Paylaş
GiZLi AÇLIK NEDiR?
‘Açlık’ besine ulaşmada zorluk çekmek veya hiç ulaşamamak olarak tanımlanıyor. ‘Gizli açlık’ ise yetersiz ve dengesiz beslenmeden kaynaklanıyor. Pek çok kronik sağlık sorununun tetikleyicisi olan, vitamin, demir, çinko, iyot, eser elementler ve diğer mikro besinlerin eksikliğiyle ortaya çıkan gizli açlık, özellikle çocukları etkiliyor. Türkiye’de temel besin gruplarının tüketiminde yüzde 37’lik oranla tahıl ve tahıl ürünleri ilk sırada, et ve balık yüzde 6’lık oranla son sırada yer alıyor. Çinko yetersizliğinin sebepleri arasında hayvansal kaynaklı besinlerin gereği kadar tüketilmemesi gösteriliyor.
◊ Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre halen tüm dünya nüfusunun yüzde 10’u yani yaklaşık 1 milyara yakın insan açlıkla mücadele ediyor.
◊ UNICEF’e göre her 15 saniyede bir çocuk beslenemediği için ölüyor.
◊ Dünyadaki her 4 çocuktan 1’i bodur ve her 100 çocuktan 8’i aşırı zayıf.
◊ WHO’ya göre her yıl 5 yaş altı 7 milyon çocuk, gizli açlık sebebiyle yaşamını yitiriyor.
◊ Gizli açlık sonucu ortaya çıkan sağlık sorunlarının tedavisi ve önlenmesi için küresel gayri safi milli hasılanın yüzde 3’ü, yani yaklaşık 3 trilyon dolar harcanıyor.
◊ Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2013 sonuçlarına göre 5 yaş altı her 10 çocuktan 1’i bodur.
◊ Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması 2010 sonuçlarına göre 5 yaş ve altı çocukların yüzde 4.1’ inde aşırı zayıflık görülüyor.
◊ WHO, Türkiye’yi çinko yetersizliğinin görüldüğü Mısır, İran, Irak, Hindistan, Çin, Pakistan gibi ülkelerin başında gösteriyor.
Bu çarpıcı veriler 3rd International Hidden Hunger/ 3. Uluslararası Gizli Açlık Kongresi’nden.
20-22 Mart günleri arasında Almanya’nın Stuttgart kentinde Hohenheim Üniversitesi tarafından düzenlenen kongreyi, Türkiye’den katılan tek kurum Sabri Ülker Vakfı (SÜV) ile birlikte takip ettik.
Özellikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ve gelişmiş ülkelerdeki göçmenlerin sorunu olan ‘gizli açlık’ küresel bir problem olarak dünya gündeminde ön sıralarda yer almaya başladı.
DENGELİ BESLENME TESTİ
Sabri Ülker Vakfı, kongre kapsamında “Mobil Uygulamaların Toplum Sağlığının Geleceğine Katkıları” konulu paralel bir oturum düzenledi.
Hohenheim Üniversitesi Beslenme Bölümü Başkanı Prof. Hans Konrad Biesalski, Uluslararası Yaşam Bilimleri Enstitüsü (ILSI) Direktörü Diana Banati ve SÜV Genel Müdürü Begüm Mutuş’un konuşmalarında ortak vurgu, gizli açlık sorunlarıyla mücadelede yeni dönem dijital uygulamaların rolünün büyük olacağıydı.
Hohenheim Üniversitesi tarafından geliştirilen ‘Self Check’ uygulaması SÜV tarafından “Dengeli Beslenme Testi” adıyla Türkiye’ye uyarlanmış.
Test vasıtasıyla bugüne dek binin üzerinde kişinin beslenme profilini çıkarılmış.
◊ Her 10 kişiden sadece 3’ü her gün meyve tüketme alışkanlığına sahip.
◊ Her 4 kişiden yalnızca 1’i, günde 1 defa çiğ veya pişmiş sebze tüketiyor.
◊ Bireylerin yalnızca yüzde 17’si günde 1 kez tam tahıllı ekmek tüketiyor.
◊ Haftada 1 saatten az fiziksel aktiviteye katılanların oranı yüzde 53,5.
◊ Bireylerin yalnızca yüzde 19’u haftada 1-3 saat ve üzeri fiziksel aktivite yapıyor. Meyve, sebze cenneti, üç tarafı denizlerle çevrili bir ülke için bu sonuçlar pek iç açıcı değil. Dengeli Beslenme Testi’ni isteyen herkes yapabiliyor: sabriulkervakfi.org/beslenmetesti
Bir çiğ beslenme öyküsü: Atelier Raw
Birçokları ‘raw food/çiğ beslenme’yi besinlerin doğada var oldukları haliyle hiçbir işlemden geçmeden yemek olduğunu sanıyor.
Oysa ‘raw/çiğ’ ve ‘rawfood’ birbirinden çok farklı.
Çiğ dediğimiz sebzeler, çimlendirilmiş ve filizlendirilmiş tohumlar, aktive kabak çekirdeği ve bademler doğal soslarla son derece doyurucu, lezzetli, yüksek enerji veren yemekler haline dönüşebiliyor.
Atelier Raw’ın kurucusu Neyir Turalı, 25 yıl tekstil sektöründe çalıştıktan sonra kendini emekli etmiş.
Tam “Hayatımda eksik kalanları yapmalıyım” derken arka arkaya aile içinde ciddi sağlık sorunları yaşanmış. Bu dönemleri beslenme ve sağlık ilişkisi üzerine okuyarak geçirmiş. Sonunda raw food’la tanışmış. Kendine yepyeni bir mutfak kurmuş.
Bir süre sonra arkadaşları, eşi, dostu ondaki değişimi görüp “Profesyonelce yap, biz de yararlanalım” deyince Atelier Raw doğmuş. Atelier Raw’un mutfağında sadece pestisit ve kimyasallardan arınmış organik ve doğal ürünler kullanılıyor. Yemekler glüten, şeker, süt ürünleri ve katkı maddesi içermiyor.
Tüm Atelier Raw lezzetleri İsveç’te yaşayan Bosna asıllı bir çiğ beslenme uzmanı olan “Orient Expressed” kitabının yazarı Dr. Sana S. Heco’nun danışmanlığında reçetelendirilmiş.
42 derecenin üzerinde ısıtılmadan hazırlandığı için besin değerleri korunan bu yiyecek ve içecekler, sindirim sistemini yormadan çalıştırıp, enerjiyi yükseltiyor.
Raw beslenmenin kolay olduğunu düşünmüyorum.
Ancak kimi zaman günde bir öğün, kimi zaman ayda üç gün çiğ beslenmeyi seçebiliriz.
Atelier Raw mutfağına gidip günlük hazırlanan raw yemek ve atıştırmalıklardan satın alabiliyorsunuz. İstenirse üç günlük kürler halinde eve ya da işyerine de yollanıyor.
Son yılların en heyecan verici projesi: Basta
Aylin Yazıcıoğlu ve Kaan Sakarya birlikte kurdukları Nicole’de çok iyi bir ikiliydiler. Ama Kaan sokağı seçti. Derin Arıbaş’la beraber Moda’da Basta Street Food’u açtılar.
Nisanda birinci yılını kutlayacak olan Basta, son yıllarda beni en çok heyecanlandıran projelerin başında geliyor.
İki genç şef bizlere en iyi malzemeyle yapılan şef dokunuşlu yemeklerin ucuz fiyatla sunulabileceğini de gösterdi. Basta’da ağır ateşte pişirilen dana kaburganın, kuzu kolun, lüks restoranlardan tek farkı dürüm içinde, basit tabaklarda sunulması.
Humus, lahanalı, elmalı bulgurlu salata, kuzu burger, dana kaburga dürüm, karamelize sütlaç, ne yediysem her biri çok lezzetliydi. Eğer henüz keşfetmediyseniz mutlaka yolunuzu düşürün, asla pişman olmazsınız.
Önümüzdeki haftanın menüsünde kokoreç de var...
Nicole’de Özgür Pazar
Türkiye’de şef restoranlarını saymaya kalksanız 10’u bulmanız kolay olmaz. Ama olanlar da yerini hak eden isimlerdir. Aylin Yazıcıoğlu’nun Nicole’ü de bu özel restoranların ilk sıralarında yer alır. Aylin şef, abarttığımı düşünmeyin kültürü, kişiliği, ekip bilinci ve yeteneğiyle gastronomi dünyasının gerçek yıldızlarından.
Yazıcıoğlu 16-18 Mart tarihlerinde Marsilya’da ünlü şef Gérald Paseda’nın Le Mole adlı restoranında yemek yapmıştı. 12 Nisan’a dek de hazırladığı torik tabağı servis ediliyor.
Aylin Yazıcıoğlu pazar günleri başlattığı uzun öğlen yemeklerine de devam ediyor. Bu hafta başrolde Bask usulü kalkan var.
Ancak baharın en güzel sebzeleri kuşkonmaz, enginar, sakız baklayla da yapılmış zeytinyağlılar, salatalar da kalkandan rol çalabilir...
Paylaş