Paylaş
BAŞLARKEN
TÜRKİYE RÜYASI GERÇEK OLUYOR
Haftanın bir günü bu sayfada beraber bir yolculuğa çıkacağız. Bu yolculukta savunma sanayimizin hikâyesini okurken, tarihin emekle yazılmış sayfalarında gezecek ve bir dirilişin öyküsüne şahit olacağız.
Yıllar önce üniversitede yaptığım bir konuşmada, izleyiciler arasında bulunan bir öğrenci çok samimi bir soru yöneltmişti: “Mete abi, bizim de Amerikan rüyasına benzer bir hikâyemiz olacak mı?” Ona bunun önce kişisel çabalarla başladığını, sonra bu çabaların toplamının bir milletin başarı hikâyesine ve belirli bir büyüklüğe ulaştığında ise ülke hikâyesine dönüştüğünü söylemiştim. İşte bu haftadan itibaren bu sayfadaki yolculuğumuzda da bir ülkenin rüyasını gerçekleştirme yolundaki kişisel çaba ve başarı hikâyeleri ile yol alıyor olacağız. Bazen yeni haberlere, bazen tarihin köşelerinde saklı kalmış önemli bir gerçekliğe ve hatta kimi zaman acı trajedilere veya gurur anlarına şahit olacaksınız. Vira bismillah diyelim ve başlayalım.
Roketsan’da Savunma Sanayii Başkanı Prof. DR. İsmail Demir’le konuştuk
Türkiye’nin savunma sanayisinde geldiği yer ve yeni hedefleri neler? Bu soruyu yanıtlarken Prof. Dr. İsmail Demir söze “Gelişmiş ülkelerin yüzyıl öncesinden başlayan teknolojik yolculuğunu yakalamak adına, onların yürüdüğü yerde bizlerin koşması gerekiyor” diye başlıyor:
Başkanlık olarak bu hedefe uygun tüm şartları hazırlıyoruz. En basit tabirle metali işlemek için hazırlanması gereken binlerce sayfalık prosedürler var. Öncelikle teknolojik olarak gelişmiş bir sanayiye ve tabii ki bunu başaracak sanayi şirketlerine ihtiyacımız var. Türk sanayisinin fotoğrafını çekerek bize uygun şirketleri destekliyor ve iş modeli yaratıyoruz. Savunma sanayisindeki koşma hızımız diğer sanayiler içinde katalizör bir görev üstleniyor. Geliştirdiğimiz modeller dünyaya örnek oluyor.
Milli Muharip Uçak havalanmayı bekliyor.
TÜRKİYE ŞU ANDA DEVASA BİR KAMPUS GİBİ
Milli Muharip Uçak (MMU) projesinde her şey istediğimiz gibi ilerliyor. Arkadaşlar son safhalardan biri olan motor monte etme kısmını da başarı ile yerine getirdi. Bu tip projelerde her zaman sorun çıkabileceğinin farkındayız. Ancak ekibimiz sanki onlarca yeni uçak tasarlamış ve yapmış gibi bir özgüvenle çalışıyorlar. Türkiye’deki savunma şirketlerinin başarısı onları da fazlasıyla motive ediyor.
Bütün dehaları bir araya getirip aynı projelerde çalıştırdığınızda, çok daha üstünde bir performans sergiledikleri bilimsel bir gerçekliktir. Türkiye şu an devasa bir kampus gibi. Kızılelma’nın başarılı bir şekilde uçması diğer projeler için de teşvik nedeni. Arkadaşlar bir an önce uçurmak için sabırsızlanıyorlar. Takım iki gol attığında taraftarlar üç üç diye bağırırlar ya, bizdeki durum da buna benziyor, üç yerine “uç uç” diye bağırılıyor.
TRG230 İHA SÜPERSONİK FÜZE
Prof. Dr. İsmail Demir, “Silah sistemlerimiz ile bölgemizde oyun kurma gücünü oluşturuyoruz. Bu gelişmiş silah sistemleri süpersonik hızda atılan füzeler. Durdurulmaları çok zor. Bu gelişmiş sistemlere sahip olmak ve arayı açmak Türkiye’nin savunmasında caydırıcılık yaratıyor” diyor.
Sungur Hürriyet için ilk kez bir savunma uzmanının omzunda...
2023 HAVACILIK TARİHİMİZ İÇİN BİR MİLAT
2023 savunma sanayisi için de çok önemli. Prof. Dr. Demir başlıca hedefleri anlatırken şöyle diyor: Bu sene MMU başta olmak üzere yerli ve milli olarak tasarladığımız ATAK 2, insansız hava uçağı ANKA 3 ve Hürjet’i artık görücüye çıkaracağız. Bu sayede hava kuvvetlerinde de dışa bağımlılığı azaltacağız. Projelerin en büyük zorluğu, ilk kez bizim tarafımızdan yapılıyor olmaları. Bundan sonra işimiz daha kolay olacaktır. Bu projelerle birlikte büyük bir teknolojik birikim sağlıyoruz. Ayrıca test merkezlerimizi tamamlayarak bilgi güvenliğini sağlıyor ve diğer taraftan proje bitim sürelerini kısaltabiliyoruz. Açıkçası bu yıl havacılık tarihimiz açısından bir milat olacak. Ülkemizin hayalini gerçekleştireceğiz.
Tayfun füzesinin hiç yayınlanmamış fotoğrafı...
UKRAYNA KRİZİNE HAZIRLIK YAPTIK
İsmail Demir Ukrayna savaşına Türkiye’nin Avrupa gibi hazırlıksız yakalanmadığını söylüyor:
Ukrayna’da yaşanan savaşın tedbirlerini çok daha öncesinden almıştık. Nedeni yıllardır uğradığımız tehditler. Biz hep tetikte olduk. Avrupa bu konuya hazırlıksız yakalandı. Savunma Sanayii Başkanlığı olarak bizler bütün paydaşlarımızla ilgili hazırlıkları yapmıştık. Savunma sektöründe şöyle bir durum var. Eğer siz o güne hazırlık yapıyorsanız aslında kaybediyorsunuzdur. Bugün itibarı ile sektör geleceğin teknolojilerine odaklanmış durumdadır. Örneğin Roketsan 70 üzerinde ürün üretirken bir yandan da geleceğe yönelik 40 kadar projeyi çalışmaya devam ediyor. Ukrayna savaşında da görüldüğü gibi, Türk savunma sanayisi geleceğin teknolojisine sahip konuma geldiğini artık uluslararası rakiplerine de kanıtladı. Avrupa başta olmak üzere, ürünlerimizi birçok ülkeye satmaya başladık. Şu anda tek sorunumuz kapasitemizin dolu olması. Savaş öncesinde kapasite arttırmak adına büyük yatırımlar yaptık. Şirketlerimizin erken başlayan yatırım faaliyetleri sayesinde, 2023 sonunda çok daha iyi bir yere geleceğiz.
ATAK 2
KONVANSİYONEL SAVAŞTA STOKLAR BİR AYDA BİTEBİLİR
Türkiye, Ukrayna savaşından ders aldı mı? Prof. Dr. Demir şu yanıtı veriyor: Ukrayna savaşında görüldü ki, ne kadar büyük bir askeri güce sahip olsanız da lojistik olarak başka ülkeler tarafından desteklenseniz de stoklarınız bir ayda tükenebiliyor. Ukrayna, savaşın başından beri 155 mm’lik top mühimmatından 1 milyona yakınını kullandı. Bunu stoklamanız ve savaş sırasında sipariş etmeniz mümkün değil. Buradan anlaşılıyor ki üretim tesislerine sahip olmayan ülkelerin savaşın geleceğinde var olma şansları da bulunmuyor.
Hürjet
1000 KM MENZİLE ULAŞACAĞIZ
Prof. Dr. İsmail Demir’e bir süre önce denemesi yapılan Tayfun füzesi gibi projeleri soruyorum. Şöyle yanıtlıyor: Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı kararı ve Roketsan’ın kendi imkân ve kabiliyetleri ile geliştirdiği bir kısa menzilli balistik füzedir. Atış testinde herhangi bir menzil açıklamasında bulunmadık. Şu anda da bir menzil söylemiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız bize bir hedef koydu ve o hedefe yakınız. Aslında edindiğimiz kabiliyetler bizi çok daha büyük hedeflere götürecek. Kendimize ait olan teknolojiler Türkiye’nin uzay yolculuğunun da önünü açacaktır.
TEST ALANINDA BOŞ GÜNÜMÜZ YOK
Ürün çeşitliliğimiz çok fazla. Bu sebeple Sinop’ta kurulu olan füze test ve atış alanında 2022 yılı içinde testi yapılamayan sistemler oldu. Şimdi yeni test alanları kurmak için çalışıyoruz.
SUNGUR RAKİPSİZ
Savaşlarda artık akıllı mühimmatlar kullanılıyor. Prof. Dr. Demir, Türkiye’nin de teknolojisini buna göre geliştirdiğini söylüyor:
Savaşların geleceğinde akıllı olmayan mühimmatların kullanılması artık mümkün görülmüyor. Ukrayna savaşı ABD başta olmak üzere birçok ülkenin stoklarının tamamını tüketti. Bu stokları yerine koymak için yıllar geçmesi gerekiyor. Türkiye tam bu noktada devrede olacak. Türk savunma sanayisi akıllı mühimmat üretiminde artık liderlerden biri. Omuzdan atılan hava savunma füzesinde kendi milli tasarımımız olan SUNGUR’u ürettik. Bu sistem menzil irtifa ve teknoloji olarak bütün rakiplerinden çok daha üstün.
1886-1957
BUNU BİLİYOR MUSUNUZ
Nuri Demirağ’ın 1936 yılında Beşiktaş’ta dönemin en gelişmiş havacılık tasarım merkezlerinden birini açtığını ve tesiste 5’i Alman olmak üzere 12 uçak mühendisi ve 20 teknik ressamın çalıştığını biliyor muydunuz?
Paylaş