Tornetten eğlence zincirine

Zamanla da kâr marjı düşük olduğu için toptancılığı bırakıp, waffle üzerine mağazalar açar. Radikal bir kararla gıdayı bırakıp, Kule Bar ile eğlence sektörüne yönelir. Ve Atilla Serttaş, bugün farklı 6 mekanıyla Bodrum’un eğlence ve yeme-içme sektörüne yön veriyor. Serttaş’ın gündeminde yeni mekanlar var.

ATİLLA Serttaş, ‘en büyük sermayem ekibim’ söylemiyle hayata geçirdiği mekanlarıyla Bodrum’un gelişimine katkı koyan bir isim... Farkındalık yaratma ve ilk olma misyonuyla adımlar atan Atilla Serttaş ile girişimcilik serüvenini konuştuk. ‘Memurun çocuğu memur olur’ algısını kırmak adına çocukluğundan itibaren çalıştığını belirten Atilla Serttaş, Ankara’da 13’lü yaşlarda rulman kullanarak yapılan tornet ile pazardan alışveriş yapan kadınların eşyalarını taşıyarak ilk parasını kazandığını ifade ederek, öykünün devamını şöyle aktardı:

17’SİNDE ÇİÇEKÇİ AÇAR
“Eşya taşıyarak kazandığım parayla da akşamları pazarcının elinde kalan ürünleri uygun fiyata alıp ertesi gün cami önünde satıyordum. Zamanla işi geliştirdim ve tornet sayısını arttırdım. Onları da arkadaşlarıma kiraya verdim. Filo kurdum. Daha sonra yaz tatillerinde çiçekçide çalıştım. Oradan edindiğim bilgi birikimle de düğün salonlarının da olduğu bölgede boş olan bir dükkanı kiraladım ve çiçekçi açtım. 17 yaşındaydım. Daha sonra çiçekçiye marketi de ekledim. Üniversite olarak da iktisatı yarıda bıraktım. Bir süre sonra da ticareti daha iyi öğrenmek adına temizlik malzemeleri üzerine çalışan bir şirkette işe girdim. Satış şefliğine kadar yükseldim. Ve en sonunda bölge distribütörlüğü kurma göreviyle 3 aylığına Bodrum’a geldim. Ama işler farklı gelişti ve ben Bodrum’da kaldım.”

DUVARA TOSLADI VE SEKTÖR DEĞİŞTİRDİ
Bodrum’da farklı kurumların distribütörlüğünü yapan Atilla Serttaş’ın, Antalya Korkuteli’nde yaşadığı bir olayla hayatının seyir çizgisi değişir. Korkuteli’nde yediği gözleme ile gazlı içeceğe ödediği hesabın ‘duvara toslama’ noktası olduğunu ifade eden Atila Serttaş, o süreci ise şöyle anlattı:
“Toptancılık yaptığımız işte kâr marjı yüzde 3-5 dolayındaydı. Ve işler hep vadeliydi. Ama Korkuteli’nde ödediğim hesap bende farklı bir çağrışım yarattı. Peşin paranın döndüğü bir iş vardı ve kârlılıksa çok yüksekti. İşte o an kendi işimi kurmaya karar verdim. Yaptığım araştırmalar da beni waffle ile buluşturdu. Ve 95’li yıllarda waffle, dondurma ve kafe üçlüsünden oluşan mağaza açtım. Zamanla bu işi büyüttük. Antalya, Alanya’da bile şubeler açtık. Otellerin içerisindeki kafeleri işlettik. 11 nokta olduk. Ama geçmişteki iş tecrübem bana istatistik ve analiz yeteneği kazandırdı. Yaptığım hesaplamalarda her geçen gün turizm sezonun kısaldığını gördüm. Biz de günün belirli bir saatinde tüketilen ürün yapıyorduk. Bu tabloyla yeni arayışlarda bulundum ve gördüğüm boşlukla eğlence sektörüne girme kararı aldım. Burada da olmayanı, farklı olanı yapalım dedik. Ve Türkçe rock üzerine Kule Bar’ı açtık. Ardından Mandalin geldi. Bunların yanı sıra Pala diye mekan açtık. Tobacco Shop eklendi. Bu yıl ise önce Baa Bahçe, ardından da Gekko hizmete girdi. 6 mekanla yolumuza devam ediyoruz.”

İNSANI BULDU VE BÜYÜYOR

Atilla Serttaş, bugüne kadar hayata geçirdikleri mekanların başarılı olmasında iki sırrının olduğuna dikkat çekiyor. O iki sırrı Atilla Serttaş, şöyle aktardı:
“Mekanları kurarken kendi beğenilerimizi değil, piyasanın ihtiyacına göre hareket ediyoruz. Bir diğer sırrımız ise ekip yatırımı. Şu an 6 mekana harcadığımdan daha çoğunu ekibime yatırdım. Ve bizim hiçbir zaman sermayemiz para olmadı. Onları yetiştiriyoruz ve büyüyoruz. Çalışma azmi gördüğümüz personelin üzerine gidiyoruz. Değişik birimlerde çalıştırıyoruz. Kasiyerim varken ikinci bir kasiyer, şef, müdür yardımcısı, müdür yetiştiriyoruz. Ve bizim ticari ahlakımıza sahip biri ortaya çıkınca da yeni mekan açıyoruz. Sermayem ekip olduğu için onunla yatırım yapıyoruz. Yani parayı bulmadık, insanı bulduk. Ekibim olmadan hiçbir şeyiz. Şu an 100 kişiye yakın bir çalışma arkadaşım var. Gündemde iki yeni proje daha bulunuyor. Ekip yetiştikçe de onları hayata geçireceğiz.”

İSİM BABASI CEM YILMAZ

Atilla Serttaş, Bodrum’a eğlencenin yanı sıra bu yıl bir de yeme içme alanında yeni bir marka kazandırdı. İsim babası Cem Yılmaz’ın olduğu Baa Bahçe, diğer mekanlarda olduğu gibi farklı yapısıyla dikkat çekiyor. Atilla Serttaş, yeni mekanla ilgili şu bilgiyi verdi:
“Terör ve benzeri durumlardan en fazla eğlence sektörü etkileniyor. Biz de bu nedenle yeni arayışa girdik ve Baa Bahçe ortaya çıktı. Burada da Anadolu’nun mezelerini tüketicinin beğenisine sunduk. Adını yeni yeni duyduğumuz Hatay, Urfa mezeleri. Bunun yanında et ızgaramız var. Etin, balığın fiyatı yüksek. Dolayısıyla fiyatlar da belirli noktaya çıkıyor. Uygun fiyatla yola çıktık. Ve iddia ediyorum Bodrum’un en uygun işletmesiyiz.”

ASIL PAHALI İSTANBUL

Bir yandan kendi işleri için emek veren Atilla Serttaş, diğer taraftan da 26 yıldır yaşadığı kente de katkı koymak adına çalışıyor. Aynı zamanda Bodrum Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi olan Serttaş, ‘Bodrum pahalı’ görüşüne katılmıyor. Serttaş, “Herkes geçtiğimiz yıl medyaya yansıyan 60 liralık lahmacuna odaklanmış. Ama o ürünün tekneye servis yapıldığına bakan yok. Bugün Bodrum, İstanbul’a ve Avrupa’ya göre daha ekonomik fiyatlara sahip. İstanbul’un en iyi balık ya da et restoranlarındaki fiyatla Bodrum’un en iyi markaları arasındaki fark iki kat. Yani İstanbul daha pahalı” diyerek ‘pahalı’ tartışmalarına yeni bir boyut getirdi.

KURTARICI YAZLIKLAR OLACAK

Zor bir sezon geçiren turizm sektörünün durumunu da değerlendiren Serttaş, “Ben 26 yıldır Bodrum’dayım ve her sezon için zor ifadesi kullanılıyor. Ülke genelinde turizmde bir düşüş var. Uzak Doğu’da yeni açılan tesisler ve bunların ekonomik olması da sektör etkiliyor. Bizde vergiler çok yüksek. Bu şartlarda rekabet zor. Ama yine de yolumuza devam ediyoruz. Geçmişte çok tartışılan ikincil konutlar, bu yıl turizmin can damarı olacak. Sonuçta otel olmasa bile bu konutların sakinleri gelecek. Ve sektör adına büyük bir kazanım olacak” ifadesini kullandı.

O SÖZLERİN DE PAYI BÜYÜK

Atilla Serttaş’ın yol haritasını şekillendirmesinde etkili olan iki isim var. Merhum Vehbi Koç ve Sakıp Sabancı... Serttaş, “Asgari limitlerin altında yaşayan bir ailede büyüdüm. Vehbi Koç, ‘farklı iş yapın’ derdi. Ben de param olursa yaparım diye düşünürdüm. Sakıp Sabancı ise ‘çalışın, çalışın, çalışın’ derdi. Ben de bu şartlarda çalışırsam ne ev ne araba alırım diye düşünüyordum. Ama zamanla sebat etmenin sabretmeden başka bir şey olduğunu gördüm. Ve yaptığın işi doğru ve sebat ederek sürdürdüğünüzde basamakları birer birer çıkıyorsunuz. Donanımlar, yetki de artıyor. Daha çok para kazanıyorsunuz” diyerek geldiği noktayı özetledi.

KISA KISA
* Atilla Serttaş, tüm mekanlarının 12 ay açık olduğunu söylüyor ve ekliyor: “Gerekirse tek bir kişi için bile mekanı açık tutarız. Zarar etsek de bu böyle. Sonuçta birler, yarın 5, 10, 50 ve 100 olur.”
* Atilla Serttaş, rekabetin mekanın içinde olduğuna inananlardan. “Hiçbir bahane başarıdan daha iyi değildir” diyen Serttaş, “Dışarıyla ilgilenmiyoruz. İyi hizmeti sunduğunuzda daha iyi yerlere gelineceğine inanıyorum” diyor.