.
Yakında koya bir diğer ünlü grup Four Seasons geliyor. Dünyanın en ünlü iş insanlarından Amazon’un sahibi Jeff Bezos’a ait olduğu söylenen devasa yat Flying Fox da Barbaros Koyu’na demir atmıştı.
Aslında planlı bir büyüme ve yapılaşma olursa, doğa dengesi korunursa, Bodrum her koyuyla Türkiye’ye daha da yüksek getiri sağlayacak uluslararası lüks turizmin kalıcı bir cazibe merkezi olabilir...
Gastronomi kültürel mirastır
UNESCO’nun Yaratıcı Şehirler Ağı’na (UCCN) gastronomisiyle dahil olan ilk kentimiz Gaziantep’ti. Gaziantep mutfak kültürüyle, ürünleriyle bunu hak ediyor ama özveriyle ve ne yapacağını bilerek çalışan Fatma Şahin gibi bir belediye başkanına sahip olmasının da rolü çok büyük.
Şahin’in en önemli başarısı yerel yönetim, üniversiteler, kamu ve sivil toplumu bir araya getirmesi. Ve önüne hep daha ilerisi için hedefler koyması. Şimdi hedefi Gaziantep’i dünyanın önde gelen gastronomi merkezlerinden birine dönüştürmek.
Fatma Şahin’le bu yıl 12-15 Eylül tarihleri arasında 2’ncisi düzenlenecek Uluslararası Gaziantep Gastronomi Festivali’nin tanıtım toplantısı için bir araya geldik. Toplantıya Gaziantep Valisi Davut Gül’ün yanı sıra Ticaret, Sanayi ve Ticaret Borsası başkanları da katılmıştı.
Bu yılki festival, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İpekyolu Kalkınma Ajansı’nın kurumsal sponsorluğunda ve Gaziantep’i Geliştirme Vakfı’nın (GAGEV) desteğiyle gerçekleşiyor.
Festivale yurtiçinden ve dışından şefler katılıyor. Birçok etkinlik düzenleniyor ama bence en önemlisi tarım ürünlerinin, yemeklerinin, tarihi ve kültürel mirasının şeflere, yeme-içme ve seyahat yazarlarına tanıtılması.
Gaziantep, Zeugma ve Yesemek’le de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday. Fatma Şahin “Bu kent dünden bugüne gastronomi şehri olmadı. Hititlerden bugüne devam eden bir tarihle birlikte gastronomi kültürü gelişti, kök saldı” diyor.
Yemeklerin tespit ve tescillerini Gaziantep Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü yapıyor. Bugüne dek 291 yemek tescil edilmiş. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Mutfak Sanatları Eğitim Merkezi (MUSEM) ve Sanat ve Meslek Eğitimi Kursları Merkezi’nde (GASMEK) eğitimler veriliyor. Bu alanda bir öncü olan Emine Göğüş Gaziantep Mutfak Müzesi’ni de unutmamak gerek...
Bodrum Müzik Festivali
Doğuş Grubu’nun “Doğuş’tan İyi Bir Gelecek Doğuş ile Gelecek” projesi kapsamında D-Maris Turgutreis Klasik Müzik Festivali olarak yola koyulan Bodrum Müzik Festivali 15 yılı geride bıraktı.
Hafta içinde Doğuş Yayın Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nafiz Karadere ile yenilikleri ve programı konuşmak buluştuk.
Karadere, “Bodrum’u önemli bir kültür-sanat noktası haline getiren Bodrum Müzik Festivali’yle ülke turizmine katkıda bulunmayı” hedeflediklerini söylüyor.
Bu yıl 22–25 Ağustos tarihleri arasında gerçekleşecek festivalin sanat danışmanlığını Tuğçe Tez üstlenmiş. Tez, Paris ve Viyana’da klasik piyano eğitimi almış. Son 11 yıldır ise Londra’da Sanatçı Ajansı’nda çalışıyor. Şimdi iki işini de eş zamanlı yürütüyormuş. Sabah gün ışırken başlayan ve gece yarısına dek süren festivalin programında dünyanın en önemli müzik merkezlerinde konserler veren yıldızların yanı sıra genç ama gelecek vadeden sanatçılar da yer alıyor. Ayrıca söyleşiler, sergiler düzenleniyor.
Açılış konserini Fazıl Say, Nil Venditti yönetimindeki Bilkent Senfoni Orkestrası ile birlikte veriyor. Say’ın bestelediği “Umut” Senfonisi’nin de prömiyeri aynı akşam yapılıyor.
Her yıl olduğu gibi bilet gelirleri maddi imkanı yetersiz otizmli çocukların eğitimi için kullanılıyor. 2010’dan bu yana elde edilen 2 milyon lirayı aşkın bağış, otizmli çocukların eğitim masraflarını karşılamış.
Programa bodrummuzikfestivali.com’dan ve sosyal medya hesaplarından ulaşabilirsiniz...
Paylaş