Paylaş
Fransız Le Monde Gazetesi de gazeteci Louis Imbert'in röportajı ve Laurence Geai 'ın fotoğraflarıyla verdiği "Cihad'ın yolu Urfa'dan geçer" başlıklı geniş araştırma yazısında başta Avrupa olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinden IŞİD'e katılan İslamcı cihatçıların Şanlıurfa havalimanına gelerek Suriye'ye nasıl geçiş yaptıklarını yazdı.
Hayat Boumedinne hamile olduğu için bir günde Urfa’dan IŞİD’e uluşabildi
Yazı "Paris'te Charlie Hebdo saldırısından sonra bir Yahudi Marketine girip içerdekileri rehine aldıktan sonra güvenlik güçlerinin düzenlediği operasyonda öldürülen Amed Coulibaly'nin eşi Hayat Boumedinne 4 Ocak 2015 günü Türkiye'nin güneydoğusunda Suriye sınırındaki yumuşak karnı sayılan Urfa'dan geçip IŞİD'e katıldı. Boumedinne buğday ve pamuk tarlalarının içinden geçerek Urfa'nın 50 kilometre ilerisinde IŞİD'in elindeki topraklara girip izini kaybettirdi" cümlesiyle başlayarak özetle şöyle devam ediyor. Fransız İstihbarat birimlerine göre Boumedinne 4-5 aylık hamile olduğu için Urfa'dan gerçekleştirilen bu yolu yavaş yavaş yürüyerek bir günde geçebildi. Türkiye'den Suriye'ye geçmek için Urfa'ya gelen cihatçılara IŞİD militanları rehberlik ediyor. Terör örgütü IŞİD'in 2013te ortaya çıkmasıyla 800 bin nüfuslu Urfa Suriye'ye savaşa gitmek isteyenler için önemli bir kavşak haline geldi.
Urfa’nın Suriye hududu adeta bir ‘Elek’
Örneğin IŞİD’in eline geçen Rakka’daki Liwa Thuwar’ın Suriyeli komutanı Ebu İssa Urfa’nın merkezinde kaçırıldı. Yakınlarına göre Kobani’de Kürtlerin yanında savaşan İssa’yı şoförünün yardımıyla Türk Mafyası kaçırdı. İssa, Akçakale sınırında 500 bin dolar karşılığında IŞİD’e teslim edileceği sırada Mafya ve IŞİD arasında çıkan anlaşmazlık sonucu çıkan çatışmada karnından yaralandı. Ebu İssa Türk askerinin düzenlediği operasyon sonrası kurtulabildi. Suriye rejimine karşı mücadelede, Türkiye'nin uzun süredir IŞİD dâhil radikal grupların ortaya çıkmasına karşı çıkmamak ve sahiplenmeyi tercih etmekle suçlanıyor. Adeta bir elek haline gelmiş olan Suriye sınırının sadece Urfa kısmından 480 bin kişi geçtiği belirtiliyor. Türk yetkililerin ne kadar kontrol edebildiği şüpheli olan ve adeta bir tuzak haline gelen Suriye sınırı IŞİD için militan geçirdikleri, silah kaçırdıkları ve petrol sattıkları bir yer haline gelmiş durumda.
Türkiye sınır güvenliğin arttırdı ama
Türkiye Musul’da kaçırılan 46 rehinenin serbest bırakılmasından sonra batının diplomatik baskısı sonucu sınırı korumak için bölgedeki güvenlik birimlerini yüzde 50 oranında arttırarak 5000 polis ve 10.000 asker gönderip güçlendirdi. Türkiye cihatçılara açık savaş açma anlamına gelebilecek bu girişimi ihtiyatlı bir şekilde yaparken Irak ve Suriye’deki IŞİD mevzilerinin bombalanması için Amerika liderliğinde oluşturulan uluslararası koalisyona destek verme konusunda da çok dikkatli davrandı.
Türk polisi yayınladığı son raporunda IŞİD’in uyuyan hücrelerine dikkat çekiyor ve sayısı 3 bini bulan militanların örgüte direk bağlı olduğu konusunda uyarıyor. Dışişleri bakanı Mevlut Çavuşoğlu ’da IŞİD saflarında savaşan 700 Türkün muhtemel dönmelerinden endişe ettiğini açıklamıştı.
Urfa ticaret için IŞİD’in omurgası durumunda
Urfa Valisi İzzetin Küçük bir yılda Suriye’den geçiş yapan 145 cihatçı yakaladık, Orada güven yoktur, Suriye rejimi, Kürtler ve IŞİD vardır. Ben bizim tarafın sınır güvenliğinden sorumluyum onu yaparım ama karşı taraftan sorumlu değilim. Mültecilerin gelip iş aradığı Tarım ve tekstil ile yaşayan Urfa önceleri karşı tarafla ticaret yaparken şimdi adeta IŞİD’in omurgası olmuş durumda. Çok değil 50 kilometre uzakta örgütün kontrolündeki Tel-Abyad, 200 kilometre güneyde IŞİD’in kalesi olan Rakka kenti, sonra petrol merkezi Deir ez-Zor ve bir kısmını kontrol ettikleri Irak’ın Anbar bölgesi. Urfa’daki mültecilerin büyük kısmını Sünni Araplar oluşturuyor. Bunların arasına sivil giyimli IŞİD üyeleri de var.
Cihatçıları Suriye’ye geçirmek 200 ile 1000 dolar
Urfa’nın merkezindeki bir meydanda konuştuğumuz daha önce sigara kaçakçılığı ile geçinen ve Halep’ten geldiğini söyleyen takma adı Ebu Shahadi olan Suriyeli, iki Fransız’ı, Avrupa’dan, Tunus’tan, Suudi Arabistan’dan isteğe göre gelen yaklaşık 50 savaşçıyı 200 ile 1000 dolar arası bir ücretle sınırdan geçirip Suriye’ye götürmüş. Bir yıl süreyle El Kaide’nin bir kolu olan El Nüsra cephesiyle çalıştığını söylüyor. Her savaşçı geçişi için nöbetçi Türk askerine 30 Euro ödediğini belirtiyor..
Ebu Shahadi şimdi IŞİD’in medya bürosundaki bir tanıdığının talimatıyla Şanlıurfa ve Gaziantep havalimanına inen uçakları kolluyor ve gelen cihatçıları karşılayıp hududa götürüyor. Özellikle bu işi gündüz yapmayı yeğliyor zira gece gelenlerin otellerde kalıp kimlikleri bilinmesin diye Urfa’daki IŞİD’e ait gizli evlerde kalıp sabah huduttan geçirmek üzere yola çıkıyor. Shahadi, IŞİD’e karşı oluşan uluslararası koalisyondan sonra kontrollerin fazlalaştığını ve işlerinin zorlaştığından yakınıyor.
Evet... Batı basınında yanlış veya doğru bunun gibi yüzlerce haber ve röportaj yayınlanıyor ve bu yazılar Türkiye’nin uluslararası imajını zedelediği gibi İslamcı terör örgütlerine göz yumduğu hatta destek verdiği algısına neden oluyor. Avrupa’da sokaktaki adam Türkiye’yi artık bu imajıyla tanıyor ve o ülkelerde yaşayan milyonlarca vatandaşımız maalesef aşırı dinci teröristlerle aynı kefeye konuyor. Bırakın Türkiye’den giden turistleri, Avrupa ülkelerinde doğup büyümüş, orada eğitim görmüş, o ülkelerin vatandaşlığını almış gençlerimiz de, oralarda fabrikalar kurup binlerce Avrupalıyı çalıştırmış işadamlarımız da artık sınırlarda sorgulanır hale geldi. Umarız batılıların Türkiye’ye ve Türklere karşı olan bu yanlış algısı bir an önce değişir veya alınan önlemlerle değiştirilir vatandaşlarımıza yapılan ayrımcılıkta böylece önlenmiş olur.
Paylaş