Veli Dede'den 3'üncü Yahya'ya

Yıllar yıllar sonra üzümün para etmemesi 6’ncı kuşak temsilcisi Yahya Göztepe’yi yeni arayışlara iter. Önce atıl durumdaki mekanları ayağa kaldırır. Restoran, kahve, fırın ortaya çıkar. Ve en sonunda da üzüme katma değer katan bir hamle gelir. Bozcaadalı Veli Dede markası ortaya çıkar. Yahya Göztepe, şimdi üzüm ve koruk suyu, unlu mamüller ve reçel gibi ürünlerle adanın değerlerini Türkiye’ye taşıyor.

YAHYA Göztepe... Bozcaadalı Göztepe Ailesi’nin 6’ncı kuşak temsilcisi. Yıllardır adada korunan aile mirasına yeni bir boyut kazandıran biri. Adanın saflığını, dürüstlüğünü ve lezzetini ‘Bozcaadalı Veli Dede’ ile markalaştırarak önemli bir başarının mimarı. Bozcaadalı Veli Dede’nin kurucusu 3’üncü Yahya ile hem markanın kuruluş öyküsünü, hem Göztepe Ailesi’ni, hem de adayı konuştuk. Göztepe Ailesi’nin ada macerasının 1800’lu yılların sonunda başladığını anlatarak söze başlayan Yahya Göztepe, şöyle devam etti:

YEVMİYEYİ BİLE KARŞILAMAZ
“Adanın Türkleştirilmesi kapsamında Karaman’dan gelen Türklerdeniz. Bizim gibi Bozcaada’da 6 aile var. Aile önce hayvancılıkla işe başlıyor. Daha sonra ise büyük dede Veli Göztepe, Rumlar’dan bağcılığı öğreniyor. Yıllarca bağcılık yapılıyor. Ve üzümler ya şarapta kullanılmış ya da İstanbul Hali’nde satılmış. Ailenin ilk girişimi ise dededen geliyor. Rumlarla ortak şarap üretilmiş. 70’li yıllarda Rumlar Bozcaada’dan gidince bu iş de sona ermiş. Yine bağcılıkla yola devam edilmiş. Ancak, zamanla Bozcaada’da ailenin en önemli gelir kapısı olan üzüm, ekonomik değerini yitirmeye başladı. Öyle ki, kazanılan para işçinin yevmiyesini dahi karşılamıyordu.”

HARABELERDEN MARKAYA
Yahya Göztepe, bu duruma kayıtsız kalamaz ve yeni arayışlara başlar. Yahya Göztepe, o süreci şöyle aktardı:
“Asker dönüşü Bozcaada’ya kesin dönüş yaptım. Öncesinde ise eğitim nedeniyle hep dışarıdaydım. İstanbul’da Rus Dili ve Edebiyatı’nın ardından turizm üzerine yüksek lisans yaptım. Bu aşamada da restoranda çalıştım. Farklı deneyimlerim de oldu. Buradan edindiğim tecrübeyle Bozcaada’da bir şey yapmak gerektiğine inandım. 2003’te kolları sıvadım. Dedelerden kalan mülkler harabe şeklinde duruyordu. Rum Mahallesi’nde bulunan bir mülkte Güverte Bozcaada Restoran’ı açtım. 2007’de ise Türk Mahallesi’nde birçok kişinin anısı olan ‘Eski Kahve’ vardı. 60’lı yıllara kadar işletilmiş ama sonra atıl durumda, harabeler arasında yerini almıştı. Ailenin mülkü olan burayı da ayağa kaldırdık. 2012’nin sonunda ise Bozcaadalı Veli Dede markası ortaya çıktı. Burada da önce yine dedelerden kalan bir mülkte 2013’te fırın ortaya çıktı. En sonunda da Bozcaada’da her yer SİT olduğu için inşaat yapmak çok zor. Koyun ağıllarında 400 metrekarelik bir alan yarattık. Burada da bölgenin değeri olan bağcılığa yeni bir soluk getirdik. Üzüm ve koruk suyu üretmeye başladık. Reçel, zeytinyağı, salça, sos, kuru üzüm, sirke gibi 45 çeşit ürüne ulaştık.”

ÜRÜNLER BAHÇEDEN

“Bozcaada’nın eşsiz doğasından ilham aldık, sağlıklı ve doğal ürünleri geleneksel yöntemlerle üretme ilkesiyle yola çıktık” diyen Yahya Göztepe, ürünlerinde kullandıkları birçok şeyi kendilerinin yetiştirdiğini söylüyor. Yahya Göztepe, “Organik tarımla ürettiğimiz alicante, cardinal, alphonse lavallee, çavus, kalecik karası, kuntra, vasilaki, karalahana ve cabernet üzümlerimiz lezzeti dillerden düşmeyen üzüm suyu, koruk suyu, üzüm reçeli, kurutulmuş üzüm, sirke ve asma yaprağında vücut buldu. Yıllık 30 bin şişe koruk ve üzüm suyu, 20 bin şişe gelincik, yaban mersini ve karadut şurubu, 50 bin şişe de reçelimiz var. Biz butik üreticiyiz. Öyle de kalacağız” bilgisini verdi.

HER YERDE OLALIM DİYE BİR DERDİMİZ YOK

Yahya Göztepe, çevresini de kullanarak Bozcaadalı Veli Dede markasının pazarlamasını da çözmüş. Bugün birçok önemli noktada ürünleri görmek mümkün. Göztepe, satış ağıyla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Şu an Bozcaada’da iki satış yerimiz var. Ayrıca, Eski Kahve ve Fırın’da da ürünlerimiz yer alıyor. Bozcaada’da hemen hemen her dükkanda varız aslında. Bunların yanı sıra havalimanlarında bulunan Tadında Anadolu, Ferit Şahenk’in mağazalarında bulunuyoruz. Her yerde olalım gibi derdimiz yok. Özel ürünlerimizle seçiciyiz. Tabii, online satışımız da var.”

AÇILMAYAN KAPILARI SİYASETLE AÇACAK

Yahya Göztepe, bir yandan kendi işlerini koştururken, öte tarafta da Bozcaada’nın sağlıklı büyümesine gönül verenlerden. Bu uğurda Bozcaada Turizm İşletmecileri Derneği’ni kurmuş. Yahya Göztepe, “Adada turizmin gelişmesinde bu derneği payı büyük. Şimdi işi gençlere bıraktık. STK şemsiyesinde ada için bir şeyler yaptık. Meclis üyesiyim” diyerek şimdi de siyasetle açılmayan kapıları açacaklarını söylüyor.

BAĞLAR TURİZME KURBAN MI EDİLİYOR

Adanın durumuyla ilgili de çarpıcı değerlendirmeleri var, Yahya Göztepe’nin. Yahya Göztepe, Bozcaada’da çekilen ‘Güle Güle’ filmiyle bölgenin bilinirliğinin artığına dikkat çekerek, şöyle konuştu:
“O filmden sonra merak edilen bir yer haline geldik. Bağcılık ve balıkçılığın yanına turizm eklendi. Ama şu an bir rant var. Artık, Bozcaada birilerinin gözünde dolar işareti konumunda. Bunu iyi kullanırsak faydalı. Bugün yöre halkı evlerini pansiyona çevirerek ek bir kazanç elde etmeye başladı. 3-4 aylık kazancıyla bütün yıl geçiniyor. Ama şimdi, yazın burada kazandığı parayı kışın gidip Çanakkale’deki doğalgazlı evinde harcıyor. Bahaneleri ise eğitim, hastane. Aslında rahat yaşamak için burayı bırakıyorlar. Sezonda 550 bin kişi adaya geliyor. Nisan-ekimde ise nüfus 400-500. Bir de eski damları yazlığa çevirme durumu var. Bağcılık yapacağım diye geliniyor ama, 1 ayla olacak şey değil. Bağ kuruyunca da zeytin dikiyorlar. Bozcaada’nın iklimine uygun değil zeytin. Olan bağlara oluyor.”

KISA KISA

* Göztepe Ailesi’nde önemli bir gelenek ise erkeklerin isminden saklı. 6’ncı kuşak temsilcisi 3. Yahya’nın babasının ismi Veli, dedesi ise Yahya. Yani her kuşak dedesinin ismini alıyor. Dolayısıyla 3. Yahya’nın minik oğlunun ismi de Veli...
* Yahya Göztepe, Bozcaada’nın lezzetlerinden, Rumların mirası geleneksel ‘domates reçelini’ de unutmamış.
* 2013’te açılan Fırın’da onlarca çeşit kurabiye, pasta, unlu mamul bulmanın mümkün olduğunu aktarıyor, Yahya Göztepe.