Paylaş
Sosyal medyada evde ekmek yapma tarifleri, videoları en çok izlenen ve beğenilen “post”lar oldu. Birkaç ay önce glütensiz beslenmeyi önerenler ekmek yapmaya başladı. Marketlerde mayalar bitti. İskandinavya başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde un bulunamadı.
Mayıs ayında web üzerinden yapılan Borough Market Talks’un konusu, farklı şehirlerin Covid ile nasıl başa çıkmaya çalıştıkları üzerineydi. New York’tan Yasmin Fahr, Roma’da yaşayan İngiliz asıllı Rachel Roddy ve Antwerp’ten Regula Ysewijn gibi yeme-içme yazarı katılımcılar, farklılıklar ve benzerlikleri vurguladılar.
En çok ön plana çıkan, ortak nokta hamur ile uğraşmanın bu dönemde bir terapi haline geldiğiydi. Çoğunlukla ev yapımı makarna ve baklagillerle beslendiklerini anlattılar.
Tabii tüm bu anlatılanlar Türkiye ile karşılaştırıldığında çok basit ve sıradan kalır. Sosyal medyada korona günleri eğilimleri üstüne bir araştırma yapılırsa, sanırım ekmek ve ileri hamur yapım tekniklerinde açık ara önde olduğumuz ortaya çıkar. Belli ki ekmek görüntüsü ve pişen hamur kokusu ruhumuza iyi geliyor.
Zaten dünyada kişi başı en çok ekmek tüketen ülkelerden biriyiz. Avcı ve toplayıcılıktan tarım toplumuna geçildiği dönemden bu yana buğday başta olmak üzere tüm tahıllar bu topraklarda yaşayan kültürlerin en önemli besin kaynağı olmuş.
Benim kişisel tarihimde de toprağın, ekinin önemi büyük. Kırım’dan göç ettikten sonra en az beş kuşaktır çiftçilik yapan bir aileye mensubum. Buğday başakları arasında koşuşturmalarımızı, harman yerini, babaannemin çiftlikte yaptığı, taş fırında pişirdiği ekşi maya ekmeğin kokusunu, tadını unutmam mümkün değil.
Bana ilk öğretilen şeylerden biri de ekmeğin kutsal olduğuydu. Yere düşerse öpüp başımıza koyardık.
Tüm bolluğuna karşın ekmek asla atılmazdı.
Bayatladığında tuzludan tatlıya farklı şekillerde değerlendirilirdi. Ekmek aslanın ağzında, ekmek parası kazanmak, ekmeğini taştan çıkarmak, ekmeği ile oynamak, ekmeğini eline almak, ekmek kavgası gibi deyimler onun sadece bir beslenme aracı değil, kültürümüzün ayrılmaz bir parçası olduğunun da göstergesi.
Ayrıca dünya nüfusunun sadece yüzde 27’si tahıl üretimine yakın yerlerde yaşıyor. Biz dünyadaki bu şanslı yüzdenin içine giriyoruz. Tarıma gereken önemi ve özeni gösterdiğimizde, küçük ölçekli doğal ve organik tarımı, hayvancılığı desteklediğimizde tam anlamıyla kendi kendine yeten bir ülke olabiliriz.
Hem de yeryüzüne daha az ayak izi bırakabiliriz...
Dünya Çevre Günü’nün ardından
İsveç’in Stockholm kentinde yapılan Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı’nda 5 Haziran’ın Dünya Çevre Günü ilan edilmesinin üzerinden 48 yıl geçti.
Sürdürülebilir kalkınma, doğal kaynakların yenilenebilir biçimde kullanımı ve yaşanabilir bir dünya bırakma kararı alınmasına karşın ne yazık ki o günden bugüne kaynakların bilinçsizce kullanılması, çevre kirliliği, tüketim çılgınlığı, israf artarak devam etti.
BM’nin 2019’da yayınladığı bir rapora göre; dünya genelinde bitkiler, kuşlar, balıklar, mantarlar, arılar, tozlayıcı böcekler gibi 18 binin üzerinde bitki ve hayvan türü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.
Gıda ve Tarım Örgütü FAO’ya göre de gıda üretiminde yaşanan düşüşün nedenleri; endüstriyel tarımda kullanılan pestisitler, zararlı kimyasallar, iklim değişikliği, betonlaşma ve tarım alanlarının azalması.
Yaklaşan felaketin farkına geç varsak da son 10 yıl içinde sivil toplum kuruluşları, kamu ve özel sektörün işbirliğiyle soruna çözüm önerileri üretiliyor, çalışmalar yapılıyor.
Bizlere düşen de farkında olmak; gelecek kuşaklar için temiz su, hava, toprak ve biyo-çeşitliliğin devamını sağlayacak çalışmalara destek olmak, bilinçli tüketmek. En önemlisi de sahip olduğumuz bereketli toprakların ve ürün çeşitliliğinin kıymetini bilmek, yok olmalarına seyirci kalmamak.
TEMİZ HASAT TÜKETİM KOOPERATİFİ
Gönüllülerden oluşan ‘Temiz Hasat Tüketim Kooperatifi’, kadınlar öncelikli olmak üzere küçük üreticileri destekleyen bir sosyal girişim platformu.
Amacı çiftçilere ve ailelerine destek olurken doğal ve mevsiminde ürünleri ve baklagiller, pirinç, bulgur gibi temel gıda maddelerini tüketiciyle buluşturmak.
Üyelik sistemiyle çalışıyorlar. Hazırladıkları yıllık dayanışma paketlerini üç ayda bir adrese teslim yolluyorlar.
Erzincan’ın kırık bulguru, Kızılırmak deltasından Osmancık pirinci, Köyceğiz’den kurutulmuş narenciye, Balıkesir Gömeç’ten sızma zeytinyağı, Denizli Baklan’dan atalık tohum domates konserve, Antalya Akseki’den kara tahin, Antalya İbradı’dan keçiboynuzu pekmezi, lezzetlerinin yanı sıra hem paketlemesi hem de ürünlerin kalitesiyle güven veriyor.
Üye olmak ya da istediğiniz ürünleri ısmarlamak isterseniz web sayfalarından ya da ‘temizhasat’ sosyal medya hesabından ulaşabilirsiniz.
NİMET GELDİ EKİNE
Artun Ünsal’ın 2003’te çıkan, Türkiye’nin ekmeklerinin öyküsünü anlattığı “Nimet Geldi Ekine” adlı çalışması, 17 yıl geçmesine karşın bu konuda yazılmış en iyi kitap bana göre.
Mağara Adamlarından Günümüze, Anadolu Ekmeğinin Tarihi, İnançlarda, Dinlerde ve Anadolu Folklorunda Ekmek, Tarladan Sofraya, Köy Ekmekleri, Çarşı Ekmekleri, Katmer, Çörek, Börek ve Yemekler başlıkları altında çok değerli bilgiler veriyor.
Özellikle köy ekmeklerini, mayalama yöntemlerini anlattığı bölüm ekmek kültürümüzün ne denli güçlü ve zengin olduğunu bir kez daha insana hatırlatıyor.
Aynı bölgede yetişmeme karşın tarhanayla mayalanan Çanakkale Ayvacık köy ekmeğini hiç bilmezdim. Ama çok mantıklı geldi, en kısa zamanda deneyeceğim.
Restoranlar açılıyor
15 Mart’tan bu yana kapalı olan yeme-içme mekanları yavaş yavaş açılıyor. Hijyen ve sosyal mesafe kurallarını uygulayan, güvenle gidilebileceğini düşündüğüm, 2020 İncili Gastronomi Rehberi’nde yer alan mekanların haberlerini aldıkça paylaşacağım.
∆ Alaf / İstanbul
∆ Apartıman Yeniköy / İstanbul
∆ 16 Roof / İstanbul
∆ Bronco / İstanbul
∆ Fireroom / İstanbul
∆ Sunset / İstanbul
∆ Vadi İstanbul The North Shield / İstanbul
∆ Turk / İstanbul
∆ Nezih Kebap Yuvalama / İstanbul
∆ Karaköy Lokantası / İstanbul
∆ Develi / İstanbul-Ankara
∆ Cibalikapı Balıkçısı / İstanbul
∆ Muutto / İstanbul
∆ Seraf / İstanbul
∆ Grey Food&Drink / İstanbul
∆ Murano’s / İzmir
∆ Urla Sahil Restaurant / İzmir
∆ Od Urla / İzmir
∆ Bozukbağ Kahvaltıcısı / Bodrum
∆ Maça Kızı Restaurant / Bodrum
∆ Brava / Bodrum
∆ Zennup 1844 / Bursa
∆ Kebapçı Tamer / Bursa
∆ 7 Mehmet / Antalya
Paylaş