Paylaş
YEME-İÇME
◊ Mutfakta geçirdiğimiz zaman artacak. Özgürce kendi yemeklerimizi yaratmaya devam edeceğiz.
◊ Ekmek ya da poğaça kokularının verdiği mutlulukla uzun bir süre geçirdikten sonra hamur işlerine düşman gözüyle bakmayacağız.
◊ Hem sağlık hem de sürdürülebilirlik için taze, mevsiminde ürünleri kullanmaya daha fazla özen göstereceğiz. Ürünleri daha bilinçli tüketeceğiz.
◊ Restoranlara gitmek, dışarı çıkmak daha törensel olacak. Gideceğimiz yerleri dikkatli seçecek, rezervasyon yapmayı içselleştireceğiz.
◊ Dışarıda yerken ister hızlı yemek ister restoran olsun, lezzet kadar malzeme kalitesi konusunda da seçici olacağız.
◊ Daha çok yerel yaşayacağız. Mahallemizin marketi, kasabı, fırını, manavı, balıkçısı önem kazanacak.
◊ Pandemi koşulları sona erdikten sonra da internet üzerinden alışveriş yapmaya ve restoranlardan paket servisi hizmeti almaya devam edeceğiz. Gelen yemeklerle keyifli sofralar kuracağız.
SOSYAL YAŞAM-EĞLENCE
◊ Sosyal medyaya daha fazla vakit ayırabildiğimiz için empati kurma yeteneğimiz, dayanışma duygumuz gelişecek.
◊ Ev davetleri artacak, yeni keşfimiz yemekler görücüye çıkacak ya da restoranlardan ya da hayalet mutfaklardan yemek sipariş edilecek.
◊ Yaz kış demeden açık havada yürüyüşler, yaşamlarımızın ayrılmaz parçası olacak.
◊ Balkonlu, bahçeli evler daha çok talep görecek.
◊ Her ne kadar yalnızlıkla baş etmeyi, kendi kendimize yetmeği öğrenmiş olsak da gerçek arkadaşların, dostların değerini daha iyi anlayacağız.
◊ Evde çalışmayı içselleştireceğiz. Ancak internet üzerinden sohbetler yerine restoranda, kahvede, pastanede buluşmayı ya da çalışmayı tercih edeceğiz.
MODA-KİŞİSEL BAKIM
◊ Evlerimizde en çok mutfaklarımızda vakit geçirdiğimiz dönemin ardından normal yaşantımıza dönsek bile birkaç kilo fazlamızla mutlu-mesut yaşayacağız.
◊ Daha rahat giyinmeye başlayacağız. Spor ayakkabılar, eşofmanlar gardıroplarımızda daha çok yer alacak.
◊ Güzellik, bakım anlayışımız değişecek. Sağlıklı beslenmenin, cilde nefes aldırmanın sonuçları görüldüğü için doğallık ön plana çıkacak.
◊ Lüksün anlamı değişecek. Binlerce liralık kremler, çantalar ve takıların yerini, sağlıklı beslenme, minimal estetik müdahaleler ve iyi-temiz-adil ürünler alacak.
KÜLTÜR-SANAT
◊ Galeriler, müzeler sanat merkezleri buluşma mekanlarımız arasına girecek.
◊ Müzik daha çok hayatımızın içinde olacak, sevdiğimiz parçalardan kendi listelerimizi oluşturacağız. Açık hava konserleri kulüplerin, barların yerini alacak.
◊ Televizyon karşısında oturmaya doyduğumuz için daha çok kitap okumaya başlayacağız.
250 RESTORAN ÜYE OLDU
İstanbul’un önde gelen restoran işletmecilerinden Cem Mirap Türkiye’de, hatta Avrupa’da da öncü girişimcilerden biri oldu. Eylül 2020’de paket servisi uygulaması Fuudy’yi kurdu. İstanbul’un gastronomi çıtası yüksek 250 restoranı bu platforma üye.
Frankie, Alaf, Sushi Manga, Itsumi, Steeve by İsmet Saz, Antica Locanda, Fire Room Maslak, Foxy Nişantaşı, Baylan, Araka, Hünkâr, Nenni Brasserie ve Köşebaşı gibi farklı tarzda restoranlardan aplikasyona girip oturduğunuz bölgeye göre siparişinizi veriyorsunuz.
Barış Tansever ise Sunset Sushi @home menüsünü hem bu uygulamayla yolluyor hem de özel araçlarla istenilen yere gönderiyor.
Sunset yaz boyunca da suşileriyle Bodrum Loft’un içinde olacakmış. Daha doğrusu markanın isim hakkını Hamdi Akın’a veriyormuş.
LÜKS RESTORANLARIN
PAKET SERVİSİ
Geçen hafta sonu İngiltere’nin pazar gazetesi Observer’da ünlü şeflerin, lüks restoranların paket servisine başladıklarını ve ortaya çıkan yeni oluşumları anlatan bir yazı yayımlandı.
Özellikle Noel döneminde ve yeni yıl akşamı restoranlara verilen siparişler tavan yapmış.
“Fine dining at home” konseptiyle ortalama haftada 250-500 arası set menü paket yollanmış.
Şimdi de sırada “Sevgililer Günü” var. Menü fiyatları ise restoranların tarzına ve lükslüğüne göre iki kişi 115 ile 250 pound arasında değişiyormuş.
Şeflerin bazıları kendi kurdukları “Home delivery” (Eve teslim) sistemini kullanırken bazıları da “Finish & Feast” adlı bir ortak platformu kullanıyormuş.
Zorlu’da bir dönem açık olan Tom’s Kitchen Brasserie’den aşina olduğumuz Şef Tom Aiken da bir Michelin yıldızlı yeni restoranı Muse’un yemeklerini bu platform üzerinden set menü olarak yolluyormuş.
Gary Usher, Adam Handling gibi tanınmış şeflerin ortak düşüncesi paket servisi sayesinde elemanlarının işsiz kalmaması, kâr etmeseler de iflas etmekten kurtulmaları.
En önemlisi de müşterilerinin kaliteli yemeklerin kapıya servisini sevmesi.
Restoranlar pandemi sonrası açıldığında talep azalsa da bu trend birçok ülkede devam edeceğe benziyor...
NEREDEN, NASIL ALIŞVERİŞ YAPALIM
Kentin farklı köşelerindeki sevdiğimiz pazarlara, şarküterilere, lezzet noktalarına sokağa çıkma yasakları ve kısıtlamalar nedeniyle gidemediğim için ben de birçok kişi gibi alışverişlerimi, yaşadığım yerden ya da kendi internet sayfalarından satış yapan güvendiğim üreticilerden yapıyorum. Küçük esnafı desteklemek hepimizin görevi.
Elimden geldiğince de büyük marketler yerine organik dükkanları, küçük işletmeleri tercih ediyorum.
Ancak son dönemde birkaç tatsız deneyim de yaşadım.
Çünkü lüks bir markette kilosu 103 lira olan bir ürünün tamamen aynısını bir şarküteriden 157 liraya aldığımı fark ettim.
“Canımın istediği gibi satarım, serbest piyasa kuralları geçerli” cevabını alsam da şikayetimi kendilerine ilettim.
Bir diğeri de küçük üreticilerden topladıkları malları, onların internet fiyatlarının çok üstünde satanlar. Onlarla da konuştum, fiyatlarının gerçekçi olmadığını anlatmaya çalıştım. Küçük butik işletmeleri korumaya evet ama onlar da bizi ve üreticiyi korudukları sürece.
Bana öyle geliyor ki sorumluluk bizde, fahiş fiyatlandırmayı tüketici hassasiyetiyle kontrol altına alabiliriz.
Paylaş