Bu kez farklı bir Roma

Konferansa katılan eş kontenjanından gittiğim bu ziyaretimde ise merkeze birkaç kilometre uzaklıkta bugün bir doğa parkı ve müzeler bölgesi olan Villa Borghese Parkı’nın yanı başında iki odalı butik tesis Design Ata Experience’de konakladık ve bu bölgeden pek çıkmadık.

Bugün de yaşam alanı olan birkaç yüz yıllık tarihi binada kalmak, mahallenin restoranlarında, barlarında, kafelerinde vakit geçirmek, bölgenin kadınlarının açtığı ucuzluk mağazalarından alışveriş yapmak, sohbet etmek çok keyifliydi. İnsan böyle bir tatilde gerçek Roma’yı ve Romalıları tanıyor, daha çok seviyor.
Design Ata, dekoratör Alessandra Taravacci ve yeni emekli general eşi Massimo’ya ait bir mekân. Önce atölye olarak açmışlar, sonra iki odasını kiralamaya karar vermişler.

Minimalist zarif, huzurlu bir tanıdığın evinde kalıyorsunuz duygusunu size geçiriyorlar.
Nerede ne yenir, nereye nasıl gidilir bilgilerini de üşenmeyip hazırlamışlar.
Önerileri BucaVino Hostaria, 30 yıllık Casa Mia Restaurant tam da istediğimiz gibi geleneksel yemeklerin sunulduğu bir yerdi. Bölge dışında ise Serra Yılmaz’ın önerisi Ristorante Fiammetta oldu. Her birinde fiyat-kalite-lezzet dengesi mükemmeldi.
20 yıldır gittiği ve en sevdiği lokantalardan olan Ristorante le Mani in Pasta ve Pierluigi’yi ise bir sonraki gidişimize bıraktık.

SERRA YILMAZ VE FERZAN ÖZPETEK’İ TANIR MISINIZ?

Roma’da karşılaştığımız insanlara bu soruyu bizim sorduğumuzu düşünebilirsiniz. Ama öyle olmadı, konuştuğumuz ve Türkiyeli olduğumuzu öğrenen herkesin bize Serra Yılmaz’ı, Ferzan Özpetek’i tanır mısınız diye sorması, “Karşı Pencere”den, “Cahil Periler”den söz etmesi bizi İtalya’da çok tanındıklarını bilmemize karşın hem şaşırttı hem de sevindirdi. İkisi orada da gerçek birer star...

ATATÜRK BÜSTÜ VE SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ

Villa Borghese’deki Pietro Canonica Müzesi’nde ünlü heykeltıraşın yapıtlarının yer aldığı salonda girdiğimde Atatürk büstü ve Meydan Muharebesi’nin bir grup kahramanını canlandıran heykellerle karşılaşmak çok güzel bir sürpriz oldu. Canonica anılarında “Mustafa Kemal poz verdiği sırada onunla her şeyden konuştuk. Hali ve tavrıyla çok özel biriydi” diyor.

Bir İstanbul klasiği yeniden

Resmi açılışı 16 Ocak, ön açılışıysa 5 Ocak’ta 1956’da Semahat Koç ile Nusret Arsel’in düğünüyle yapılan Divan Otel’in lokantası uzun süre İstanbul’un en özel buluşma mekânları arasındaydı. Ancak zaman içinde farklı nedenlerle eski cazibesini yitirdi.
Ve 2021 başında bir otel restoranı havasından kurtulmak, eski günlerini aratmayacak bir ruha kavuşmak, dekorasyondan menüye küçük dokunuşlarla yenilenmek üzere kapılarını kapattı.

O günlerde Divan Grubu Genel Müdürü Murat Tomruk ile buluşmuş, olası değişiklikler üzerine konuşmuştuk.
Çarşamba akşamı ise yeni menüyü deneyimlemek üzere tekrar bir araya geldik.
Dekorasyondan menüye tam da planladıkları gibi bir yol izlemişler. Restoranın adıyla çok isabetli bir kararla çok oynamamışlar.
Divan Lokanta, Lokanta by Divan olmuş.
Cam üfleme sanatçısı Robert DuGrenier’in kehribar ve ateş kırmızısını harmanlandığı tavan enstalasyonu ve 2020’de Wine Spectator ödülünü alan özel kav bölümü de duruyor.
Yemeklere gelince mevsiminde ve yerel ürün kullanarak Türk mutfağını yorumladıkları zarif bir menü kurgulamışlar. Mutfağın başında Divan geleneğinden gelen şef Volkan Arık var.

Başlangıç olarak gelen kabak çiçeği ve kiraz domates dolmalarında, Tokat yaprağı sarması ve imambayıldıda erken hasat Ayvacık zeytinyağı ve Karacadağ pirinci kullanılmıştı.
Ara sıcak olarak gelen baklava yufkasında kuzu etli börek hem sunumu hem de damakta bıraktığı tatla mekânın imza yemeği olacak denli başarılıydı.
Kendi suyunda demlenmiş, midyeli şarap sos eşliğinde sunulan Ege Lagos’u da Bayrampaşa enginarı püresi, kuzu göbeği mantarı yahnisi eşliğinde sunulan ızgara bonfile de kusursuz, emekle yaratılmış lezzet çıtası yüksek tabaklardı.
Umarım menüde Semahat Arsel’in hazırladığı ‘Eskimeyen Tatlar’ kitabından kimi yemekler de yer alır...

AyMutlu müşterileri mutlu

Yıllar önce Fenerbahçe’de yürüyüş yaptıktan sonra kahvaltıyla öğle yemeği arası bir saatte ve çok açıkmış bir halde karşımıza ilk çıkan, adından hoşlandığımız Happy Moon’s adlı bir kafeye girmiştik.
Hafta sonu olmasına karşın servisin hızlılığı, çalışanların güler yüzü ve tosttan salataya istediğimiz her şeyin porsiyonlarının büyüklüğü ve aynı zamanda lezzetli olması doğrusu bizi şaşırtmıştı.
Sonra marka yavaş yavaş birçok yerde karşıma çıkmaya başladı. Ve kime sorsam Happy Moon’s hakkında olumlu şeyler duydum. Bir süre önce de kurucusu Hüseyin Aymutlu ile tanışma fırsatımız oldu. Akmerkez’e açtıkları et ve kebap restoranında buluştuk.
Hüseyin Bey tam bir alaylı. 16 yaşında komi olarak çalışmaya başlamış. Garsonluk, barmenlik derken restoran yöneticiliğine kadar yükselmiş. 1999’da eşiyle Kadıköy’de soyadından esinlenerek ‘Happy Moon’s adıyla ilk kafe-restoranlarını açmışlar.
İlk beş yılı restoran işletmeciliği kitapları okuyarak, dünyadaki örnekleri inceleyerek markalarını oturtmaya çalışarak geçirmişler. İyi hizmet, malzeme ve fiyat anlayışı hedef kitleyle buluşunca ikinci şubelerini Şaşkınbakkal’da açmışlar. Doğru zamanda doğru kararla birleşince 23 yılın sonunda bugün 55 şubeye ulaşmışlar. 2023 sonu hedefleriyse 70 şube.
Hüseyin Aymutlu, “Happy Moon’s Grup çatısı altında farklı konseptte restoranlarımızın da olmasını istiyoruz” diyor. İkon, Bob’s ve No. 54 Kebap & Steak’ de yeni markaları. 2023’ün ilk yarısında İkon markasıyla Los Angeles ve Londra’da birer şube açmayı planlıyorlarmış.

NO.54 KEBAP & STEAK

Adını Akmerkez AVM’nin kapı numarasından alan No. 54 tam bir et ve kebap restoranı. Kebaplar Kazdağları’nda yetişen kıvırcık kuzu eti kullanılarak hazırlanıyormuş. Bandırma’dan temin edilen dinlendirilmiş dana etiyle yapılan ilk kez deneyimlediğim antrikot spagetti de lokum da Adana usulü basma kebap da çok başarılıydı.