Paylaş
ACCELL Bisiklet... Türkiye’de bisiklet denince akla gelen ilk şirketlerden birini satın alarak gücüne güç katan bir kurum. Accell Bisiklet Genel Müdürü Anıl Şakrak ile hem satın alma sonrası yaşanan dönüşümü hem de sektörün son durumunu konuştuk. Bianchi Bisiklet’in hikayesinin merhum Ataman Bükey ile başladığını ifade eden Şakrak, Ataman Bükey’in Türkiye’de bisikleti sıçratan isim olarak bilindiğini belirterek, şöyle devam etti:
2011’DE TABELA DEĞİŞTİ
“Türkiye’de İtalyan Bianchi ile bir ortaklık yapılır. Zaman içinde yeni ortaklıklar da sürece katılır. Jawa’yı Türkiye’ye getiren ve motosiklet sektörünün duayenlerinden Ovadya Sarda, yapıya ortak olur. 1997’de ise Bianchi Bisiklet, yüzde 100 Türk sermayeli bir şirkete dönüşür. Bianchi’nin Türkiye’deki üretim lisansı alınır. Zamanla da şirket çok büyür. Bu büyüme öyle bir noktaya gelir ki, İtalyan Atala’yı satın alır. Bu büyüme devam ederken devreye Avrupa’nın en büyük bisiklet üreticilerinden Accell Group girer. Borsaya açık bir şirket olan Hollandalı Accell, 2011’de Bianchi Bisikleti satın alır.”
SATIŞ KANALI ZENGİNLEŞTİ
Satın alma süreci sonrasında 2014 Accell Bisiklet’in genel müdürlüğü görevine uzun yıllar otomotiv sektöründe çalışan Anıl Şakrak gelir. Anıl Şakrak, aile şirketi havasından grup şirketine bir dönüşüm başlattıklarını söyleyerek, “Bianchi Bisiklet’in geçmişten gelen iş gücü tecrübesine yeni arkadaşlar da ekleyerek yolumuza devam ettik. Bisiklet sektörü eleman konusunda zorlanan bir sektör. Çünkü, Manisa’da beyaz eşya ve otomotiv yan sanayi odağında bir sanayinin içinde yer alıyor. Rekabetçi olmak için başka cazibe alanları yaratmak gerekiyor. Türkiye’de ağırlıklı aile şirketlerinin olduğu bisiklet sektörüne giren ilk profesyonel olarak, ‘ürünü daha nasıl geliştiririz’ buna kafa yorduk. Burada da hem ihracat hem de iç piyasayı düşünerek hareket ettik. İç piyasada yıllarca karne hediyesi, ki doğru olan bir ürünün satış kanalının zenginleşmesini sağladık” diyerek dönüşüm sürecini aktardı.
ELEKTRİKLİNİN AĞIRLIĞI ARTIYOR
Accell Group’un Türkiye dışında Avrupa’da Hollanda, Macaristan, Almanya ve Fransa’da üretim tesisleri bulunduğunu aktaran Anıl Şakrak, Türkiye’nin konumunu şöyle paylaştı:
“Onaylı tasarım ile AR-GE merkezlerimizle önemli bir üretim üssüyüz. Manisa’da 450 kişilik bir kadroyla çalışıyoruz. 2019’da 250 bin adet bisiklet ürettik. Bunun da 3 bini elektrikliydi. Geçtiğimiz yıl ise pandemi nedeniyle üretimimiz 160 bin bandında kaldı ve bunun da 10 bini elektrikliydi. Bu yıl ise beklentimiz 230 bin. Elektrikli bisiklette de 18 binlere ulaşmak. Bugün Türkiye ürettiği bisikletin yaklaşık 400 bini ihraç ediyor. Bu ihracatın yüzde 60’ını biz yapıyoruz. Ürettiğimiz 3 bisikletin 2’si ihraç oluyor. Bu da Accell Group’un gücünü gösteriyor. Bünyemizde Bianchi’nin yanı sıra Carraro, Ghost ve Lapierre yer alıyor.”
PAZARI KADINLAR
BÜYÜTÜYOR
BİSİKLET hareketlerine İzmir’in öncülük ettiğinin altını çizen Anıl Şakrak, ‘Süslü Kadınlar Bisiklet Turu’na ayrı bir önem verdiklerini belirterek, nedenini şöyle aktardı:
“Birçok alanda olduğu gibi bisiklet sektörüne de kadınlar yön veriyor. Eğer bir kadın bisiklete binerse; eşini, çocuğunu, sevgilisini ve arkadaşını da buna çekecektir. Onun için kadınlar önemli. Türkiye’de bisiklet kullanımı bu şekilde artar. Tabii, bir diğer konu da ‘bisiklet yolu yok ki, bisiklete binelim’ diyenler var. Bunu beklemeye gerek yok. Sen bisikletine bin, yasal hakların var. Tamam trafikte zorluklar yaşayacaksın. Ama böyle böyle bu yapının kabuğu kırılacak. Aslında araç trafiği yerine bisiklet trafiğinin olduğu yerlerde esnaf da kazançlı çıkıyor. Bunun Avrupa’da çok da örneği var. Türkiye’de bazı yollar araç trafiğine kapatıldığında esnaf kızıyor. Oraları bisikletle buluşturduğunda daha kazançlı çıkacaklarını bilmeli gerekir.”
OTOMOTİVDEN BİSİKLETE
KUŞADASI doğumlu olan Anıl Şakrak, ODTÜ Makine Mühendisliği’nden mezun olduktan sonra otomotiv sektöründe kariyerine yön verir. 1999’da Tofaş’ta tasarım mühendisi olarak işe başladığını aktaran Şakrak, kariyer yolculuğunu şöyle aktardı:
“Gururla söylerim Doblo’yu yapan Türk mühendislerinden biriyim. 2004’te ise Manisa’da Tirsan Kardan’da dönemi başladı. Burada 7 yılın ardından yine otomotiv sektöründe kariyerime devam ettim. 2011’de ise Alman Mubea’nın Türkiye’de kurucu genel müdürü oldum. 35 yaşında genç bir mühendis olarak bana görev verdiler. O saate kadar da açıkçası Manisa’da bir bisiklet fabrikasın olduğunu, hatta bunun da yabancı olduğun bilmiyordum. Ve, 2014’te de Accell macerası başlamış oldu.”
ÖNEMLİ BİR ÜS
OLABİLİRİZ
AYNI zamanda Bisiklet Endüstrisi Derneği Yönetim Kurulu Üyesi de olan Anıl Şakrak, bugün bisiklet yan sanayinin Çin’in yanı sıra Vietnam ve Bangladeş’te kümelendiğine dikkat çekti. “Virüsle birlikte buradaki tedarik zinciri koptu” diyen Şakrak, “İşte, tam da bu noktada Türkiye için büyük bir fırsat var. Türkiye bisiklet üretim üssü olabilir. Bunun için mücadele ediyorum. Şu anda terminler 600 güne çıktığı bir noktada Türkiye’nin gücüyle fabrika yapabiliriz. Bu fırsatı iyi değerlendirmek lazım. Üretim gücümüzü yan sanayiyle de geliştirip bir kümelenme oluşturmalıyız. 2030’da Avrupa bisiklet pazarının 20 milyon olması bekleniyordu, ama bu güncellendi ve 30 milyona çıktı. Avrupa’nın 9 milyona yakın ithalatı var” diyerek, bunu iyi değerlendirmek gerektiğini paylaştı.
KISA KISA
* Pandemiyle birlikte bisiklet sektörünün enteresan bir döneme girdiğine dikkat çeken Anıl Şakrak, “Önce bir duraklama, ardından da ulaşım aracı olarak kullanılmaya başlayınca bisiklet satışları patladı. Düne kadar 80-90 gün olan termin süreleri, 200-300 hatta 600 güne ulaştı. 2021 ve 2022 siparişleri bitti. Şu anda 2023’un ilk 6 ayına çalışıyoruz” diyor.
* Sektöre adım attığı günden bu yana 8 bisiklet değiştirdiğini dile getiren Anıl Şakrak, “İmkanlar dahilinde birçok yere bisikletle gitmeye çalışıyorum. Bisikleti kabul etmeyen restoranı tercih etmiyorum. Sektör adına bir özeleştiri de yapmak gerekirse ağabey ve duayenlerimiz ürettiler, ama maalesef bisiklete binmediler” diyor.
Paylaş