HAYAL etmeden hiçbir şey olmuyor. Eğer birileri Avrupa Şampiyonası'nı Türkiye'ye almayı ve bu turnuvada başarılı olacağımızı hayal etmese -ki ciddi bir grup buna karşıydı- belki de bugün gerçekte hakedilen bu yerde olamazdık.
Aslında buraları ilk hayal edip, Avrupa Şampiyonası'nın Türkiye'ye alınmasının arkasındaki kişilerin başında o dönemin federasyon başkanı Ahmet Gülüm ve şu andaki Milli Takım'ın çekirdeğini oluşturan gençlerin başarılı antrenörü Adnan Kıstak vardı.
Daha sonra şimdiki federasyon başkanı Hüsnü Can, güvendiği Deniz Esinduy ile beraber bayrağı eline aldı ve Esinduy'un ölümünün ardından antrenörlük görevini en uygun kişi olan Reşat Yacıoğulları'nun üstlenmesiyle bugünkü başarılar ortaya çıktı. Geçmiş dönemlerde de bayan voleybolunun yerinin burasu olduğunu söylesek de bunu gerçekleştiremiyorduk.
Avrupa Şampiyonası'nda ikinciliğe sevindik, ancak içimizdeki ses kaçan şampiyonluğa ağıtlar yakıyordu. Voleybolun tanıtım kampanyası için tarihler belirlense biz bile bu kadar uygununu hesap edemezdik. Türkiye'nin gündemine bomba gibi düşen bayanlarımız, Avrupa ikinciliğinden hemen sonra Dünya Kupası'nda da derece kovalaması, çıktığı maçlarda verdiği mücadele ile onlara inanan Türk halkının güvenlerini boşa çıkarmaması buralarda kalıcı olduklarının en büyük göstergesi oldu. Başta Neslihan ve Natalia olmak üzere artık onlar gündemin yeni yükselen değerleri oldular.
İlki gerçekleştirin
Neslihan'ın bu turnuvanın en skorer ikinci oyuncusu olurken kaçırdığı birinciliğe ülke olarak üzüldük. Hatta son maçlarda bütün topları niye ona atmadığımızı soranlar çıktı. Dünyanın en iyileriyle oynadık ve gördük ki, aslında yok öyle bir fark. Hatta yaş ortalamamız ve kapasitemizle fazlamız var. Tek eksiğimiz tecrübe. O da her geçen turnuva kapanıyor.
Ocak ayında da Azerbaycan'da olimpiyat için vize arayacağız. Sevgili kızlar, pardon SULTANLAR, siz bu ülkeye voleybol diye bir spor olduğunu hatırlatarak zaten görevinizi fazlasıyla yaptınız. Ancak sizden bir ilki daha gerçekleştirip olimpiyatlara gitme hakkını kazanmanızı istiyoruz. Sevgili Atamızın dediği gibi, bu sizin damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur.