Bu yılın ‘en’leri...

Yılın son günü, tüm dileğimiz tüm insanlık için acıların, sıkıntıların, savaşların, terörün, açlığın geride kaldığı, daha iyi, daha yaşanabilir bir dünya ve tabii bir ülke...

Haberin Devamı

Nedense yılın son günlerinde şöyle bir geriye bakıp değerlendirme yapmak adet olmuş.
Genel olarak zor bir yıl geçirdik.
Büyük acılar yaşadık. Ayrıca, kapanan restoranlar, boş oteller, turistik bölgelerde siftah yapamadan günü geçiren işyerlerinin sayısı da azımsanacak gibi değildi.
Ama yine de hayat devam ediyor, etmeli dedik. Bugün kısacık da olsa yeme-içme dünyası, kültür, sanata ilişkin başarılı bulduğum projelerden, etkinliklerden söz etmek istiyorum.
Dünyada gastronomi başta olmak üzere yardımlaşma, sorunlara çözüm bulma üzerine dünyadan ve Türkiye’den başarılı örneklerin anlatıldığı, sorunların tartışıldığı “Yedi: Geri Ver” konferansı yılın en etkileyici buluşmalarındandı.
İstanbul Modern’deki “İnci Eviner Retrospektifi” ve “Biz İnsan mıyız?” başlıklı, bugün dünyada olup bitenlerle tasarımın ilişkisini sorgulayan İstanbul Tasarım Bienali, yılın en düşündürücü ve ufuk açıcı sanat etkinlikleriydi.

Haberin Devamı

Görevleri yemek

Yıllardır iki ünlü şef Antonio Carluccio ve Gennaro Contaldo’nun “Two Greedy Italians/ İki Açgözlü İtalyan” adlı yemek ve seyahat programını severek izlerim. BBC tarafından hazırlanan programda, genç yaşlarda İngiltere’ye yerleşen ve orada ünlü olan iki şef doğdukları topraklara geri döner. 

İtalya’nın farklı bölgelerinin mutfak kültürünü anlatırlar.
Kimi zaman birbirlerine yemek yaparlar, kimi zaman restoranlara giderler.
Tabii BBC gibi kapsamlı bir prodüksiyona imza atmak ülkemizde henüz kolay değil. Ama yine de bu programı ne zaman izlesem bizde de keşke benzeri programlar olsa diye hayıflanırdım.
Kısa süre önce iki eski dost, yeme-içme yazarları Mehmet Yaşin ve Teoman Hünal bir araya gelerek benzeri bir programa imza attılar. “Görevimiz Yemek” adlı programda ikili yurtiçinde ve dışında çeşitli kentlere, restoranlara giderek o yörenin mutfak kültürünü, yemeklerini keşfediyor.
Kimi zaman tartışıyor, kimi zaman da beğenileri aynı doğrultuda oluyor.
Program çok başarılı, onların dostlukları, içtenlikleri izleyiciye de geçiyor. Ama bazen o kadar çok yiyorlar ki onların adına korkuyorum...
Program Türkmax Gurme’de cuma günleri 13.45’te yayınlanıyor ama tekrarları da var.
İzleyin derim...

Haberin Devamı

İstanbul ve Gece

Saffet Emre Tonguç ile hem yurtiçinde hem de yurtdışında tura çıkan şanslı insanlardanım. Seyahat etmeyi sevenler bilirler, bazen rehberli turlar kabusa dönüşebilir.
Saffet Emre ise neyi ne kadar anlatacağını, nasıl anlatacağını çok iyi bilir. Kitapları da öyledir. Bugüne dek yazdığı kitapların birçoğunu okudum. “İstanbul Hakkında Her Şey” kitabını geçen yıl İstanbul Kültür Üniversitesi’ndeki öğrencilerime de okuttum. Bu ayın başında raflara çıkan “İstanbul ve Gece” adlı son kitabı da tam bir İstanbul güzellemesi.
Ahmet Haşim gibi İstanbul’u gece sevenlerdenseniz camileri, kiliseleri, sarayları, gökdelenleri, limanları, meydanlarıyla İstanbul’un dört bir köşesinin gece fotoğraflarına bayılacaksınız.
Gece yarısından sonra ya da sabaha karşı çekilen fotoğraflar Aydın Sertbaş’a ait. Kentin tarihine ilişkin bilgiler, hikayeler de bir o kadar güzel...

Haberin Devamı

BU YIL FAVORİ RESTORANLARIM

Hangi alanda olursa olsun “En sevdiğin, en beğendiğin, en iyisi hangisi?” gibi soruları cevaplamayı pek sevmem.
Zaten hiçbir zaman da tek cevabım olamaz. Bu yüzden “2016’nın en iyileri” listesi yapmak yerine bu yıl içinde gittiğim, yemeklerini beğendiğim, her anlamda mutlu ayrıldığım yerleri yazdım...
◊ MİKLA: Dünyanın en iyi 56. restoranı. Yaratıcılık, lezzet, sunum dört dörtlük. Mehmet Gürs 10 yıl önce yarattığı Mikla ile hem Yeni Anadolu mutfağının öncüsü hem de dünya çapında bir isim oldu.
◊ SUNSET: Barış Tansever’in Boğaziçi Üniversitesi mezunu genç bir girişimci olarak Ulus sırtlarında 1994’te açtığı Sunset, İstanbul’un 22 yıldır cazibesini hiç kaybetmeyen tek mekanı.
◊ KİLİMANJARO: Bu yılın başında açıldı ve kısa sürede en iyiler arasına girdi. Sadece yerel ve mevsiminde malzeme kullanıyorlar. Restoranın konsept danışmanı Cemre Narin. Mutfağın başında genç şef Mustafa Otar var.
◊ NİCOLE: Türkiye’nin en iyi şeflerinden biri olan Aylin Yazıcıoğlu, Fransız mutfağından birbirinden yaratıcı yemeklere imza atıyor. Aynı zamanda mutfağı genç şeflere bir okul oluyor.
◊ KARAKÖY LOKANTASI: 16 yıl içinde tam bir İstanbul klasiği oldu. Yeme-içme severlerin ortak bir noktada buluştuğu ve sektörde krizden etkilenmeyen ender yerler arasında. Karaköy Lokantası’nın başarısının ardında Oral Kurt’un fiyat-kalite dengesini hiç bozmayışı geliyor.
◊ NEO LOCAL: Yöresel ve mevsiminde malzemelerle, geleneksel tatlarımızı başarıyla yorumluyor günümüzün en önemli şeflerinden Maksut Aşgar.
◊ LACİVERT: Boğaz’ın yanı başında, İstanbul’un ayrıcalıklarının en iyi hissedildiği yerlerden biri. 20 yılı geride bırakan Lacivert’in başarısının ardında kurucuları ve şimdiki işletmecileri kadar şef Hüseyin Ceylan’ın da emeği büyük.
◊ TOPAZ: Manzara, iyi yemek, fine-dining Türk Mutfağı. Açıldığı günden beri kalitesini bozmayan Topaz’ın başarısının ardında mekanın sahibi Yücel Özalp, şef Alparslan ve servis ekibinin uyumlu işbirliği yatıyor.
◊ ATİYE BLUSH: İşletme dünyasının ünlü isimlerinden Muhittin Ülkü, Kapadokya’daki mekanı Muti’yi kapattıktan sonra bar ve ayakta atıştırmalıklarla özdeşleşen Atiye Sokak’ta yemeğin ön plana çıktığı ve kendi tarzını yansıttığı bir mekan yarattı.
◊ FERİYE PALACE: İlk Boğaz Köprüsü, Ortaköy Camii ve Kız Kulesi manzarasıyla İstanbul’un simge mekanlarından olan Feriye, bu yılın başında yenilendi. Mekan başarılı bir işletmeci ve Türk mutfağını en iyi yorumlayan şeflerden olan Aydın Demir’le boyut değiştirdi.
◊ YENİ LOKANTA: Şef Civan Er, üç yıl önce açtığı Yeni Lokanta’da geleneksel tatları modern bir yorumla sunuyor. Şefin her daim mutfağın başında olması en büyük artısı.
◊ KİVA BOMONTİ: Şef Deniz Şahin’in yönetimindeki Kiva Bomonti, farklı kültürlerden beslenen meze geleneğini başarıyla yansıtıyor.
◊ SUVLA KANYON: İlk restoranını Eceabat’taki üretim tesislerinin içinde açan Suvla, Kanyon şubesiyle şarap ve yemek eşleşmesi, şarap tadımları konusunda büyük bir eksikliği giderdi.
◊ FERAHFEZA: Karaköy’ün dekorasyonu, yemekleri, barı ve manzarasıyla en özel mekanları arasında. Şef Özhan Şivetoğlu her geçen gün kendini geliştiriyor.
◊ EFRUZ: Bir yıl önce bu günlerde Serdar Akinan’ın Sıraselviler’de açtığı Efruz, yaratıcı mezeleriyle yeni nesil meyhane geleneğine farklı bir nefes.
◊ SANAYİ 313: Atatürk Oto Sanayi Sitesi’ndeki 313, tasarım mağazası ve restoran birlikteliğinin İstanbul’daki en güzel örneği. Bugüne dek ne zaman gitsem şef Müge Ergül beni hiç hayal kırıklığına uğratmadı.

 

Yazarın Tüm Yazıları