O sorunun cevabı ‘Renkli Orman’da

2015’te Renkli Orman’la sektöre farklı bir giriş yapan İzmir Başka Bir Okul Mümkün Eğitim Kooperatifi, anaokulunun ardından ilkokulu da bünyesine kattı. Kurum, şimdi kampüsünü büyütmeyi planlıyor.

RENKLİ Orman Okulları... Eğitimi yaşamdan ve çocuğun bireysel özelliklerinden soyutlamayan, katılımcı demokrasiyle yönetilen, ekolojik dengeye saygılı ve ticari kar amacı gütmeyen bir okul amacıyla ilerleyen bir kurum. “Yaratıcılığı, çocukların özgürlüğünü, doğayla bağ kurmalarını öne çıkaran, çocuk merkezli, çocukların ilgi ve meraklarıyla belirlenen esnek ve kendiliğinden çokça yer veren programa sahip bir okuluz” diyen İzmir Başka Bir Okul Mümkün Eğitim Kooparetifi’nden Yasin Sancak ve Nazlı Aykan ile hem Renkli Orman’ın kuruluş hikayesini hem de eğitimdeki yol haritalarını konuştuk.

DÖRT TEMEL EKSEN

2009 gibi İstanbul’da mevcut eğitim sisteminde aradığını bulamayan veli, eğitimci ve gönüllülerin bir araya gelmesiyle ilk adımın atıldığını dile getiren ve o sürecin içinde olan Yasin Sancak, o günleri şöyle anlattı:
“Bu oluşum 2010’da Başka Bir Okul Mümkün (BBOM) Derneği’ni kurdu. ‘Demokratik yönetim’, ‘alternatif eğitim’, ‘ekolojik duruş’ ve ‘özgün finansman’, bu modelin temel 4 ekseni olarak belirlendi. Bu 4 eksenin de uygulamaları dünyada bulunuyor, fakat bunların hepsini bir arada uygulayan bir model olmaması, BBOM’u yenilikçi ve farklı kılıyor. Önümüzde yerli olan bir de ‘Köy Enstitüleri’ vardı. Bu kapsamda ilk okul 2013’te Bodrum’da açıldıktan sonra Ankara ve İzmir’de de ‘başka bir okul mümkün’ diyen aileler bir araya gelmeye başladı. İzmir ayağında önce İzmir Başka Bir Okul Mümkün Eğitim Kooperatifi 2014’te kuruldu. 2015 yılında ise çocuklarımızın verdiği isimlerle Bornova Yakaköy’de Renkli Orman Anaokulu olarak ortaya çıktı.”

MEKANDAN BAĞIMSIZ

“Milli Eğitim’e bağlı özel bir okuluz” diyen Yasin Sancak, eğitimdeki yol haritalarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Uymamız gereken bir müfredat var. Burada da Milli Eğitim’in kazanımlar üzerinden giden bir programı var. Örneğin ilkokul 1’inci sınıfta ‘tek haneli toplamayı öğretin’ diyor. Ama burada nasıl öğrettiğinize çok karışmıyor. Öğrenmenin motoru merak. Biz de çocuğun bu merakından yola çıkarak yol haritamızı belirliyoruz. Hayvanların nereye yuva yaptığı merakıyla matematiği öğretebiliyoruz. Öğrenci merkezli ve kolaydan zora giden bir yaklaşım var. Biz, eğitimi kapalı, izole mekanlara sıkıştırmak yerine açık havada, hayatın içinde yaşayarak öğrenmenin çocuklarımıza hayat boyu eşlik edecek eşsiz bir öğrenme deneyimi vereceğine inanıyoruz. Çocukların oyunla öğrendiklerini biliyoruz. Oyun, keşif ve kendi kendilerine giriştikleri araştırmalar. Böyle bir öğrenmede doğa, çocuklarımız için mükemmel bir öğrenme alanı.”

İMECE USULÜ

“AİLE ve gönüllü inisiyatifinin işleteceği, ticari amaç gütmeyen ve bursluluk oranını maksimumda tutmayı hedefleyen, kendi kendine yeterliliği esas alan finansman modeli uyguluyoruz” diyen Yasin Sancak, şunları söyledi: “Çocuğunu okutmak isteyen kooperatife ortak oluyor. 15 ortakla başlamıştık, şu an 75’i aştık. Süreç içinde bu ortaklar kooperatifte aktif görev alıyor. Burada da demokratik bir yapı var. Ticari bir kar beklentisi yok. Kar payı dağıtılmıyor. Bir yerde imece usulüyle yoluna devam eden bir okuluz. İki yılda bir değişen yönetim kurulumuz var.”

ZİL VE ÖDEV YOK

İZMİR Başka Bir Okul Mümkün Eğitim Kooparetifi’nin kaynak geliştirme ekibinde görev alan ve farklı bir kurumda da öğretmenlik yapan Nazlı Aykan, çocukların mutluluğunu temel aldıklarını belirterek, “Her pazartesi tüm okul meclis yapıyor. Burada bazı kararları çocukların kendileri alıyor. Ayrıca bir de sınıf çemberimiz var. Bu çemberde de o gün ne karar çıkıyorsa, çocuklar ona göre hareket ediyor. Çocuklar haftanın iki gününü yağmur da yağsa ormanda geçiriyor. Bizde zil ve ödev yok. Sadece bir ödev kutumuz var. İsteyen çocuk buradan kendi yapacağı bir ödevi seçebiliyor. Bir zorlama yok” dedi.

Sadece eğitimciye bırakılmasın

İZMİR Başka Bir Okul Mümkün Eğitim Kooparetifi’nin idari koordinatörlerinden Yasin Sancak, kamuda eğitimci olmasına rağmen eğitimin sadece eğitimcilere bırakılmamasını istiyor. Sancak, “Bir yanda okul ve burada görev yapan öğretmenlerimiz var. Bu yapının küçük halkası. Bunun etrafında ise kooperatif ortaklarından, yani velilerden oluşan katılımcı bir halka var. Herkes mesleği doğrultusunda katkı koyuyor” diyerek, yapının aynı zamanda bir öğrenme topluluğu olduğunu söylüyor.