Paylaş
Haftalığından kesilmesini göze alarak önce biçerdöver, ardından da yem değirmeni tasarlar. Bir süre sonra ise Nurettin Karakundakoğlu, büyük borca girerek sıkıntıda olan ve çırak olarak adım attığı Toper’i devralır. Yemin yanı sıra kahve değirmeni ve kavurma makineleri üretir. İkinci kuşağında da desteğiyle Toper, zamanla yurtdışına açılır. İkinci ve üçüncü kuşağın dümende olduğu Toper, bugün 136 ülkenin kahvesini öğütüyor ve kavuruyor.
HEM kahve öğütme hem de kavurma makinesi konusunda bir dünya markası Toper... Bu başarının arkasında ise yenilikçi bir bakış var. O bakış başarıyı getirmiş. Toper’in kuruluş öyküsünü ve gelecek planlarını ikinci kuşak temsilcilerinden Ramazan Karakundakoğlu’ndan dinledik. Baba Nurettin Karakundakoğlu’nun ekonomik nedenlerle 14’ünde bir demircinin yanında işbaşı yaptığını anlatarak söze başlayan Ramazan Karakundakoğlu, o dönemde çalıştığı atölyelerde elektriğin olmadığını dikkat çekerek, şöyle devam etti:
HAFTALIĞINDAN KESİLME PAHASINA
“Babamın çalıştığı iş yeri zaman zaman ufak üretim atölyelerinde onarımlar yapar. Tabii babam, tamir için gelen makineleri gördüğü onlara hayran kalır. Ustasına bazı makineleri yapmak istediği söyler. Ustası da yapılan masrafları haftalığından kesmek şartıyla kabul eder. İlk önce atlar vasıtasıyla çekilen bir biçerdöver yapar. Arkasından yem değirmeni tasarımı gelir. Tasarım masrafları haftalığından kesilir. Fakat makineler talep görür ve yüksek fiyatlarla satılır. Fakat babamın haftalığı artmaz. O da evinde kahve değirmeni yapar ve satar. Daha sonra ise küçük bir dükkan tutar, ustasının yanından ayrılır. Bir süre sonra ise ustasının iş yerinde sıkıntılar başlar. Gelişmelere ayak uyduramayan atölye zor duruma düşer. Babam da bu atölyeyi almak istediğini söyler. Uzun bir pazarlık ve büyük bir borçla, çırak olarak adım attığı Toper’i 1953’te devralır.”
3 OĞUL VE 3 TORUNLA GELECEĞE
Devir işlemlerinin ardından Toper’in uzun yıllar yem makineleri ile kahve değirmeni ve kahve kavurma makineleri ürettiğini aktaran Ramazan Karakundakoğlu, zamanla işe ikinci kuşağın dahil olduğunu belirterek, “Ağabeylerim İbrahim ve Nuri Karakundakoğlu gibi bende yaz aylarında okul tatil olunca, atölyede çalışıyordum. Babam, orta öğrenim sonrası oğullarını teker teker yanına aldı. 1979’de sanat okulunun motor bölümünü birincilikle bitirdim. Üniversite sınavlarında da jeoloji mühendisliğini kazandım. Ama ülkenin içinde bulunduğu sıkıntılı günler nedeniyle, üniversite yerine atölyeyi tercih ettim. Tabii, daha sonra ihracat için bilgi gerektiği için dış ticaret bölümünü bitirdim. Ayrıca, yeni ürünler geliştirme adına da ziraat fakültesi, makine mühendisliği bölümü kitaplarını okuyarak kendimi geliştirdim. Sonuçta, babam ile birlikte Toper’i hem iç piyasada hem yurtdışında önemli bir noktaya getirdik. 2002’de babam vefat etti. Bugün bir aile kuruluşu olan Toper, 3 oğul ve 3 torunla Nurettin Karakundakoğlu’nun başlattığı işi daha yukarılara taşımak için çalışıyor” diyerek geldikleri noktayı paylaştı.
TAM 136 ÜLKEDE HATIRI VAR
Toper, bugün yaklaşık 136 ülkeye İzmir’den ihracat yapıyor. Ürettiği makinelerin yüzde 7’si sadece iç piyasada. Bu başarının en önemli aktörlerinden Ramazan Karakundakoğlu, Toper’in ilk ihracat deneyiminin İzmir’e turist olarak gelen Libyalılar aracılığıyla olduğunu ifade ederek, ihracatta yakalanan başarıyı şöyle aktardı:
“Tabii, bir süre Libyalı turistler İzmir’e gelmekten vazgeçti. Biz de yeni pazarlar araştırdık. Karşımızda o dönem Almanya ve Danimarka gibi sektörün iki güçlü ismi çıktı. Yurtdışında başarılı olmak için kendimizi sürekli geliştirdik. AR-GE’ye ağırlık verdik. TÜBİTAK’a projeler sunduk. 1998’de başlayıp, 2001’de sonuçlanan uluslararası standartlara uygun, yeni bir kahve kavurma makinesinin tasarımı ve uygulamasını kapsayan bir AR-GE projesine destek aldık. Bu proje sonucunda ortaya konan ürün, firmanın uluslararası pazarda hem teknik hem de ticari açıdan daha da başarılı olmasını sağladı. Bugün 136 ülkedeyiz. Amerika, Kanada, Almanya ve Kore en fazla ihracat yaptığımız ülkeler.”
HERKES SEVDİĞİ İŞİ YAPIYOR
Toper, bir aile şirketi. Şu an 2 ve üçüncü kuşak şirketi birlikte yönetiyor. Ramazan Karakundakoğlu, “Aile şirketi olmamıza rağmen hızlı bir hareket kabiliyetimiz var. Burada da ailede herkesin Toper çatısı altında sevdiği, beğendiği ve yeteneğinin elverdiği işle kariyerine yön vermesinin etkisi var. İbrahim ağabeyim iç piyasaya, Nuri ağabeyim de finansa bakıyor. Biz yaşam boyu eğitim ve değişime inanarak yol alıyoruz” diyor.
AKADEMİK YAKLAŞIM
Sürekli kalite yenileştirme, dünya pazarlarını takip etme ve yeni bilgilere ulaşmak mecburiyeti bir süre sonra Toper’e yeni bir kulvar daha açmış. Toper Kahve Akademisi... Ramazan Karakundakoğlu, akademinin Avrupa Kahve Birliği (SCAE) ile iş birliğine gittiğini belirterek, şu bilgileri paylaştı:
“2012 Nisan’da akademi açıldı. Burada, dünyanın birçok ülkesinden kahve eğitimi almak amacıyla gelen müşteri ve öğrencileri ağırlıyoruz. Amerika, Afrika ve Asya kahve birlikleriyle de işbirliğimiz var. 2013’te Çin ve Kanada’da Toper Kahve Akademisi’nin şubelerini açtık. Bir yıl sonra da Çin’de ‘Toper Dünya Kahve Kavurma Şampiyonası’nı başlattık. Hem Türkiye’de hem yurtdışında Akademi ile kahve sektörüne makinelerimiz dışında katkı koyuyoruz.”
TÜKETİM ARTIYOR AMA YETERLİ DEĞİL
Hem Türkiye’de hem de dünyada kahve tüketiminin arttığına dikkat çeken Ramazan Karakundakoğlu, “Geçmiş yıllarda kahve ithalatına yasak vardı. Bu dönemde toplum olarak çaya yöneldik. Son yıllarda sayıları hızla artan kafelerin de etkisiyle tüketim artıyor. 10 yıl önce 12 bin ton olan kahve ithalatı bugün 650 bine ulaştı. 2 yıl önceye kadarda kişi başı kahve tüketimi 200 gram düzeyindeydi. Ama Türkiye’de hala arzu edilen oranda değil. Daha gidilecek çok yol var.”
16 DAVA AÇTI, PES ETTİ
Ramazan Karakundakoğlu, artık ürünlerine patent almaktan vazgeçtiğini söylüyor, nedenini ise şöyle aktardı: “Ürünlerimizin taklit edilmesi nedeniyle tam 16 dava açtık. Bunların hepsini de kazandık. Ama taklitler yine çıkmaya devam ediyor. Biz de stratejimizi değiştirdik. Ekonomik ve kaliteli üretim yaparsanız kimse karşınızda duramaz.”
FABRİKA KURAN FABRİKA
Toper’in sürekli yeni model ve tiplerde ürünler sunmaya devam ettiğini ifade eden Ramazan Karakundakoğlu, “Üretim kapasitemizi artırmak için, geçtiğimiz yıl Pancar Organize Sanayi Bölgesi’nde 4 bin metrekarelik alanda yeni ikinci tesisimizi devreye alarak, toplamda 6 bin metrekarede üretim yapmaya başladık. Şu an en büyük kahve öğüten makinemiz 16 kilo, en büyüğü ise 2,5 ton. Kavurmada ise en küçük 6 kilo, en büyük ise 6 ton. Bu saatteki kapasitesi. Artık bu yapıyla sektöre fabrikalar kuruyoruz” diyerek üretim hakkında bilgi verdi.
KISA KISA
* Ramazan Karakundakoğlu, Toper’in dışında Haller ve Black Gold markaları altında da makine ihracatlarının bulunduğunu söylüyor.
* Bugün Toper, yalın yani stoksuz üretim yöntemini uygulayarak oluşabilecek ekonomik krizlerden daha güçlü çıkmayı başarıyor.
* Ramazan Karakundakoğlu, 2015’te yurtdışında yapılan sektör araştırmalarında Toper’in dünya çapındaki üretici kahve kavurma makineleri üreticisi firmalar arasında ilk 5 arasında yer aldığını paylaştı.
Paylaş