İzmirli elektronik mühendisinden Koronaya karşı ev tipi solunum cihazı

Bu merak Bilkent Üniversitesi Elektronik Mühendisliği’ni kazanmasıyla da taçlanır. Armağan Ergün, yüksek lisansın ardından kariyerine Amerika’da Silikon Vadisi’nde devam eder. 2002’de Amerika’daki kriz nedeniyle çalıştığı şirketin kapanmasıyla Armağan Ergün, kendi hikayesini yazmak adına ortaklı bir yapıyla ilk girişimcilik adımını atar. TV teknolojileri alanında önemli ilkelere imza atan Ergün, eşinin görevi nedeniyle İzmir’e döner. Uzay teknolojileri alanında girişimlerine devam eden Armağan Ergün, babasının kalp krizinden vefatıyla odağını sağlık sektörüne çevirir. Bu alanda kalp sorunlarına karşı erken uyarı veren mobil tabanlı bir teknoloji geliştirir. Bugün bir yandan uzay ve sağlık sektörüne yönelik ürünler için koşuşturan Armağan Ergün, diğer tarafta ise koronovirüs salgınına karşı evde kullanım için ekonomik solunumuz cihazı geliştirdi.

ARMAĞAN Ergün... Yaklaşık 8 yıl yaşadığı Amerika’da ortaklarıyla birlikte hayata geçirdiği farkındalık geleneğini Türkiye’ye taşıyarak katma değer yaratmak için mücadele veren bir mühendis. Teknolojinin ulaşılabilir olması adına ürünler geliştiren bir girişimci. DVLX ARGE Mühendislik ve Mobil Med’in kurucularından Armağan Ergün ile girişimcilik serüveninden gelecek planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. 1972 İzmir doğumlu olan Armağan Ergün, macerasının küçük yaşlarda radyo gibi elektronik aletleri bozarak başladığını belirterek, şöyle devam etti:

KIRILMA ALMANYA’DA
“Elektroniğe karşı bir merakım vardı. Ama asıl kırılma, öğretmen olan annemin Almanya’ya gitmesiyle oldu. Türklere eğitim vermek için Almanya’ya giden annemle birlikte biz de gittik. Ortaokul ve lise eğitimimi burada aldım. Almanya’daki sistem farklı olduğu için ben de mesleğimi seçmiş oldum. Bilgisayar ve elektronikle çok haşır neşirdim. Ve elektronik mühendisi olmaya karar verdim. Bilkent Üniversitesi Elektronik Mühendisliği’ni kazanarak da bu alandaki ilk adımımı attım. 1994’te üniversiteden mezun olduktan sonra yine aynı bölümde yüksek lisans eğitimi aldım. Bu süreçte de savunma alanında roketler üzerine faaliyet gösteren TÜBİTAK SAGE’da çalıştım.”

İLK ADIM AMERİKA’DA
Yaklaşık 3 yıl TUBİTAK SAGE’de önemli tecrübe kazanan Armağan Ergün, askerlik görevinin ardından 1997’de Amerika’ya gitme kararı aldığını söyleyerek, “Vestel’in o dönem Silikon Vadisi’nde açtığı ofiste çalışmaya başladım. Ancak Amerika’da 2002’de yaşanan kriz nedeniyle şirket ofisini kapatma kararı aldı. Bana da Manisa’ya gelmem için teklifte bulundular, ama Amerika’da kalmayı tercih ettim. Ve 4 ortaklı bir yapıyla 2003’te TV teknolojileri üzerine Ostendo’yu kurduk. Kısa sürede önemli işler yaptık ve geliştirdiğimiz teknolojiyi satmayı başardık. 18 bin tane TV siparişi geldi. Arkasından da yatırım kararı aldık. Ardından CRVD monitör tasarladık. Ostendo süreç içinde büyüdü. Tabii, o dönem bilgisayar mühendisi eşim Aslı Ergün de YÖK burslusu olarak Amerika’daydı ve mecburi hizmeti için Türkiye’ye gelmesi gerekiyordu. 2005’te dönme kararı aldık” diyerek Amerika’da Silikon Vadisi’nde bir şirket kurup, ticari başarıyı yakalayan bir girişimci olarak ‘Bunu Türkiye’de yapmalıyım’ düşüncesiyle hareket ettiğini paylaştı.

İKİ UYDUSU UZAYDA
Bugüne kadar 100 milyon dolardan fazla yatırım alan Ostendo’nun süreç içinde odağını akıllı gözlük alanına çevirdiğini söyleyen Armağan Ergün, şöyle devam etti:
“Ostendo’nun ortağıyım, ama aktif görev almıyorum. Türkiye’ye döndüğümde ilk başta ASELSAN ile yüzde yüz Türk mühendisleri tarafından geliştirilen ilk uydu projesinde görev aldım. Bu 4 yıl sürdü. Edindiğim tecrübeyi, 2012’de Teknopark İzmir’de kurduğum DVLX ARGE Mühendislik şirketine aktarmaya başladım. Küp uydulara odaklandım. AB projesi yazdım ve onaylandı. O dönem özel sektörde, AB’den uzay alanında proje alan tek firma olduk. Beşli konsorsiyum olarak 1.5 milyon euroluk destek aldık ve ürünü tamamladık. Bir haberleşme uydusu yaptık. Şu an iki tane uydu uzayda. 2015’de bu proje sona erdi. Bugün uzay teknolojisi alanında araştırmalarımız sürüyor. Özellikle uyduların fırlatılması çok maliyetli. Bunu düşürmek için planlarımız var. Ayrıca, uyduların boyutunu bir kredi kartı büyüklüğüne getirmek de hedeflerimiz arasında yer alıyor.”

 
BABASININ VEFATIYLA
KALP İÇİN TEKNOLOJİ

BİR yandan uzay teknolojisi alanında çalışmalarını sürdüren Armağan Ergün, süreç içinde medikal sektörünü de gündemine aldığını belirterek, “Bugün kalp rahatsızlığı önemli bir ölüm nedeni. Bunu 2015’te kalp krizinden babamı kaybettikten sonra daha iyi anladım. Ateş, kan şekeri ya da tansiyonu ölçmek mümkün, ama evde kalbin durumunu anlayabileceğiniz bir ürün yok. Buna kafa yordum. 2016’da eşim Aslı Ergün ve Katar Üniversitesi Elektrik Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Serkan Kıranyaz ile birlikte Mobil Med’i DEPRAK’ta kurduk. Kalp sorunlarına karşı erken uyarı veren mobil tabanlı bir teknoloji geliştirdik. Mobil EKG cihazının kalp rahatsızlığını erken teşhis etme hedefiyle yola çıktık. Yatırımcı da aldık. Ürün 6.5 gram ve kullanımı çok basit. Mübadillerinden ayıran da bu yapısı ve ekonomik oluşu. Online satışımız var. Serkan Kıranyaz aracılığıyla Katar’ın TÜBİTAK’ı diyebileceğimiz kurumdan da 400 bin dolarlık bir destek aldık. Şu an ürünü geliştiriyoruz. CE onay sürecimiz devam ediyor. Hastane dışı hasta takip cihazları geliştirmek istiyoruz” diyerek uzaktan takip adına çalışmaların sürdüğünü aktardı.

 
EKONOMİK VE KOLAY KULLANIMLI

BABASININ vefatı sonrası kalp için teknoloji geliştiren Armağan Ergün, şimdilerde ise tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınıyla ilgili önemli bir proje üzerinde çalışıyor. Teknopark İzmir’deki şirketiyle hem üç boyutlu yazıcılar hem de onların hammaddelerini üreten Ergün, şu bilgileri verdi:
“Şu an elimizde bulunan yazıcılarımızla sağlık çalışanları için ücretsiz siperlik üretiyoruz. Salgınla birlikte solunum yetmezliği önemli bir konu. Biz de bir solunum cihazı gelişirdik. Bizim cihazımız evde kullanmak için. Bugün piyasada olanların fiyatları hem çok yüksek hem de karmaşık bir yapısı var. Bizim solunum cihazımız hem ekonomik hem de kullanımı çok kolay. Piyasada çok rahat bulunabilen ürünlerle bu solunum cihazını geliştirdik. Motoru oto sileceğinden. Diğer parçalar da kolay bulunan ekipmanlardan olduğu için 500 lira fiyata piyasaya sunmak mümkün. Talebe göre çok hızlı şekilde üretebiliriz. Bu bir yerde sosyal girişim.”