Sabah gazetesi TV eleştirmeni Yüksel Aytuğ, 3-0’lık Inter-Fenerbahçe maçında yorumlarını çok beğendiği Mustafa Denizli için "Keşke kulübede Zico yerine Denizli olsaydı" demiş.
Ben de "Kulübede Zico’nun yerine Denizli olsaydı o maç 8-0 biterdi" deyip, İbrahimoviç’i İbrahim yapan, Rıdvan Dilmen’e özenip "Gol olur" dediği top taca çıkan Denizli’nin stand-up tadındaki yorumlarıyla sizleri baş başa bırakıyorum:
n Ertem Şener: Hocam bize bir şeyler oluyor.
- Mustafa Denizli: Bir şeyler değil, saçmalıyorlar. (Uzun bir sessizlik)
- E.Ş: Saçmalıyorlar demeyelim, panik yapıyorlar.
n E.Ş: Inter müdahalelerde çok başarılı bu akşam.
- M.D: Onlar başarılı değil, Kazım başarısız.
- E.Ş: Başka bir ifadeyle yani diyorsunuz...
- M.D: Daha sağlıklı bir ifadeyle diyorum.
n E.Ş: Hocam... Niye ayağını uzatmıyor ki Roberto Carlos?
- M.D: Bu ani bir vuruş. Özel vuruş. Ne yapacak?
n E.Ş: Evet hocam. Ne diyorsunuz, her şey bitmedi değil mi?
- M.D: Ofsayt! (Denizli maça dalmış)
n M.D: Olmaz, o top oradan barajı geçemez. Geçmesi için sert vurması lazım, sert vurursa da mümkün değil kaleyi bulamaz. (İbrahimoviç bu sözlere nazire yaparcasına öyle bir vurdu ki, top barajı geçmekle kalmadı, tam köşeye gitti ve Volkan son anda topu çıkardı.)
n E.Ş: Fener buradan bir gol bulup devreye önde girer mi?
- M.D: Öghhhh (Denizli’nin yorumu derin bir öksürük oldu.)
n "Her şey yolunda. Tek fark buradaki antrenmanlarda basın var. Sizinle eve gelmek ve uyumak istiyorlar."
(Arsenal’dan Barcelona’ya transfer olan Thierry Henry, alışma sürecinde basınla yaşadığı sorunları anlatırken...)
n "Böyle olmasını istemezdim ancak kaza bu, herkes yapabilir."
(Cipiyle karşı şeride geçip çarptığı otomobilde iki kişinin ölümüne, üç kişinin de yaralanmasına neden olan Nail Çınar kendini savunurken...)
n "Bak Serap Hanım eğer sen ölürsen, kocan hemen başka bir kadınla evlenir."
(Dr. Murat Tuncer, Serap Özcan’ı bu sözlerle kocasının böbreğini almaya ikna etti...)
n "Siz üşüdüyseniz, biz donduk."
(Ankaragücü taraftarları, Vestel Manisaspor maçı sonrası üşüdükleri gerekçesiyle yumruk şovu yapmayan futbolculara tepki gösterirken...)
n "Vergi kaçırmak çok kolay çünkü yakalansak da ceza almıyoruz."
(Gelir İdaresi’nin yaptığı anketten çıkan sonuç. Her 10 mükelleften altısı, Türkiye’de vergi kaçırmanın çok kolay olduğuna ve vergi kaçıranların ceza almadıklarına inanıyor...)
n "Ülkenin megastarı Tarkan bile askere gitti, kıytırık starlar gitmiyor."
"Eee ne olmuş" diyebilirsiniz. Eeesi şu, gidin bu filmi Kanyon’da izleyin ve sinema teknolojisinin ulaştığı son nokta olan Real D (Dijital 3 Boyutlu Sinema) teknolojisiyle tanışın. Yenilmez savaşçı Beowulf, kılıcını salladığında, tepelerden kayalar düştüğünde, ejderha alev kustuğunda kaçacak delik arıyorsunuz.
Abartmıyorum. Real D teknolojisinin izleyici üzerinde yarattığı etki aynen bu.
Her üç boyutlu film gibi bunu da özel gözlüklerle izliyorsunuz ama bu teknoloji diğerlerinden çok farklı. Baş ağrısı ve gözlerde yorgunluk yaratmıyor. Oyuncular izleyiciye el ense çekecek kadar yakın.
NASA’da kullanılan 3D teknolojisinin sinemaya uyarlanmış hali olan Real D’nin, 2009 yılında vizyona girecek filmlerin yüzde 50’sinde kullanılması bekleniyor. Bu teknolojinin en büyük özelliği ise korsan DVD satışlarına büyük darbe indirecek olması. Çünkü Real D formatında çekilen filmleri evde izlemek teknolojik açıdan imkansız.
Yakında Real D ile ilgili yapılacak birçok geyiğe kulak misafiri olacaksınız. Ben size en tazesinden bir örnek vereyim. Filmden çıkarken 17-18 yaşlarında bir genç, arkadaşına "Baba bu Real D ile erotik film de çekeceksin, acayip bir şey olur" diyordu.
Tesadüfün böylesi
Mersin’de Mehmet Ak adlı bir vatandaş ava birlikte çıktığı kardeşi Vehbi Ak’ı çalılıklarda dolaşırken domuz sanarak vurup ölümüne neden oldu. Bitmedi! Hayat sandığımızdan daha da trajik. Çünkü Mehmet Ak, 15 yıl önce yine bir av sırasında dayısı Remzi Ertuğrul’u öldürmüştü.