İzmir’i sağlık turizmi uçurabilir

TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2022’de yurt dışından yaklaşık 1.4 milyon kişi sağlık ve tıbbi nedenlerle Türkiye gelmiş. Sağlık turizminden elde edilen gelirin ise 4 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Bu yıl da 1.8 milyon kişinin şifa bulmak için gelmesi beklenen Türkiye’de, İzmir başta olmak üzere Ege önemli bir aktör. Şu an sağlık turizminden yüzde 10 pay alan İzmir, son dönemde sayıları artan nitelikli sağlık kuruluşlarıyla pazardan daha çok pay almayı hedefliyor. Bunun için sektörün güç birliği yapması gerektiğini söyleyen Can Sağlık Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muzaffer Keskiner ile hem sağlık turizmini, hem de bölgedeki yatırımlarını konuştuk.

AVRUPA VE ABD İLE YARIŞIR
Dr. Keskiner, Türkiye’de 2000’li yılların başında sağlık sektöründe bir dönüşümün başladığını söylüyor. Bu dönüşümün sağlık alanında özel sektörün önünü açtığına dikkat çeken Dr. Muzaffer Keskiner, ekliyor:
“Türkiye’de bu gelişmeler yaşanırken dünyada ise sağlık turizmi alanında bir hareketlilik başladı. Her geçen gün büyüyen bir sektör oldu. Türkiye de sağlık alanında yaşanan dönüşümle birlikte sağlık turizminde iyi bir oyuncu haline geldi. Ciddi de pay almaya başladı. Sağlık sektörümüz gerek insan gücü, gerekse teknolojisiyle Avrupa ve Amerika’yla yarışır bir konumda. Örneğin, Türkiye’nin protezli ortopedi ameliyatlarında başarı oranı Amerika’dan daha aşağıda değil. Çok başarılı ortopedistlerimiz var. Maliyetler de Amerika ve Avrupa’ya kıyasla çok iyi durumda.”

POTANSİYELİMİZ BÜYÜK
Dünya sağlık turizminden en büyük payı Uzak Doğu ve Meksika’nın aldığına dikkat çeken Dr. Keskiner, Türkiye’nin de potansiyelinin yüksek olduğunu ama daha fazla pay almak adına yapması gerekenlerin olduğunu paylaşıyor. “Türkiye, coğrafi açıdan çok önemli bir noktada” diyen Dr. Muzaffer Keskiner, önerilerini şöyle sıralıyor:

GÜÇ BİRLİĞİNE GİTMELİYİZ
“Devletin, sağlık turizmi konusunda çok ciddi değişim programları var. Sağlıkta dönüşüm politikaları Türkiye’yi önümüzdeki süreçte dünya markası haline getirebilir. Tabii her şeyi de devletten beklemek doğru değil. Özel sektör olarak bizim yaratıcı çabalarda bulunmamız gerekiyor. Biz bu konuya Can Hastanesi olarak önem veriyoruz. Hastalarımız dünyanın birçok noktasından İzmir’e geliyor. Bu, büyük bir başarı. Tabii bu başarıyı yakalamak için bir tek Can Hastanesi’nin ve devletin çabası yetmez. İzmir’in gündemini belirleyen sağlık kuruluşlarının da desteği önemli. Öncelikle ortak paydaları belirleyip o paydaları genişletmek lazım. Güç birliği şart.”

Dr. Muzaffer Keskiner, insanların Türkiye’ye ağırlıklı saç ekimi, diş ve göz gibi estetiksel uygulamalar için geldiğini söylüyor, “Plastik cerrahi uygulamalar ön planda. Ama ortopediden hassas birçok ameliyata kadar Türkiye sağlık konusunda iyi durumda” diyor.

HAVAYOLU AĞI GENİŞLEMELİ
TÜRKİYE’de sağlık turizminde amiral gemisi İstanbul... En büyük payı İstanbul’un, ardından da Antalya’nın aldığını paylaşıyor Dr. Muzaffer Keskiner... Peki, İzmir? İzmir’in payı ise yüzde 10’larda. Dr. Keskiner, İzmir’in sağlık turizminde payını artırmasıyla ilgili reçeteyi ise şöyle özetliyor:
“Şu bir gerçek ki sağlık turizmi sadece sağlık kuruluşlarının yön vereceği bir süreç değil. Burada ulaşımdan kültürel yapıya, kentin yaşamından iletişime birçok konu çok belirleyici. İzmir de iklimiyle, doğasıyla, sahip olduğu sağlık kurum ve kuruluşlarıyla sağlık turizmde ciddi değerler yaratabilir. Ama burada temel sorun ulaşım. İzmir’in dünyayla hava yolu ulaşımı kısıtlı. Hastalar geliyor ama zorlu bir yolculukla gelebiliyor. İzmir’in hava yolu bağlantısı artırılmalı. Kentteki yöneticilerimizin önderliğinde, sağlık kuruluşlarının katılımıyla ortak bir eylem planını hayata geçirebilirsek İzmir sağlık turizminde uçar. İzmir ve Türkiye’de gerekli çalışmalar planlı şekilde yürütüldüğü takdirde hayal edemeyeceğiniz kadar büyük gelir elde edilebilir. Çünkü şu an dünyadaki sağlık turizmiyle ilgili harcamalar katlanarak artıyor.”

ARTAN YAŞLI NÜFUS YATIRIM
İÇİN ÖNEMLİ BİR İŞARET
İZMİR’in son yıllarda İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli kentlerinden aldığı nitelikli göçe de değiniyor Dr. Muzaffer Keskiner... Dr. Keskiner, “Yaşamak için geliyorlar. Bu da İzmir’deki sağlık yatırımlarının gideceği yön için önemli bir işaret. İleride kentte yaşlı nüfus artacak. Dünya Sağlık Örgütü de yaşlılık sınırını 75 yaş olarak belirledi. Endüstrileşmiş ülkelerde de yaşlı nüfusu büyük bir hızla artıyor. En büyük avantajlarımızdan biri de bu. Avrupa ve uzak ülkelerdeki yaşlı nüfusu ülkemize çekmeye çalışıyoruz. Türkiye olarak bir an önce bu işin kaymağını almak zorundayız. Bunun için çok hızlı davranmamız gerekiyor. İzmir’in de bu noktada şansı çok büyük” diye konuşuyor.

ÜÇÜNCÜ HASTANE GELİYOR
SAĞLIK alanındaki ilk yatırımın 2002’de Manisa Salihli’de hayata geçtiğini hatırlatan Dr. Muzaffer Keskiner, buna 2017’de İzmir’in de eklendiğini söylüyor ve gelecekle ilgili planlarını şöyle anlatıyor: “Keşke sözcüğünü kullanmayı çok sevmesem de İzmir’e daha önce gelmiş olmayı isterdim. İzmir sağlık alanında son dönemde ciddi yatırımlar alıyor. Sektör de endüstrileşiyor. Biz de temel değerlerimizle yolumuza devam ediyoruz. İzmir’deki gelişim sürecini büyük ölçüde tamamladık. Şimdi yeni açılımlara hazırlanıyoruz. Can Hastanesi olarak İzmir’de körfezin bir yakasında varız ama diğer yakada da olmak istiyoruz. Bir arayış içindeyiz. 1 yıl içinde bu yatırımı başlatmak istiyoruz. Ege’de de ciddi potansiyel var. Belki gelecekte Ege’de de olabiliriz. Ama şimdilik odağımızı İzmir’e çevirmiş durumdayız. İzmir’de büyüyeceğiz ve hastane sayımızı burada 2’ye, Ege’de de 3’e çıkarmış olacağız.”