Paylaş
Ama o yılmaz. Bir süre sonra 5 ortaklı bir yapıyla kozmetik sektöründe ikinci adımını atar. Daha sonra ortaklarından ayrılan Cüneyt Çığ, 1987’de Özsoy Itriyat’ı kurar. Pazarlama ve dağıtım alanında önemli işlere imza atan Çığ, 2001 krizinde kendi markasıyla şampuan üretimine girer. Ama bu işten zarar eden Cüneyt Çığ, yine bildiği işi yapar. 2004’te ise ikinci kuşaktan aldığı güçle renkli kozmetik ve koku alanında markalaşmaya gider. Bugün kozmetik sektöründe yerli üretici olarak 6 markayla yoluna devam eden Çığ’ın gündeminde şimdi de mağazalaşma var.
CÜNEYT Çığ... Zaman zaman iş hayatında işler istediği gibi gitmese de çalışmaktan ve üretmekten vazgeçmeyen, bu azmiyle de başarıyı yakalayan bir girişimci. Ortağı Tayfun Ünüvar ile birlikte İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde global oyuncuların boy gösterdiği kozmetik sektörünün yerli temsilcisi Özsoy Kozmetik’in kurucusu Çığ’la hem girişimcilik serüvenini, hem de gelecek planlarını konuştuk. 1955 İzmir doğumlu olan ve öğretmen anne ile ecza deposu ortağı babanın çocuğu olduğunu anlatarak söze başlayan Cüneyt Çığ, hikayenin devamını şöyle anlattı:
İLK GİRİŞİMDE ZARAR ETTİ
“Üniversiteye kadar pek bir iş tecrübem olmadı. Sadece babamın işinden dolayı eczanede çıraklık yapmışlığım var. Benim iş hayatım Dokuz Eylül Üniversitesi’nde işletme okuduğum dönemde başladı. İkinci sınıfta babamın da yönlendirmesiyle kozmetik sektöründe faaliyet gösteren bir şirketin muhasebe biriminde çalışmaya başladım. Bir süre sonra da yüzde 4 payla bu şirkete ortak oldum. Ama bu yapıda zarara uğratıldım. Oradan ayrılıp 5 ortaklı yeni bir şirket kurduk. Zamanla ortak sayısı 3’e düştü. 87’de tüm hisselerimi onlara devrettim ve Özsoy Itriyat’ı kurdum. Makine mühendisi olan kayınbiraderim de ortak oldu. Uluslararası firmaların distribütörlüğünü aldık. Kozmetik eczanelerin dışına çıkınca biz de işi büyüttük.”
BAŞARI İKİNCİ KUŞAKLA GELDİ
2000’e kadar pazarlama ve dağıtım sektöründe büyüyen Özsoy, karlılıkların düşmesiyle gündemine üretimi alır. Cüneyt Çığ, “2001’de kendi markamızı yaratmaya karar verdik. Shiba markasıyla başta şampuan olmak üzere, diş macunu ve jöle üretimine yöneldik. İstanbul’da fason olarak bunları ürettirmeye başladık. Şirket merkezini de İstanbul’a taşıdık. Tüm kazandığımızı Shiba’ya yatırdık, ama sonu pek tatlı olmadı. O dönem önüne gelen herkes şampuan, sıvı sabun üretimine girdi ve kimse istediği fiyata ürün satamaz oldu. Biz de bu işten zarar ettik ve üretimi sonlandırdık. 2004’te ise bu kez Cecile markasıyla tekrar üretime döndük. Hem koku hem de renkli kozmetiğe giriş yaptık. Kimya mühendisi olan kızım Tuğçe Çığ’ın da aramıza katılmasıyla işi büyütmeye başladık. Markalar çoğaldı. Kızım İzmir’de evlenince 2008’de tekrar doğduğumuz topraklara geldik. Şu an yerli üretici olarak sahip olduğumuz 6 markayla sektörün önemli aktörlerindeniz” diyerek geldikleri noktayı paylaştı.
ŞİMDİ İHRACAT ZAMANI
ÖZSOY Kozmetik, ikinci kuşağın da işe dahil olmasıyla yüzünü yurt dışına çevirmiş durumda. 2007’te Tuğçe Çığ Başar’ın ardından 2015’te de Mehmetcan Ünüvar’ın da katıldığını söyleyen Cüneyt Çığ, yakın zamana kadar 25 ülkeye ihracat yaptıklarını anlatarak, “Ama dış politikadaki durumlar nedeniyle şu an 6 ülkeye geriledi. Ciromuzda ihracatın payı ise 4’lerde. Şimdi ikinci kuşağın gücüyle ihracatımızı artırmak istiyoruz. Gündemimizde Rusya ile Avrupa ülkeleri var” bilgisini paylaştı.
MAĞAZALAR GELİYOR
GELECEK planları arasında mağazalaşmanın bulunduğunu anlatan Cüneyt Çığ, “Bu alanda ilk mağazamızı ay sonunda Urla’da açıyoruz. Ardından Seferihisar ve Aydın gelecek. Temmuz sonuna kadar 7 mağazaya ulaşacağız. Bunlar franchise olacak. Bağlantıları imzalandı. Franchise dışında kendimizin açacağı mağazalarla yıl sonuna kadar Cecile markasıyla 20 noktaya çıkmayı hedefliyoruz” diyerek mağazalaşmanın marka bilinirliliği ve değerini artıracak bir hamle olacağını paylaştı.
FİYATA ODAKLANMAYIN
BİRÇOK sektörde olduğu gibi kozmetik alanında da en büyük sorunlardan birinin merdiven altı üretim olduğuna dikkat çeken Cüneyt Çığ, “Burada denetimler kayıtlı olan firmalara yapılıyor. Biz her ay ortalama üç kez denetimden geçiyoruz. Ama kayıt dışına karşı alınan bir önlem yok. Bugün sahte ithal parfümün çıkış yeri Türkiye... Bu çok kötü bir durum. Ayrıca Uzakdoğu’dan gelen kalitesiz ve sağlıksız ürünler var. Fiyatına bakılarak alınan bu ürünler gelecekte ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir” uyarısında bulundu.
TÜKETİMDE AVRUPA’NIN GERİSİNDEYİZ
TÜRKİYE’de bir kadının kozmetik harcamasının ortalama 10 dolar olduğunu bilgisini veren Cüneyt Çığ, şöyle devam etti: “Diş macunu, sıvı sabun gibi ürünlerin dahil edildiğinde kişi başı tüketim 20-30 dolara ulaşıyor. Bu oran Avrupa’nın çok gerisinde. Yunanistan’da şu an bu rakam 200 dolar civarında. Ama pazar her geçen gün büyüyor. Türkiye’de müşteri cebine göre hareket ediyor. Yönlendirmeyle satış çok fazla. Parfümeri mağazalarında çalışan servis elemanları çok önemli. Bizim de böyle çalışanlarımız var. Bu satış elemanlarına aylık eğitimler veriliyor. Onlardan aldığımız bilgiler de bizim üretim ve çeşidimize yön veriyor. Tüketicinin nabzını tutabiliyoruz.”
KISA KISA
* Cecile’nin yanı sıra tiara’s, D’sign, Spoil, Hawaiin Tropic ve Shiba markalarının da bulunduğunu söyleyen Cüneyt Çığ, “Bu 6 markada binin üzerinde ürünümüz var” diyor.
* Özsoy Kozmetik, bir aile işletmesi. “Aile anayasamız hazır” diyen Cüneyt Çığ, herkesin görev tanımının belli olduğunu söylüyor.
* Son uygulamalarla kozmetik sektöründe taksit imkanın kaldırıldığını da aktaran Cüneyt Çığ, “Bu durum satışları yüzde 30 düşürdü” diyor.
Paylaş