Paylaş
- Konuyla ilgili kaynak ararken Vahit Erdem’in yazdığı “Hatıralarla Devlette 45 Yıl” adlı kitabına rast geldim. Aradığım birçok sorunun cevabını bu kitapta buldum. Ona ait bir değerlendirme ile başlayayım: “Amerika Birleşik Devletleri Kıbrıs Harekâtı’nı müteakip silah ambargosu ile Türkiye’yi cezalandırma yoluna gitti. Bu ambargo Türk-Amerikan ilişkilerinde ilk ve önemli kırılmayı yarattı ve bunun düzelmesi de uzun zaman aldı. Amerikan ambargosu, bir ülkenin güvenliğinin başka bir ülkenin inisiyatifine bırakılamayacağı hususunda acı bir ders olmuştu.”
FNSS Savunma Sistemleri A.Ş. Genel Müdürü ve CEO’su Nail Kurt
1985’te çıkarılan 3238 sayılı kanunla, uzun süreden beri kapalı kutu olan silah tedarik ve modernizasyon sistemini değiştirmek, şeffaf hale getirmek, bu alanı yerli ve yabancı yatırımcılara açarak teknolojik gelişme sağlamak ve milli sanayiyi teşvik etmek amaçlanıyordu. Konu önemli, dolayısıyla bu haftaki yazımın bir bölümünü savunma sanayisinin bu duruma gelmesinde emek veren bir kişi olduğuna inandığım Vahit Erdem’in bilgilerine dayandıracağım.
YABANCI ORTAKLA İLK PROJE
Zırhlı Muharebe Aracı projesi, yabancı ortaklıkla Türkiye’de üretilecek ilk projeydi. Projenin bir önemi de Savunma Sanayi Müsteşarlığı’nın rüştünü ispatlayacak olmasından ileri geliyordu. Sistemin değişmesine karşı büyük bir direnç olmuş ve projeyi engellemek için onlarca menfi yazı yazılmıştı. Vahit Erdem bu durumu “...karşı kampanya yürütenlerin amacı belliydi. Projeyi başarısız kılarak SSM’nin bu işi başaramayacağını göstermek, böylece eski sistemi devam ettirmek isteniyordu” diye anlatıyordu.
Sonunda bütün zorluklara rağmen Mayıs 1988’de imzalanan bir kontratla, bir yıl sonra yüzde 14 yerlilik oranı ile askeri araç konusunda seri üretim yapabilecek Türkiye’nin ilk özel savunma şirketi kuruldu. Şirketin hikayesi sanki savunma sanayimizin kısa bir özeti gibi. Haydi gelin bu hafta sözü geçen şirketi ve fabrikasını birlikte gezelim, yıllar içindeki muazzam gelişime birlikte şahitlik edelim.
ZAHA
İLKLERİN FABRİKASI
- FNSS Savunma Sistemleri A.Ş. (FNSS), dost ve müttefik ülkelerin silahlı kuvvetleri için modern, etkin ve güvenilir kara aracı çözümleri sunan, alanında dünyanın önde gelenleri arasında yer alan bir şirket. Şirket çok kısa sürede onlarca ilke imza attı. Savunma sanayisi tarihimizde 1988-2016 arasındaki boşluklarda aslında neler yaşandığını anlayabilmemiz için en azından kara araçlarında yaşananları takip etmek, iyi bir örnek olarak FNSS’in çalışmalarına bakmak faydalı olacaktır.
6x6 Özel Operasyon Aracı
‘KIRIKKALE 1943’
Elbette hemen aklınıza “Biz bu tarihe kadar hiç zırhlı araç yapmadık mı?” diye sormak gelmiştir. Tabii ki yapmışız. 1932 yılında Kırıkkale Çelik Fabrikası’nda göreve başlayan, arkadaşlarıyla Türkiye’de krom üretimini başararak ordunun ihtiyaç duyduğu mermi, tüfek, çelik, tabanca, zırh mermisi, levhalar üreten, Türkiye’nin ilk metalürji mühendislerinden Selahattin Şanbaşoğlu ‘Kırıkkale 1943’ adı altında tank üretmiştir. O günleri de şöyle anlatmıştır: “1940 yılında tank yapmaya başladık. Sadece motoru dışarıdan geldi. Dizayn bizimkilerindir. Tank 1946’da Cumhuriyet Bayramı törenlerinde yer aldı. Ancak sipariş gelmedi ve tek tank olarak kaldı.” Bu yazıyı hazırlarken uzun uzun araştırma yaptım. Türkiye’nin ürettiği tek tanka ait ne bir fotoğraf ne de teknik bir doküman vardı. Gerçekten birileri Türkiye’nin 1945 öncesi savunma sanayi üretimini hafızalardan silmek için ekstra gayret sarf etmiş gibi.
Samur Seyyah Yüzücü Hücum Köprüsü
PARS ZAHA SAMUR
Türkiye’nin önce yerli ve daha sonra milli üretimleri ile neleri başardığını FNSS’in ilkleri özelinde dahi görebiliriz.
FNSS ihracat konusunda sayısız ödüllere sahip. BAE, Malezya, Suudi Arabistan ve Umman ihracatlarının toplam bedeli 2.5 milyar doları geçmiş. Bu ülkeler Türk savunma sanayisi için ihracat odağı durumunda.
PARS III 8x8
ŞİRKETLER HIZLA DÜNYAYA AÇILIYOR
- Savunma sanayi şirketlerinin önemli bir kısmını oluşturan özel savunma sanayi şirketleri yurtdışında uzun zamandır büyük çaplı projelere imza atıyorlar. Başlangıç itibarıyla Ortadoğu ve Uzakdoğu ülkeleri ile başlanmasının nedenleri var. Avrupa şirketleri teknolojik olarak bizden ilerde başladılar, Afrika ve Amerika kıtasında etkin oldular. Şirketlerimizin hep aynı ülkelerden başlamış olmasının başka bir nedeni de ihracata konulan kısıtlar sebebi ile bazı ülkelere satış yapılamaması. Ancak çok hızlı ilerliyoruz.
Milli Muharip Uçak
BU İŞİ BAŞARDIK
Savunma sanayimizi anlamak için yüzeyde eksik bilgiler olduğunda işin derinine inmek gerekiyor. FNSS fabrikasında gezerken sanki geçmişte elini taşın altına koyanların hikâyesi ve ruhları ile beraber geziyormuşum gibi hissettim. Üretilen araçlar birer metadan öte, sanki bir direnişin simgeleri gibi. Çalışanlarla beraber üretilen yüzlerce aracı tek tek inceleme fırsatım oldu. İnanın ‘Altay tankı’ tartışmasının dışına çıkıp gelişmelere daha doğru bir yerden bakacak olursak, bu işi başardığımızı anlayabiliriz. Bunun en önemli işareti ise şirketin test, üretim ve tasarım kabiliyetinde dünya ligine çıkmış olması. Bu tesiste her şey üretilir, yeter ki mühendislerimizi teşvik ve motive edelim. Kara araçları üreticileri güç ve aktarma sistemleri üretimi konusunda dünyayı yakalamış. Artık onların önünü kesebilecek olan yalnızca bizim yapacağımız çıkar çatışmalarımız olabilir. Fabrikada savunma sanayimizin modern hikâyesine dair bir sergiyi de gezmiş gibi hissettim. Umarım siz de bu yazıyla onlara eşlik ettiğinizi hissedersiniz. FNSS’deki tüm arkadaşların yaptıkları başarma azmini perçinliyor.
Hürjet
SÖZ VERDİLER VE YAPTILAR
18 Mart hedefi de tuttu... Art arda pistteler...
- TUSAŞ tesislerinde Milli Muharip Uçak ve Hürjet’in montaj aşamalarını gören ilk gazetecilerden biriydim. Bütün tesisleri fotoğraflamamak şartıyla gezip ekiplerle sohbet etmiştim. Gözlerinin içine bakarak “18 Mart 2023 için koyduğunuz hedeflere ulaşacak mısınız” diye sormuştum. Sanki Türkiye’nin onlarca jet motorlu uçak yapmış mühendisleri gibi “Önüne bile geçeceğiz” demişlerdi.
Onlar inandılar. İnanmayanlar ise onlarla radyatör peteği yapmayı başardılar diye dalga geçtiler. Onlar yalnızca işlerine odaklandılar ve 100 yıl geriden geldiğimiz bir işi başardılar. Hem de 5. nesil, insansız ve görünmezlik yeteneğine sahip bir insansız savaş uçağı ANKA-3 ile bunu yaptılar.
Kızılelma
TUSAŞ, ANKA-3 İnsansız Savaş Uçağı’nın ilk fotoğrafını da paylaştı. ANKA-3’ün bu yıl ilk uçuşunu gerçekleştirmesi planlanıyor. Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir’in dediği gibi her biri yıllarca konuşulacak başarıları arka arkaya Türk milletinin önüne çıkardılar. Milli Muharip Uçak, Hürjet, ANKA 3 ve Kızılelma... Artık mahşerin dört atlısı tamamlandı. Bundan sonra rakiplerimiz düşünsün.
ANKA 3
Paylaş