Daha sağlıklı daha huzurlu bir yaşam ama nasıl?

Özellikle de büyük şehirlerde yaşıyor, stresli işiniz varsa, günlük rutininiz hep bir şeylere yetişmekle geçiyorsa, sağlığınızda problemler çıktığında geçici çözümlerle yola devam ediyorsanız ‘kaliteli yaşam’ daha da zor. Ve biliyoruz ki beslenme iyi yaşamın anahtarı. Ne yediğimiz ve nasıl yediğimiz sadece sindirim sistemimizi değil, kendimizi nasıl hissettiğimizi de belirliyor.

Ayrıca beslenme şekilleri konusunda uzmanların farklı görüşleri ve yaklaşımları da aklımızı karıştırıyor. Kimi günde beş kez, kimi üç kez yemeyi öneriyor. Son zamanların trendi ise aralıklı oruç.

Ben biraz mesleğim, biraz da metabolizmam gereği istisnalar dışında uzun süredir bilmeden moda terimle aralıklı oruç yaparak yaşayanlardandım.

Her şey yolunda mı gidiyordu derseniz cevabım ‘evet’ olmaz. Sindirim sistemim her zaman hassastı, ancak dışarıda çok sık ve karışık yemek işimin parçası olunca sorunlar daha da arttı diyebilirim.

Sonunda sevgili arkadaşım Mine Kalpakçıoğlu’nu dinledim. 8 yıldır gitmemi önerdiği sağlıklı yaşam merkezi Vivamayr’da geçen hafta boyunca kaldım. Kendime bedensel, ruhsal ve zihinsel sağlığıma daha fazla dikkat edeceğime söz vererek döndüm...

Serhan Güven

Asıl mesele ne?

VIVAMAYR, Avusturya’nın Karintiya bölgesinde küçük, sevimli bir köy olan Maria Wörth’de, Wörthersee Gölü’nün hemen kıyısında yer alıyor. Merkez, 1900’lü yıllarda bağırsak ve vücut sağlığı arasındaki ilişkiyi ilk keşfeden isim olduğu söylenen Doktor Franz Xaver Mayr tarafından geliştirilen Mayr felsefesi doğrultusunda kurulmuş. Ve yıllar içinde bu felsefenin günümüz teknolojisi ile birleştirilmesiyle Modern Mayr Tıbbı ortaya çıkmış.

Mayr kürü kişiselleştirilmiş tedavi programları, beslenme önerileri, aktiviteler ve dinlenme süreleri oluşturmak için kapsamlı klinik teşhisiyle başlıyor. Bağırsak sağlığını korumak, kabızlıktan korunmak için yapılması gerekenler uygulanıyor.

Ama insanın aklını karıştıran uzun yenmeyecekler listeleri yerine malzemelerin pişirilme yöntemleri, hangi besinlerin beraber tüketileceği, çiğneme alışkanlıkları gibi gündelik yaşamda yapılacak küçük değişiklikler anlatılıyor. Ancak kesin bir kural var, kalınan süre boyunca kahve, siyah çay, içki ve sigara kullanımına izin verilmiyor.

Vivamayr’ın medikal direktörü Prof. Doktor Harald Stossier. Oğlu Georg Stossier de merkezin doktorları arasında. 15 yıldır yönetim direktörlüğünü ise ikinci kuşak Avusturyalı Serhan Güven üstlenmiş.

Doris Schuscha

Neler öğrendim?

Vivamayr’ın sağlıklı yaşam konsepti, “Dinlen, arın, spor yap, vücudunun sesini dinle, ihtiyacın olan mineral ve vitamin desteklerini al, en önemlisi de nasıl besleneceğini öğren” diye özetlenebilir.

Göl ve ormanla iç içe geçmiş Maria Wörth’ün manzarası baş döndürücü derecede güzel, sadece bol oksijen ve dinginlik insana terapi gibi geliyor.

Kahvaltı sonrası ister doğada, ister spor salonunda göle karşı yürüyüş, işinin en iyisi uzmanlarla yoga bile başlı başına bir terapi. Tabii işin asıl önemli yanı her biri alanında uzman doktorlar ve medikal ekibin gözetiminde beslenme alışkanlıkları ve yaşam tarzını değiştirerek arınma, yenilenme sürecini başlatmak.

Fazla kilosu olanlar için kilo da kontrol altına alınabiliyor ama tek amaç bu değil. Bağışıklık sistemini güçlendirme, diyabet ve stres kontrolü ve daha birçok hastalık için destek programları var.

Benim programım Dr. Doris Schuscha yönetiminde ilerledi. Önce ben kendimi şikâyetlerimi anlattım. O da tıbbi konsültasyon sonrası nasıl bir plan uygulayacağına karar verdi. Günlük yiyeceklerim, yapılacak terapiler, sporlar, masajlar belirlendi.

Hocalarım, ikisi de işinin ehli birer yogi olan Mauricio Keller ve Florian bana kötü tecrübelerim nedeniyle bıraktığım yogayı sevdirdiler. Aralardaki boş vakitlerimde de yürüyüş, yüzme, sauna, buhar odası gibi etkinliklerle değerlendirdim.

En özel buluşmalarımdan biri de Vivamayr’ın uzun yıllar şefliğini üstlenen, merkezin beslenme felsefesini ve yemek tariflerini veren “Veggie Stars” kitabının yazarı Emanuela Fischer ile bir araya gelmemiz oldu. Emanuela ile nasıl beslenmem gerektiği konusunda yaptığımız konuşma benim için gerçekten ufuk açıcı oldu.

MUTFAĞINDAN BİR TARİF ALABAŞ ÇORBASI

◊ 2 orta boy Alabaş

◊ 2 orta boy patates

◊ 2 tane defne yaprağı

◊ 1 tutam kaya tuzu

◊ 3 yemek kaşığı zeytinyağı

◊ 1 çay kaşığı muskat rendesi ya da çekilmiş tozu

Patates ve alabaş soyulduktan sonra küçük parçalara ayrılır. Yaklaşık 1 litre suda, içine defne yaprakları ve tuz konularak 30 dakika kadar pişirilir. Suyundan defne yaprakları çıkarılır, muskat ve zeytinyağı ilave edilerek blender’da çekilerek krema kıvamında çorba elde edilir.

Ve yemekler...

Bir sağlık ve iyi yaşam merkezi olarak Vivamayr’ın menüsünün en büyük özelliği sebze ağırlıklı olması, sadece taze ve mevsiminde organik ürün kullanılması, az sayıda ana malzemeyle, aromatik otlarla, baharatla yaratıcılık ve lezzet çıtası yüksek yemekler hazırlanması. Karbonhidrat ve protein zengini yiyeceklerin bir arada verilmemesi.

1 hafta boyunca menüde patates, havuç, brokoli, ıspanak, pazı, alabaş, mantar, kereviz ve nohut başrolde olan ürünlerdi. Hemen hepsinde ya buharda pişirme, ya haşlama ya da soteleme yöntemi kullanılıyor. Menülerde vegan ve vejetaryen yemeklerin yanı sıra balık-et ve yumurta da ihtiyaca göre küçük porsiyonlarda sebze eşliğinde veriliyor.
Tam benim sevdiğim gibi çiğ beslenme yok, sadece avokado o da içine çok az tuz ve limon suyu ilavesiyle püre olarak veriliyor. Zerdeçal, zencefil, maydanoz, susam, keten tohumu, badem de en çok kullanılan sağlıklı lezzet artırıcılar.
Soğan, sarımsak, meyve, şeker, makarna, pilav, acı baharat ve yağlı yiyecekler de yoklar arasında. Kullanılan tüm soğuk sıkım yağlar yemeklere piştikten sonra ilave ediliyor.

Emanuela Fischer danışmanlığındaki mutfağın başında Mario Waldhauser isimli genç bir şef var. Daha önce hastanede çalışıyormuş. Onun ve ekibinin bir sanat yapıtı gibi sundukları yemekler dengeli olmasının yanı sıra çok da lezzetliydi.

Mario Waldhauser

Kolay uygulanabilir prensipler

◊ Yemeğe yarım saat kala, yerken ve yemekten en az 1 saat sonrasına dek su içmemek.
◊ Lokmaları 30-40 kez çiğnemek.
◊ Saat 16.00’dan sonra kesinlikle çiğ sebze, meyve, salata tüketmemek.
◊ Akşam yemeklerini erken ve az yemek, mümkünse sadece sebze çorbası içmek, hatta haftada 1-2 gün akşam yememek.
◊ Lokal ve mevsiminde sebze ve meyveleri tüketmek.
◊ Yemek aralarında atıştırmamak ve öğün aralarını en az 4-5 saat bırakıp o süreçte sadece su ve bitkisel çay içmek.
◊ Aktif bir yaşam sürmek, mümkünse günde 1 saat yürüyüş yapmak.