Paylaş
TİCARETİN değişen yüzüyle birlikte artık dünya kocaman global bir pazar… Bu mantıkla birçok ülke, mevcudun yanına yeni pazarlar eklemek gayretinde... İhracatçılar ya da ya yatırımcılar, yeni fırsat ve işbirlikleriyle daha geniş kitlelere ulaşma hedefiyle hummalı bir mesai harcıyor. Fuarlar başta olmak üzere birçok etkinliğe katılarak yoğun rekabetin yaşandığı global pazarda kendilerine yer edinmeye, kök salmaya çalışıyorlar. Küresel ekonominin önemli aktörlerinden, Asya Kıtası’na açılan kapı olarak gösterilen Hong Kong da karşılıklı yatırım imkanlarını güçlendirmek adına Türkiye’yi yakın markaja aldı. Aile şirketlerinin güçlü olduğu Hong Konglu yatırımcıların odağında ise İzmir ve Ege Bölgesi var. Geçtiğimiz günlerde İzmir’e gelerek çeşitli temaslarda bulunan Hong Kong Ticaret Geliştirme Konseyi (HKTDC) Avrupa, Orta Asya ve İsrail Direktörü Chris Lo ve Türkiye Temsilcisi Perran Ersu’yla bir araya geldik. 3 ay önce bu göreve gelen Chris Lo ile Hong Kong-Türkiye arasındaki ticaretten yatırıma birçok konuyu konuştuk.
İKİ YÖNLÜ KÜRESEL YATIRIM
HKTDC’nin 1966 yılında Hong Kong’un ticaretini desteklemek ve geliştirmek amacıyla kurulduğunu, 13’ü Çin’de olmak üzere dünya çapında toplam 50 ofisi olduğu bilgisini paylaşıyor Chris Lo… Özellikle de KOBİ’ler için iş fırsatları yaratmak amacıyla uluslararası fuarlar, konferanslar ve ticari heyet organizasyonları düzenlediklerini söylüyor. Chris Lo, araştırma raporları, güncel pazar ve ürün bilgileri sağladıklarını da anlatıyor. Hong Kong’un iki yönlü bir küresel yatırım ve iş merkezi olduğuna dikkat çekiyor Chris Lo ve ekliyor:
Perran Ersu, uluslararası finans sektörünün her yılın ilk ayında Hong Kong’da bir araya geldiğini söylüyor, İzmirli yatırımcıları Ocak 2025’te düzenlenecek olan ve önemli fırsat kapılarının açıldığı Asya Finansal Forum’una davet ediyor.
ASYALI TÜKETİCİ ÇOK İŞTAHLI
“Hong Kong önemli bir ihracat ve ticaret merkezi. Sadece Çin değil, Asya için de bir giriş kapısı. Türkiye de Asya ve Avrupa kıtaları arasında önemli bir köprü. İhracatçı sayısı hayli fazla. Ama bu ihracatçıların henüz Asya pazarını tam anlamıyla keşfetmediğini düşünüyorum. Çünkü Türk ihracatçılar daha çok Avrupa pazarına odaklanmış durumda. Çin Halk Cumhuriyeti’ne bağlı olan ve özel idare bölgesi statüsüyle yönetilen Hong Kong ise hem Asya ticaretinde hem de ‘Kuşak Yol Girişimi’nde önemli bir lokasyon. Bu nedenle görev geldiğimin 3’üncü ayında Türkiye’yi daha yakında incelemek istedim. Buradan elde edeceğim bilgilerin ışığında Hong Konglu şirketlere yol göstermeyi amaçlıyorum. Tabii bu karşılıklı bir süreç. Aynı zamanda burada faaliyet gösteren şirketlere de Hong Kong’un fırsatlarını tanıtmak ve ortak işbirliklerini hayata geçirmek de hedeflerimiz arasında. Asya pazarında büyük fırsatlar var ve bunun için de adım atmak adına iddialı bir dönemdeyiz. Çünkü Asyalı tüketicinin çok büyük bir iştahı var.”
CİDDİ ÜRETİM KÜMESİ VAR
Chris Lo, Hong Konglu şirketlerin Türkiye pazarı hakkında şimdilik yeterli bir bilgiye sahip olmadığına dikkat çekiyor. İstanbul’un bilinirliğinin daha güçlü olduğunu ve insanların turistik amaçla buraya geldiğini söylüyor. Bunda Hong Kong ile İstanbul arasındaki hava trafiğinin de payının büyük olduğu görüşünde Chris Lo… Öyle ki Hong Kong’dan gelen yolcuların Avrupa uçuşlarında İstanbul’u aktarma merkezi olarak kullandığını paylaşıyor. Türkiye ziyareti kapsamında İstanbul’un ardından İzmir’e gelen Chris Lo, İzmir’le ilgili düşüncelerini ise şöyle aktarıyor:
“İzmir benim için de yeni bir lokasyon. Turist olarak daha önce 3 kez İstanbul’a gittim ama İzmir’e ilk gelişim. İzmir’e gelme nedenimiz burada ciddi bir üretim kümesi oluşu. Aynı zamanda önemli bir ihracat kenti. Tabii burada da birçok ihracatçı ve şirket için Hong Kong bilinmezliklerle dolu. En çok Çin ana karasına geçiş yolu olduğunu biliyorlar. Şimdi hedefimiz iki taraf arasındaki ticari bağları daha da güçlendirmek.”
MÜCEVHERDE BAŞARI
HİKAYESİ YAZILIYOR
PERRAN Ersu da Hong Kong’un ihracatçılara önemli fırsatlar sunduğunu söylüyor, mücevherden oyuncağa, saatten tekstile büyük fırsatlar olduğuna dikkat çekiyor. Ersu, “Karşılıklı işbirlikleri var. HKTGC dünyanın en büyük mücevher fuarlarından birini düzenliyor. Türkiye’den her yıl yaklaşık 90 firma katılıyor, 150 şirket de ziyaretçi olarak geliyor. Türkiye tam anlamıyla buraya çıkarma yapıyor. Türkiye burada mücevher alanında önemli bir başarı hikayesi yazıyor. Bunu daha da büyütmek istiyoruz. Hem mevcut alandaki yatırımları, ticareti geliştirmek hem de yeni alanlar açmak önemli stratejilerden biri. Sağlık, yenilenebilir enerji alanında da işbirliklerimiz olabilir. Bu alanda Hong Kong’da çalışmak kolay. Avrupa’dan onaylı ürünler rahatlıkla bu pazarda yerini alabiliyor. Buradan da Asya pazarına girmek mümkün” diye konuşuyor.
İKİ TARAF ARASINDA POTANSİYEL BÜYÜK
BUGÜN Hong Kong’un Asya’ya açılan kapı olarak gösterildiğini hatırlatan Chris Lo, İzmir’in de Türkiye’nin Batı’ya açılan kapısı olduğuna dikkat çekiyor. Chris Lo, “Dünyanın önde gelen Çinli otomotiv markalarından BYD, Manisa’da 1 milyar dolarlık yatırım kararı aldı. Bu önemli bir adım. Çin’in bugün dünyaya yaptığı yatırımların yüzde 75’inin çıkış yeri Hong Kong. Şu an Hong Kong’lu birçok aile şirketi de yatırım arayışında. Bu bakımdan hem Türkiye hem de İzmir özelinde önemli işbirliklerinin doğabileceğini düşünüyorum. Sağlıktan yenilenebilir enerjiye kadar çeşitli alanlardaki inovatif girişimlere yatırım yapmayı tercih ediyorlar. Bu yönüyle de ciddi potansiyel barındıran İzmir önemli bir yatırım üssü olabilir. Çevre duyarlılığı yüksek ve sürdürülebilirlik odaklı finansal ürünler konusunda öncü olan Hong Kong, yeşil devlet tahvilleri olarak (green bonds) bilinen borçlanma araçlarının ihracı konusunda Asya'da birinci sırada. Köklü bankacılık ve sigortacılık geleneği bulunan Hong Kong, uluslararası mali piyasalara tam entegre” diyor.
Paylaş