Paylaş
Her fırsatı değerlendirip yola çıkışlarımda bir nebze daha fark yaratabilmek için sabırsızlanırken buluyorum kendimi. Dönüşlerimde ise içim biraz buruk oluyor ancak daha bir büyüyerek ve öğrenerek döndüğümü hissediyorum. Antakya merkezinde hayat durmuş durumda.
Depremzede çocukların boyadığı bir duvar...
Bölgedeki bazı şehir ve kasabalarımızda ise normalleşmenin izlerini yavaş yavaş görmeye başladığımı söyleyebilirim. Normalleşme dediğim, tabii ki kaybedilen yaşam şartları ile karşılaştırılabilecek bir şey değil. Ancak en azından bazı sorunlar çözülmeye başlanmış.
Çocuklar için kütüphaneler kuruluyor.
Yüzümü bir nebze gülümseten ise bu süreçte çocukların odak noktasında tutulduğunu görmek. Kimi zaman bölgede kurulan bir kütüphanenin önünde kitap okuyan, kimi zamansa öğretmenleri ile kreşte eğlenen, bazen de askerlerin açtığı dershanelerde sınavlara hazırlanan çocuklarımızı gördüm. Her çözüm geleceğimizi bizlere tekrar kazandırıyor.
Çocuklar, kütüphanelerinde yeni doğum yapan bir kediye yuva oluşturdu.
AKLIM VE GÖNLÜM DEPREM BÖLGESİNDE
- İstanbul’a dönerken kendimi yaklaşan seçimlere yönelik tartışmaların içinde buluyorum. Önce biraz kızıyorum, bir yanda kaybolmuş yaşamlar, diğer yanda kavgalar diyorum. Sonra durup düşününce hayatın aslında tam da bu olduğuna karar veriyorum. Yaşam, her şeyin beraber aktığı bir ırmak. Bizler suyu hangi çeşmeden içeceğimize karar veren bireyleriz.
O zaman her türlü sorunla uğraşırken bir taraftan da bu ırmağı izleyeceğiz. Benim aklımda ve gönlümde birinci sırada hep deprem bölgesinde olanlar var ve oradakiler için bilfiil sahada çalışmaya devam edeceğim. Bir taraftan da yaraları sarmada büyük destek sağlayan savunma sanayisinde yaşananları aktarmaya devam edeceğim.
Şimdi size Türkiye’nin başardığı motor teknolojileri konusunda arşivlik bir çalışma sunacağım. Hadi başlayalım.
TÜRKİYE’NİN MOTOR GÜCÜ
- YAZILI ve görsel basında savunma sanayisi ile ilgili görüşlerimi belli bir düzende söylemeye başlayalı yaklaşık 13 yıl oldu. Bu anlatımlar sırasında karşılaştığım en sıkıntılı grup, samancı ve motorcu lobisiydi. Konuyu takip etmemiş olabilecek okuyucular için ne kastettiğimi açarak anlatayım.
SAMAN LOBİSİ
- Türkiye savunma sanayisinde millileşmenin yüzde 20’den yüzde 80’e nasıl ulaşıldığını ne zaman anlatmaya başlasam, ‘Türkiye’de tarım bitti’ veya ‘Yurtdışından saman ithal ediyoruz’ gibi söylemlerle karşılaştım. Teknoloji yolculuğunu mu anlatayım, yoksa 25 milyon ton atık olarak oluşan saman miktarını mı anlatayım bilemedim. İki defa 5000 ton saman ithaline cevap yetiştirmekten savunma sanayisini anlatmaya vaktim bulamadığım zamanları bilirim.
MOTOR LOBİSİ
- Yapılanları beğenmeyen diğer bir grup da ‘motor’ lobisidir. Her yapılan yeni ürün için ‘Bunun motoru nereden?’ sorusu ile gelişmeleri sabote etmeyi tercih ederler. ‘Siz yerli ve milli diyorsunuz ama motoru ithal ediyorsunuz’ şeklindeki yanıltma çabasına doğru cevabı verebilmek için harcadığım zamanlara hep üzülürüm.
- Eskişehir’de bulunan TEİ, 25 Ocak 1985 tarihinde TUSAŞ, General Electric, Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı, Türk Hava Kurumu ile beraber kuruldu. Türkiye’nin havacılık motorlarındaki lider şirketi, küresel havacılığa sunduğu imalat katkısının yanı sıra son sekiz yılda 11 milli, 1 yerli havacılık motoru tasarlamış, geliştirmiş, üretmiş ve çalıştırmıştır. Dünyada uçan her iki uçaktan biri TEİ parçaları ile uçmaktadır.
- Türkiye’nin ilk turbodizel havacılık motoru TEİ-PD170 motoru tamamen özgün ve milli olmasının yanında yüzde 95 üzerinde bir yerlilik oranına sahip. Bu motor hiç güç kaybetmeden 20.000 ft kritik irtifaya çıkabilen sınıfındaki tek turbodizel havacılık motoru rekorunu elinde tutmakta. Bu sınıfta en yakın rakibi olan ithal motordan yüzde 34 daha fazla güç üretmekte. TUSAŞ ve BAYKAR gruplarına seri üretim ile motor teslimatları devam etmekte. Bu yıl uçuş denemeleri başlayacak.
- Sektöre yön veren Türk İnsansız Hava Araçları’na yönelik olarak da TEI-PD222 motoru geliştirildi. Uluslararası sertifika denetimleri başarıyla tamamlandı.
- Gökbey Özgün Hafif Genel Maksat Helikopteri’ne güç sağlayacak olan turboşaft motorun yerli olarak geliştirilmesi ve ihracat lisansına tabi olan bu kritik sistemin yurtdışı bağımlılığının azaltılması amacıyla SSB ile TEI arasında Turboşaft Motor Geliştirme Projesi (TMGP) yürütüldü ve sonucunda TEİ-TS1400 motoru üretildi. Bu motor yer testlerinde muadil ithal motorlara göre daha üst bir perfonmans gösterdi ve 1572 beygir güce ulaştı. Bu sene içinde teslim edilen motorlarla ilk milli ve yerli helikopter GÖKBEY insanlı uçuşunu gerçekleştirecek.
GÖKBEY
- Başta Muharip İnsansız Uçak Sistemleri olmak üzere, benzer itki ihtiyacı kapsamında turbofan motor hedeflendi ve TEİ-TF6000 motorunun ilk prototip üretimi başladı. İlk ateşleme bu sene içinde yapılacak. Bu motor ve çekirdek motorundan geliştirilecek türevleri insanlı ve insansız uçakları, iş jeti, bölgesel yolcu uçakları, 10 ton kalkış ağırlığında sivil ve askeri helikopterler, hücumbotlar ve enerji santralleri gibi farklı platformlarda kullanılacak. Yurtdışına özgün ürünlerin satışında önümüze çıkan motor lisans engeli bu proje ile aşılacak.
BAKIN NELER ÜRETİYORUZ
- Geçmişe baktığımızda Türkiye’de tüm üretimlerde yıllarca karşılaştığımız en büyük sorun, motora dair üretim altyapısının olmamasıdır. Kendimize özgün ürünler geliştirmeye başladığımızda da karşımıza çıkan en büyük ambargo yine motor konusunda olmuştur. Ürettiğimiz ürünleri motor engelleri yüzünden ya hayata geçirmekte zorlanmışız ya da ihraç edememişiz. Altay tankı seri üretime geçememiş, Fırtına obüsleri ve Atak helikopteri ihracatları bazı ülkeler için engellenmiştir.
ALTAY
- Havacılık konusunda TEI, Alp Havacılık, Kale Havacılık, Eskişehir Hava İkmal Bakım Merkezi gibi tesislerimiz geçmişte de vardı ve çoğunlukla lisans altında üretim yapmaktaydı. Türkiye’nin acilen yerli ve milli üretim motor projelerine ihtiyacı vardı. Savunma Sanayii Başkanlığı bu kapsamda bir kısmının kaynağını kendisi karşılamakla beraber bir üst akıl olarak motor projelerini yönlendirdi. Şirketler bu sayede çeşitli projeleri sürdürmeye başladı. Kara motorlarının gelişiminde BMC POWER ve TÜMOSAN ise başı çeken firmalar.
- BMC POWER ülkemizin güç ve aktarma sistemleri konusundaki stratejik ihtiyaçlarını karşılamak, savunmada yerli ve milli güç gruplarını geliştirmek ve üretmek amacıyla Mart 2017’de kuruldu. Toplam 300 çalışanıyla, İstanbul’da yer alan genel müdürlük ve mühendislik ofisleri ile Sakarya’da bulunan test merkezi, üretim ve montaj atölyesinde yürüttüğü faaliyetlerine devam ediyor.
- Bünyesinde TUNA (400 BG), AZRA (600 BG), UTKU (1.000 BG) ve BATU (1.500 BG) ile 4 farklı ürün grubunun geliştirme çalışmalarını eşzamanlı yürüten BMC POWER, geniş ürün gamı ve Türk mühendislerinden oluşan deneyimli kadroya sahip. Bu projeler kapsamında taktik tekerlekli zırhlı araçlar, Fırtına ve Altay tankı için gereken sistemler üretilecek. Bu sistemlerde bağımlılık 2025 yılından itibaren sonlandırılacak.
- Seyir füzelerinde kullanılan motorların üretimi konusuna Kale Havacılık röportajımın içinde ayrıntılı olarak değinmiştim. Diğer hava araçları olan SİHA’lar, uçaklar ve helikopterler konusunda farklı şirketler lisans altında veya özgün tasarımlar ile üretim ve tasarım çalışmaları yapmaya devam etmekte.
Paylaş