Bunu nasıl işe dönüştürebilirim

Bu alanda ilk bireysel adımını ise ekonomik kriz ortamında tekstil sektöründe atar. Perihan İnci, 2001’de Antalya’da ortaklı bir yapıyla bir şirket kurar. Süreç içinde aile şirketi İnci Holding’deki sorumluluklarının artmasıyla da İnci, 2008’de ortaklıktan ayrılır. İnci Holding’de 2013-2016 yılları arasındaki yönetim kurulu başkanlığının ardından bireysel girişimcilik adımlarına yeni halkalar ekler. İlgi alanlarını işe dönüştürme felsefesiyle de balık çiftliği, gayrimenkul ve zeytincilik alanında girişimleri olur. Mavi-den Su Ürünleri ile sektörde yerini alan Perihan İnci, Alsancak’ın eski güzel günlerdeki tarihi ve kültürel dokusunu yeniden günümüze taşıma hedefiyle de BonVivant’a hayat verir. Yaşamaktan keyif alan, iyi ve kaliteli yaşamayı sevenlerin ilham veren buluşma noktası olarak nitelendirdiği BonVivant’a ikinci durağı da eklemeye hazırlanan Perihan İnci’nin hedefinde ise 60-65 yaş üstü için bir yaşam merkezi kurmak var.

PERİHAN İnci... ‘Bunu nasıl işe dönüştürebilirim’ sözünden hareketle birçok alanda önemli çalışmalara imza atan başarılı bir girişimci. Mentörlük programlarına, girişim projelerine destek veren, ‘melek yatırımcı’ unvanlı bir iş insanı. PBA İç ve Dış Yatırım A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Perihan İnci ile kariyer yolculuğu, girişimcilik ekosistemi ve yarınlara dair planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. İnci Holding’in kurucusu Cevdet İnci’nin beş kızının en küçüğü Perihan İnci, 1982’de Galatasaray Lisesi’nden, 1986’da ise İstanbul Üniversitesi Sistematik Felsefe ve Mantık’tan mezun olduğunu söyleyerek, hikayenin devamını şöyle anlattı:

İLK ADIM TEKSTİLDE
“Girişimci ruh babamdan geliyor. Bu ruhla da her şeye iş gözüyle bakıyorsunuz. ‘Bunu nasıl işe dönüştürürüm’ diye bir bakış açımız var. Benim bireysel girişimcilik serüvenim de hayatımın 20 yılının geçtiği Antalya’da başladı. Bu girişim de kariyer yolculuğumun ilk başladığı tekstil sektöründe oldu. Ekonomik krizin olduğu 2001’de ortaklı bir yapıyla Antalya’da Step Tekstil’i kurduk. Antalya aslında tekstil yeri değildi ama sektörü biliyorduk. Gömlek ve penye odağında İstanbul ve Denizli’de ürettirip, ihracat yapıyorduk. Üretimi biliyordum ama pazarlama, satış apayrı bir konuydu. 2000’ler dünyada da değişim ve dönüşümün olduğu yıllardı. İşi ayağa kaldırmak için ‘para yaktığımız’ da oldu ama süreç içinde güzel bir noktaya geldik.”

ODAK AİLE ŞİRKETİNE
Perihan İnci, bir yanda kendi şirketini büyütmek adına mücadele verirken öte tarafta ise İzmir’de aile şirketinde de sorumlulukları artıyordu. İzmir, İstanbul, Antalya üçgeninde mekik dokuyan Perihan İnci, “2003’te babam Cevdet İnci, şirket yönetimlerini kızlarına devretme kararı aldı. 2004’te ise vefat etti. Sorumluluklarım daha da arttı. Geceleri tekstil, gündüzleri aile şirketi için çalışıyordum. Bir süre sonra İnci Holding’de işler daha da yoğunlaştı. Bu arada da global bakış açısını öğrenmek adına 2007’de Harvard Business School Advanced Management Programı’nı tamamladım. 2008’de de Step Tekstil’i ortağıma devrettim” diyerek, odağını İnci Holding’e çevirdiğini paylaştı.
Aile şirketinin belirlediği yeni yönetim modeliyle birlikte de Perihan İnci, 2013’te İnci Holding Yönetim Kurulu Başkanı olur. 2015’in sonuna kadar bu görevi de başarıyla sürdüren Perihan İnci, 2016’da bayrağı üçüncü kuşağa devreder. Perihan İnci, sonraki süreci söyle aktardı:

İLHAM VEREN BULUŞMA NOKTASI
“Tüm bu süreçte de girişimcilik üzerine de kafa yoruyorduk ama bir süre sonra bunun holding çatısı altında olmayacağına karar verdik. Başkanlığı bıraktıktan sonra yönetim kurulu üyeliğimiz devam ediyor ama bir miktar daha zaman kalıyor size... Ben de bu süreçte farklı işlere bakmaya başladım. Ben eski yapıları çok seviyorum. Özellikle İzmir’deki eski evler beni cezbediyordu. Tabii bir şey hemen olmuyor. Önce tohumlar ekiyorsunuz. Burada da işimle hayatımı yoğurduğum şeyleri seviyorum. İş hayatında da sürekli toplantılardayız. Bu yoğunluk nedeniyle sanata ya da farklı disiplinlere vakit ayırmakta sıkıntı yaşayabiliyoruz. Bu mantıkla bir oluşuma karar verdim. Alsancak’ın eski güzel günlerdeki tarihi ve kültürel dokusunu yeniden günümüze taşıyan bir mekan yaratma hayali kurmaya başladım. 5 yıl önce Alsancak 2. Kordon üzerinde bulunan iki Rum eviyle karşılaşmam, beni çocukluğumun İzmir yalısında bulunan hayran olduğum güzelim cumbalı evlerin zamanına götürdü. Hep o cumbalı evlerde yaşamak nasıl olurdu diye düşünürdüm çocukluğumda. Tetiklenen bu çocukluk hayaliyle birlikte binalara hayat verme isteği birleşti ve onları İzmir’e kazandırma arzusuna dönüştü. 4 yıl süren restorasyon çalışmaları sonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Özel Tesis Belgesi’ni almaya hak kazanarak BonVivant doğdu. 19. yüzyıl ruhuyla ilham veren bir buluşma noktası olmasının yanında İzmir’de eksikliğini hissettiğimiz; entelektüel sohbet toplantılarının yapılabildiği, tarih, sanat, tiyatro, sinema, müzik konuşulan; yoga, nefes ve meditasyon çalışmaları da gerçekleştirilen bir buluşma mekanı oldu. Şimdi de yeni şubemiz Pasaport BonVivant geliyor.”

 
ÇATI ŞİRKET PBA
YATIRIM şirketi PBA’yı 2007’de İzmir’de kurduğunu söyleyen Perihan İnci, bu şirketin aynı zamanda İnci Holding’in hissedarı da olduğunu ifade ederek, şu bilgileri paylaştı:
“Tüm bireysel yatırımlarımı buradan yapıyorum. Aile şirketlerinde bazen kişisel istek ve beklentiler işleri karıştırabiliyor. Sonunda da büyük sorunlar doğabiliyor. O nedenle de kendi isteklerimiz için bireysel olarak yapmak adına şirketleştik. Bu şirketin çatısı altında Melek Gayrimenkul Yatırım A.Ş. var. Bu şirketimiz ile Bonvivant’ı hayata geçirdik. Tabii eski yapılara olan merakım sadece İzmir’le de sınırlı kalmadı. İspanya’da da benzer bir eski yapı alımım oldu. Orada da İris Real Estate Development S.L. ile yol alıyoruz. Yine Mavi-den Su Ürünleri A.Ş.’de PBA’nın çatısı altında yer alıyor.”

 
DENİZDE DE VARIZ
DENİZE karşı da büyük bir merakı olan Perihan İnci’nin bu sevgisinin arkasında da baba Cevdet İnci’nin payı büyük. Merhum Cevdet İnci’nin balık tutmayı çok sevdiğini paylaşan Perihan İnci, “Bütün çocukluk dönemimde; balıkçılık, balık, deniz vardı. Bu bir hafta sonu ritüeliydi. Deniz bizim için böyle tutku iken bir balık çiftliğinin satışta olduğunu öğrendik ve yeni bir macera başlamış oldu. Bu da beni çok mutlu eden bir şey. 2018’de Mavi-den Su Ürünleri A.Ş.’nin hikayesi başladı. Şimdi bu işi de öğreniyoruz. Levrek ve çipura üretiyoruz” diyor.

ÇOK PARA YAKMAYA
BAŞLADIĞINDA O
ALANDAN UZAKLAŞIN
HEM Türkiye’de hem de yurtdışında girişimcilik üzerine de çeşitli sunumlar yapan, mentörlük programlarına ve girişim projelerine destek veren Perihan İnci, “Güzel bir iş fikrin olabilir ama bunu bir ürüne, kendi içinde ayakta duran sisteme dönüştüremiyorsanız, kurumsallaştıramıyorsanız, çok para yakıyorsa o işten vazgeçmek en doğrusu. Girişimcilikte paydaşlarınızın da güçlü olmasına önem vermelisiniz. Ne istediğinizi bilen bir girişimci olarak da mutlaka bir mentör ya da akıl hocanız olmalı. Bu alandaki deneyimlerden faydalanmak, dinlemek önemli. Sektörler arası deneyim aktarımını uygulamalısınız. Bu sizi güçlendirecektir” diyerek, girişimcilik ekosistemiyle ilgili önemli uyarı ve tavsiyelerde bulundu.

İZMİR’E YATIRIMCIYI DA
ÇEKMEMİZ GEREKİYOR
İZMİR’in girişimcilik konusunda büyük bir avantajı olduğunu dile getiren Perihan İnci, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Havası, insanı, yeri güzel. Belirli bir medeniyet seviyesi, entelektüel birikimi var. Tabii bu potansiyeli İzmirliler kullanıyor mu? diye sorarsak buna ‘evet’ diyemeyeceğim. İzmir’e direkt uçuşların artması gerekiyor. Yeni trendlere baktığımızda bizim akıl ve yeteneğe ihtiyacımız var. Akıl gücüne ihtiyaç var. Ucuza çok üretmek değil, niş alanlarda üretmek gerekiyor. İşte bu noktada da İzmir bu akıl gücünü çekmeye çok müsait bir kent. Kentin eksiği yatırımcı ayağında. Yatırımcıyı da İzmir’e çekmek için çalışmalıyız. Yatırımcıyla girişimciyi İzmir’de buluşturmak çok önemli.”

GÜÇBİRLİĞİ
YAPMALIYIZ
TÜRK toplumunun göçebe bir yapıdan geldiğine dikkat çeken Perihan İnci, “Bu yapıyla birlikte de değişen koşullara uyum sağlamak, çözümler üretmek, esneyebilmek bizim genetiğimizde var. Buna eğitim ve sistematik olmayı eklersek, göçü yolda değil de yola çıkmadan düzersek çok daha iyi yerlere geliriz. Türkiye’de girişimciliğin önü açık, çok büyük iş fikirleri çıkabilir bu topraklardan. İzmir’de de her şeyimiz var. Ekosistemi desteklemek gerekiyor. Şu an her kurum bir şeyler yapıyor. Ama burada güçbirliği yapılması şart, herkes işin bir tarafından tutarak ilerlenebilir. Ama herkes aynı şeyi yapıyor” diyor.

KISA KISA
* Perihan İnci, bir zeytinlik macerası da olduğunu söylüyor, “Burada hem bir zeytine katma değer yaratma hem de ekoturizm yapma fikri vardı. 2015’te şimdi moda olan bir ‘tiny house’ kurdum. Burası Gölmarmara’ya yakın bir yerdi. Ama göl kurudu. Bu beni çok üzdü, bir şey yapamadık. Ama oraya da takılıp kalmadım ve arazilerimi satarak oradaki hayallerimden vazgeçtim” diyerek, süreç olumsuz sonuçlansa da önemli deneyimler kazandığını paylaştı.

* Bugün iş dışında STK kanalında da oldukça aktif olan Perihan İnci, TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Dijital Türkiye Yuvarlak Masası Eşbaşkanı. Aynı zamanda ESİAD ve TKYD yönetim kurulu üyesi. Melek yatırımcı belgesi de olan İnci, bu alanda da çeşitli yatırımları bulunuyor.

* Perihan İnci’nin üzerinde çalıştığı bir konu da 60-65 yaş üstü için bir yaşam merkezi. İnci, “Birlikte yaşamaktan mutlu olan insanların bir arada olacağı, sanattan tarıma birçok konuda uğraş verecekleri bir yaşam merkezi kurma hedefim var. Bir diğer hedefim de Ecole42. 2013 Paris’te kurulan Ecole42 felsefesiyle her yaşa kodlama eğitimi vermek istiyorum” diyor.