Körkütük sürünürken Teoman’ı kim evine bıraktı

Son bir-iki haftadır ünlülerin paparazzilere saldırma krizi tuttu. Tolga Karel ve Hüsnü Şenlendirici’nin kameralara attıkları tokat ve tekmeler bildik hareketlerdi. Asıl sürpriz atraksiyon Teoman’dan geldi.

Haberin Devamı

Teoman, "Beni kimse arkadan çekemez" deyip tek yumrukta bir magazin muhabirini yere serdi. Hıncını alamamış olsa gerek ilk yumruktan 20 saniye bile geçmeden "Nerede o yumruk attığım i..ne" diyerek kurbanına bir kere daha vurdu.
Eminim Teoman, o yumruklardan sonra kendini çok iyi hissetmiştir. Niye iyi hissetmesin ki... Önce doğum günü partisine 40 sevgilisini topladığı haberi çıktı, iki gün sonra da bir gazeteciyi nakavt ettiği...

Teoman’ı da anlamak lazım. Asi rock’çı dediğin böyle olur. Arada tokatlamalı bir-iki gazeteciyi. Ne de olsa magazin muhabiriydi yere serilen, Milliyet’te Ali Eyüboğlu’nun yazdığı gibi, Gazeteciler Cemiyeti’nin ödül kategorisine almadığı magazinden...

Peki Teoman, o akşam eve gidip, ayıldığında, "Ben ne yaptım ya" diye düşündü mü? "Ya bu adamlar geçen yıl körkütük sarhoş olup yerlerde süründüğümde beni kucaklayıp evime kadar götürmüşlerdi" diye içinden geçirdi mi? Tamam, kafanız kıyakken etrafınızı muhabirlerin sarması hoş bir durum değil ama bu da şov dünyasının bir parçası.

Ne yapıyoruz ki... Okunduğunda bazen gülünen bazen de "Vay be ne hayatlar var" dedirten renkli, pembe haberler. Yöneltilen sorularla mavra yap, çek git. Ya da hiç konuşma. Bu kadar basit. Yeri gelince ABD eski Başkanı Bill Clinton da katlanıyor magazincilere, Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy de...

İyi ki, bizim starlarımız ABD’de yaşamıyor. Britney Spears, Paris Hilton gibi sabah uyanıp arabalarına bindiklerinde, onları takip eden 6-7 arabalık paparazzi konvoylarıyla karşılaşsalar ne yaparlardı acaba...

Güneydoğu’dan yeni bir dizi

Hollywood, yıllarca Vietnam Savaşı’nı perdeye taşıdı. Çekilen filmlerin bazısı "Rambo" serisi gibi Amerikan milliyetçiliğine gaz veren abartılı kahramanlık öyküleriyle doluydu, bazıları da "Müfreze", "Full Metal Jacket" gibi ABD politikalarını sert dille eleştiriyordu.

Vietnam’la ilgili sayısız dizi de yapıldı. Sonuçta binlerce insanın öldüğü, ABD’deki siyasal ve sosyal hayatı her alanda etkileyen bir savaş yaşanmıştı. Ve çekilen her film ve dizi yapımcılara büyük kár sağladı.

Peki, Vietnam ile Güneydoğu arasında bir bağ kurulabilir mi?

Tabii ki, Güneydoğu’da Vietnam’dan çok farklı dinamikleri olan bir çatışma ortamı söz konusu ve hepsinden önemlisi bu bölgede yaşananlar terör sorunu.

Ama Güneydoğu’da yaşananlarla Vietnam arasında benzer yanlar da var. Ve bu sorun her yönüyle Türk siyasi ve sosyal hayatını derinden etkiliyor.

Başta verdiğim Hollywood örneğinden yola çıkarsak Güneydoğu’da Vietnam gibi sinema ve dizi sektörü için iyi malzeme var. Yapımcılar da bu gerçeği görmüş olacak ki, geçtiğimiz hafta Güneydoğu’yu konu alan "Gazi" adlı dizinin çekimlerine başlandığını öğrendik.

"Gazi"nin büyük bir proje olduğundan bahsediliyor. Sette 400 kişi çalışıyormuş, gerçeğine bire bir benzeyen bir karakol binası bile inşa edilmiş. Bir Güneydoğu gazisinin öyküsünün özelinde bölgede yaşanan sorun ele alınacakmış.

Tabii tüm bu açıklamalar şu an kağıt üzerinde duruyor ve dizi ekrana gelmeden önce cevaplanması gereken bazı sorular var.

n Nasıl bir dizi olacak? İzleyicileri "Batal Gazi" tadında kahramanlık destanları mı bekliyor?

n Böylesine bıçak sırtı bir konuda nasıl bir balans ayarı yapılacak?

n RTÜK bu dizi hakkında ne düşünüyor? Yapımcılar dizinin hazırlık aşamasında RTÜK’le görüştü mü?

n "Gazi", terörü ve Güneydoğu’yu konu alıyorsa "Kurtlar Vadisi: Terör"ün günahı neydi?

n Dizi sektöründe acımasız bir reyting savaşı söz konusu. Reytingler düşerse şiddet ön plana çıkarılır mı, olaylar fazla dramatize edilir mi?

Köh köh öksüren bunak kadın

n Vakit gazetesinin okuyucu köşesinde, bir okur, "Haydi Gel Bizimle Ol" programında türbanla ilgili yaptığı açıklamalara kızıp, eleştirdiği yazar Pınar Kür’ü "Köh köh öksüren bunak kadın" sözüyle tarif etti. Ve Vakit editörleri de bu sözleri başlığa taşıdı. Peki bu nasıl bir öfkedir...

n Ekranda bir cips reklamı dönmeye başladı. Bir genç, elinde cips paketiyle kimi görse "Kalınlaştı" diyor. Arkadaş öyle bir ’kalınlaştı’ diyor ki, cinsel çağrışımlar tavan yapıyor.

n 24’ün yerli versiyonu Mahşer’in ilk bölümünde Mahir Günşıray’ın canlandırdığı cerrahın ameliyat sırasında cep telefonuyla konuşmasına takılıp kaldım. Ciddi bir ameliyattı ve cerrah, duyarlı baba modunda çocuğuyla uzun uzun konuşuyordu. Dizide ti’ye alınacak o kadar çok malzeme var ki, "Gülmek için ikinci bölümde ekran başına" diyorum.

Kim ne dedi

Haberin Devamı

"Sanki Bağdat’a gidiyoruz."

(Beşiktaş’ın menajeri Sinan Engin, Bursaspor maçı için alınan olağanüstü önlemlerden yakınırken)

n
"Daha önce her alınan mağlubiyet sonrası futbolcuların motivasyonunu artırmak için onları tiyatro ve sinemaya götürüyordum. Bu kez çöp toplattım."

(Batman Belediyespor Teknik Direktörü Hayrettin Aktan, Malatya Belediyespor yenilgisi sonrası futbolcularına sabah çöp toplattırmasının nedenini açıklarken...)

n
"Şimdiye kadar 9 bin kadınla yattım, hepsi gebe kalsa kasaba kurardım."

(Bu açıklamayı Jack Nicholson yaptı ama uzmanlar, Oscar canavarı aktörün kasaba kurması için her 53 saatte bir ilişkiye girmesi gerektiğini, yani hayal aleminde yaşadığını söyledi.)

n
"Sırtüstü yatırdık ve yüzünü bezle örtüp su döktük. Sadece 35 saniye dayanabildi, sonra her şeyi anlattı. İşkence yapıyoruz ama bu sayede birçok insanı kurtardık."

(CIA ajanı John Kriakou, bir El Kaide üyesine ’kontrollü boğma yöntemiyle’ yaptığı işkencenin ne kadar faydalı bir eser olduğunu anlatırken...)

Yazarın Tüm Yazıları