Ya ateistler imana gelmezse

Haberlerini okumuşsunuzdur. Kanal T’de 1 Temmuz’da “ımana Gel” adlı yeni bir bir program ekranlara gelecek.

Haberin Devamı

Gülgün Feyman’ın sunacağı programa her hafta ikna kabiliyeti yüksek bir haham, bir papaz, bir budist rahip ve bir imam katılacakmış ve bu ekip yayına aldıkları 10 ateistten birini imana getirmeye çalışacakmış.
Ben bu programı yayınlanmasa bile şimdiden Türk televizyon tarihinin en uçuk yapımlarından biri ilan edip aklıma takılan soruları paylaşmak istiyorum.
1- Türkiye’de her hafta 10 yarışmacı bulacak kadar ateist potansiyeli var mı?
2- Var diyelim. Peki, 70 milyonun önünde “Dinsiz; Allahsız” damgasını yiyecek cesarete sahip ateistler bulunabilecek mi?
3- Aziz Nesin’e yapılanları düşünürsek, programda imana gelmeyen ateistlerin mahalle bakkalına, kapı komşusuna deşifre olduktan sonraki akıbeti ne olacak?
4- Peki tüm bunlar olurken RTÜK ne yapacak?
5- Tek derdi huzur ve sükûnet aramak olan bir Budist rahipten reyting canavarı bir tartışmacı nasıl yaratılacak?
Olur da bu program yayına girerse konuk olarak Richard Dawkins ile Adnan Hoca’yı öneririm, müthiş bir kapışma olur.
Tabii bir de bu programın düzmece olduğunu, tartışma yaratılıp Kanal T’nin reklamının yapıldığını da pekala düşünebiliriz.

Bu ilişkide bir gariplik var

Haberin Devamı

Kıvanç Tatlıtuğ ile Meltem Cumbul’un ilişkilerinde bir gariplik var. Gariplik basına yansıyan görüntülerde. Görüntülendikleri yerler, gazetecilerin mutlaka uğradıkları, popüler mekanlar. Önce Zekeriyaköy’deki Fincan Kafe’de, sonra Reina’dan el ele kameralara yansıdılar. şimdi de Bodrum’un en civcivli mekânı Dodo Beach’te görüntülendiler. ısteseler kameralara yansımadan daha rahat hareket edebilecekleri birçok mekan var.
“Kimseyi takmıyorlar, gönüllerince aşklarını yaşıyorlar” da diyebilirsiniz, haklısınız. Ama Meltem de Kıvanç da daha önceki aşklarında kameralardan hep köşe bucak kaçmışlardı. Ne kadar büyük aşklar yaşasalar da çok fazla görüntülenmemişlerdi.
şimdi ise “Bakın biz buradayız” der gibi bir havaları var. Garip olan ise böyle yapmalarına hiç gerek olmaması.
Yakında bu ilişkiye dair farklı komplo teorileri üretilecektir, şimdiden söyleyim.

Erman Hoca iyi ki hırsızı yakalamamış

Haberin Devamı

Bodrum’daki evlerine hırsız giren Erman Toroğlu ile Cüneyt Özdemir’in yaşadıkları maceraları okumak eğlenceliydi. Tabii  aynı durumda olmayı kimse istemez.
Erman Hoca olay anında şortsuz ve çıplak olduğu için kendi deyimiyle ‘sıcak temasa’ geçememiş. Cüneyt Özdemir ise altında şort olduğu için hırsızı kovalamış. Ünlü sunucunun hırsızla yaptığı paralel koşu, tam ensesine yapışacakken hırsızın çevik bir hareketle kaçması ve finalde Özdemir’in evinin terasına çıkıp gecenin karanlığında küfretmesi aksiyon filmi gibiydi. Ünlü sunucu o haykırışı sırasında muhtemelen sinirden Yeşil Dev Hulk’a dönüşmüş olmalıydı.
Birçoklarınız gibi benim de evime hırsız girdi. Eğer değerli değilse, çalınan eşyalara fazla üzülmüyorsunuz, asıl sorun yaşanan psikolojik çöküntü.
Geçtiğimiz ay hırsızlıklarla ilgili ekrana yansıyan sigorta reklamı durumu özetliyor aslında. Alarmlar, güvenlik kameraları hepsi hikâye. Adamlar alarmı çalınca dans ediyorlar, kameralara el sallıyorlar falan, her an her şeyi yapmaya hazırlar.
Yani iyi ki, Cüneyt Özdemir ve Erman Hoca hırsızlarla sıcak temasa geçememişler.
Eşimin bir arkadaşı var, ağır ceza avukatı. Uyuşturucu kaçakçılarının, en belalı hırsızların avukatlığını yapan biri. Yani tırsak bir adam değil, neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Her neyse bir akşam bu arkadaşın evine iki hırsız girmiş, o da “Cana gelen mala gelsin” deyip uyuyor numarası yapmış. Adamlar cüzdandı, cep telefonuydu, laptop’du ne buldularsa almışlar. Tam evden çıkacakken biri geri dönüp avukatın alnına şap diye tokadı yapıştırıp “Çakal uyuyor numarası mı yapıyorsun” demiş ve gitmiş.
Durum budur yani.

Haberin Devamı

Engin Günaydın ne zaman film çekecek

“Avrupa Yakası” çok özel bir diziydi ve birçokları gibi ben de en çok Burhan Altıntop’u özleyeceğim. Engin Günaydın çok büyük bir yetenek ama bir türlü kendisinden beklenen sinema filmini çekemedi.
En son “Vavien” ismini verdiği filmin senaryosunu yazıyordu. Filmin öyküsü Günaydın’ın memleketi Tokat’da bir elektrikçi dükkânında geçtiğini öğrenmiştik. ıki yıldır bu filmin çekileceği konuşuluyor ama ortada bir şey yok. Birçok yapımcının Günaydın’ın peşinde olduğunu ve bu film için gözü kapalı para yatıracaklarını biliyorum. Galiba ünlü oyuncu filme konsantre olamıyor.
Günaydın bu filmi mutlak çekmeli, şu anda popülerliğinin doruk noktasında.

KİM NE DEDİ

Haberin Devamı

? “Antalya’dayken kapı çaldı, bir baktım Mehmet Topuz. Elimi öptü, ‘Yenge sizinle tanışmak için geldim’ dedi. Ertesi gün Fenerbahçe’ye gitti. Bir genç insanın bu değişkenliği beni şaşırttı.”
(Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Hanım, Mehmet Topuz’u anlayamadığını açıklarken...)
? ıranlı protestocular ‘yanlış anladıkları’ bir Batı’ya özlem duyuyorlar ve onun hayat tarzına eklemlenme çabası içindeler.”
(Köşe yazarı Nihal Bengisu Karaca, ıran’daki isyanın analizini yapıyor...)

Yazarın Tüm Yazıları