Paylaş
BABASINDAN ticareti, doktor amcasından bilimi öğrenir. Merak duyduğu bir alansa elektrik ve elektroniktir. Öyle ki çocukluk yıllarında evde kurcalamadığı televizyon, radyo ve telefon kalmamıştır... Bu ilgisini gören annesi de onu ortaokul yıllarında bilgisayar kursuna gönderir. Liseyi bitirir bitirmez de bir şirketin muhasebe servisinde işe başlar, finans müdürlüğüne kadar yükselir. Ama babası, Semih Salnur’un askerlik görevini yedek subay olarak yapmasını ister. O da 27 yaşında üniversite sınavlarına girer ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’ni kazanır. Yatay geçişle geldiği Ege Üniversitesi’nde hocalarıyla birçok araştırmada yer alır. Doktora öğrencisiyken geliştirdiği ‘Suyun Kullanımı ve Kalitesinin Telemetre Metoduyla Yönetimi’ projesiyle TÜBİTAK’tan destek alır. 2007’de kurduğu HSV Arge ile sensör aracılığıyla makineler arasında iletişimi sağladığı patentli birçok projeyi hayata geçirir. ‘Farmville’ adlı sanal çiftlik oyununun gerçeğini yapan su ürünleri yüksek mühendisi, namı diğer çılgın hoca Semih Salnur, bugünlerde de çiçekleri konuşturuyor. Salnur’un gündeminde yine sensör aracılığıyla şeker ya da ‘en uygun hamile kalma’ dönemini takip eden sistemler var.
BEŞ YAŞINDA İLKOKULA
Semih Salnur, Kurtuluş Savaşı’nın olduğu yıllarda Balkanlar’da kalbi Türkiye için atanlardan, hatta bir gece oturduğu kahvehanede gaz lambasını patlatarak, “Kendimizi yakarız. Öldürürüz” diyerek mücadeleye destek veren bir dedenin torunu. Makineler arası ya da makinelerin insanlarla iletişimi sağlamak adına kurduğu HSV Ar-Ge’de farkındalık yaratan projelere imza atan Su Ürünleri Yüksek Mühendisi Semih Salnur’la girişimcilik serüvenini konuştuk. Ağırlıklı ticaretle uğraşan bir aileden gelen Salnur, dedesinin Balkanlar’da ‘Kurtuluş Savaşı’nın ateşini ilk yakanlardan biri olduğunu, 1920’li yıllarda ise İzmir’e geldiğini söyleyerek, şöyle devam etti:
“Dedem Hıfzı Salnur, İzmir Mimar Kemalettin’de el yazması ticareti yaparak 4 çocuğunu büyütür. Zaten geldiği yerde de ticaretle uğraşıyordu. En büyük amcam Salih Salnur doktordu. Bir amcam da İzmir’de herkesin ‘Baba Özer’ diye bildiği KSK’li ve Galatasaray’lı basketbolcü Özer Salnur’du. Merhum babam Hasan Salnur ise babasıyla önce Mimar Kemalettin Çarşısı’nda toptan tuhafiye işinde çalışıyordu. Benim çocukluğum da Mimar Kemalettin’de geçti. Yaz tatili nedir bilmezdim. Birçok işte çalıştım. Dayımın oğlu benden büyüktü. O ilkokula başlayınca, ‘benim ondan neyim eksik’ diye 5 yaşında ben de ilkokula gittim.”
PARÇA ARTIRAN USTA
Babasından ticareti, doktor olan amcasından ise bilimi öğrendiğini söyleyen Semih Salnur, ortaokul yıllarında merak saldığı bir alanın da elektrik-elektronik olduğunu ve bu uğurda evde açılmadık televizyon, radyo ve telefon bırakmadığını ve her işten parça artırdığını söyledi. ‘Çok elektrik çarptı’ diyen Semih Salnur, öykünün devamını anlattı:
“Annem bu merakımı görünce beni, o dönem yeni yeni ortaya çıkan bilgisayar kursuna yazdırdı. Tabii, kurstaki herkes benden büyüktü. Ben orada basic yazılım dilini çözdüm ve bunu derslerime uyarladım. Bilişime, elektrik-elektroniğe ve yazılıma bir merakım ortaya çıktı. Ama ben lise sonrası hemen iş hayatına atılmak istedim ve bir şirketin muhasebe servisine girdim. Bir süre sonra başka bir şirkete finans müdürü olarak geçtim. Bu dönemde hayvancılıkla ilgili yatırım girişimlerim oldu ama sonuçları pek iyi olmadı. Bütün bunları yaşarken askerlik durumum vardı. Babam, gençlik yıllarında güreşe gönül verenlerden. Babam 1950’de Kore Savaşı’na gitti. Orada Ordulararası Güreş Şampiyonası’nda birinci olmuş. Daha sonraki yıllarda olimpiyatlara gidecekken babasının sağlık sorunları nedeniyle tuhafiye işlerine ağırlık vermiş. Dolayısıyla babam benim askerliğimi yedek subay olarak yapmamı istiyordu. Ayrıca üniversite okumadığım için üzülüyordu. Ben de onu kırmamak adına 27 yaşında üniversite sınavlarına girdim ve Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’ni kazandım. Çanakkale’de okuduğum yıl babam vefat etti. Ben de başarılı olup Ege Üniversitesi’ne yatay geçiş yaptım. Fakülteyi bitirdim, mastır yaptım. Bu noktada Prof. Dr. Belgin Hoşsu hocamdan büyük destek gördüm. Doktora döneminde su ürünlerinde alternatif tür ve yem konusunda önemli çalışmalar yaptık.”
ÖLÜME UZAKTAN MÜDAHALE
Doktora öğrencisiyken ‘Suyun Kullanımı ve Kalitesinin Telemetre Metoduyla Yönetimi’ projesiyle TÜBİTAK’tan destek alan Semih Salnur, “Suyun oksijen, PH, amonyak değerlerini sensörler aracılığıyla telefonlara aktardık. Özellikle balık çiftliklerinin kıyıya açılması döneminde bu konu ciddi sorundu. Orada ne oluyor, ne bitiyor her şeyi anında cep telefonunuza geliyor. Yine alabalık çiftliklerinde oksijen azaldığında balıklar ölüyordu. Yaptığımız projeyle bu sorunu çözdük. Sensör sudaki oksijenin azaldığını fark ettiğinde sizi uyarıyor ve gerekli müdahaleler yapılabiliyor. Bütün bunları da uzaktan yönetebiliyorsunuz” bilgisini verdi.
ONLARCA PATENTLİ ÜRÜN
2007’de Urla’da İzmir Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nde HZV Ar-Ge’yi kuran Semih Salnur, gıdadan sağlığa birçok sektöre yönelik çözümler sunuyor. 10’un üzerinde patentli ürünü bulunan Salnur, müşterilerine ihtiyaçları doğrultusunda M2M teknolojisini kullanarak zaman ve maliyet tasarrufu sağlıyor, bunun yanında insan gücünden kaynaklı hataları minimize ediyor ve müşterilerinin faaliyetlerini daha karlı yürütmelerine olanak sağlayan anahtar teslim teknolojik çözümler üretiyor.
FARMVILLE GERÇEK OLDU
Semih Salnur’un farkındalık yaratan bir projesi de ‘Çiftlik Yönetim Sistemi.’ Bu sistemle Semih Salnur, sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta oynanan ‘Farmville’ adlı sanal çiftlik oyununu gerçek hayata uyarladı. Turkcell desteğiyle ‘Benim Bahçem’ projesini hayata geçiren Salnur, internet aracılığıyla yetiştirilen sebzeleri kargoyla bahçe sahiplerine ulaştırma esasıyla çalışıyor. Sütten domatese, yumurtadan patlıcana birçok tarımsal ürünü oturduğunuz yerden yetiştirebilme imkanı sunan Salnur, demo çalışmasının oldukça başarılı geçtiğini, patentli projesini yatırımcıların beğenisine sunduğunu ifade etti.
ÇİÇEKLERİ KONUŞTURAN ADAM
Bir yandan makineler arasında iletişimi sağlayan Semih Salnur, bir taraftan da insanları mutlu eden çalışmalara imza atıyor. Bu alandaki çalışması ise şimdilik “Konuşan Çiçek.” Semih Salnur, “Çiçeği bir obje olarak kullanıyoruz. İnsanlar sevdiklerine ulaşmak için onu kullanabiliyor. Amerika’da okuyan kızı ya da askerdeki oğlunun sesiyle bunu yapabiliyoruz. Çiçeğe bir sensör yerleştiriyoruz. Çiçek toprağındaki nemi takip ediyor ve nemi azaldığında sevdiğiniz insan sesiyle ‘Beni sula’ diyor. Fazla güneş aldığında yerini değiştirmenizi istiyor. Yani sensör ortamı algılıyor ve akıllı telefonunuz aracılığıyla da sizinle iletişim kuruyor. Bunu GSM ya da wi-fi aracılığıyla yapmak mümkün. Bu projenin bir sonraki aşaması ise vücuda yerleştirilen bir sensör vasıtasıyla şeker hastaları durumunu kontrol edebilecek ve doktoruna bunlar anında gidecek. Yine kadınların uygun hamile kalma dönemini de takip etmelerini sağlayabiliriz. Yaptığımız takip sistemlerini çocuk ve yaşlılara da uyarlayabiliriz. Bilişimi, fizik, kimya ve biyoloji üzerine oturtuyoruz” diyor.
KISA KISA
* Semih Salnur, geliştirdiği sensör sistemiyle soğuk süt zincirinde yaşanabilecek her türlü insan hatasını kaldırıyor. Salnur, “Şu an iki demomuz var. Turkcell’in de yer aldığı proje, ‘Tankere sor Selami’ olarak uygulanıyor. Turkcell’de M2M konusunda danışmanlık görevim var” bilgisini verdi.
* Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı’na aşı dolaplarıyla ilgili de bir proje hazırlayan Semih Salnur, “Aşı dolaplarını bir sensör vasıtasıyla uzaktan izleyebiliyoruz. Bozulmaları ve kişi hatalarını ortadan kaldırıyoruz. Yine dolaplara bir kilit koyduk. Kim ne zaman açmış biliniyor. Şu anda bu proje Balçova Halk Sağlığı Merkezi’nde uygulanıyor” dedi.
* Mixx Awards Türkiye’nin düzenlediği yarışmada 3 Bilim Oscarı’nın sahibi olan Semih Salnur, yurt dışındaki bir çok etkinlikte konuşmacı olarak yer almış.
* Su ürünlerinde yeni türler konusunda çalışan Semih Salnur, lahosun kültürünü dünyada 3’üncü, Türkiye’de ise ilk kez üreten ekipte yer aldı.
* Dijitalde boşa geçen zamana dikkat çeken Salnur, “Bir barınak kurup, pet edinmek isteyenlere staj yaptırma esasına dayanan bir çalışmamız var. Pet isteyen kişi bir uygulamayla uzaktan o hayvanın ihtiyaçlarını karşılıyor. Ve bir ay sonunda başarılı olursa pet sahibi olabiliyor” ifadesini kullandı.
Paylaş