BMW’sini satan girişimci

İlkokul yıllarında kentte düzenlenen futbol turnuvalarında el arabasında ‘yarım ekmek domates peynir’ satarak ilk parasını kazanır.

Haberin Devamı

 

 Makine mühendisliği okuduğu Trabzon’da ise fotokopiden araç satışına kadar birçok ticari faaliyette bulunur. Serkan Bahçekapılı, üniversitenin ardından da önce çimento daha sonra madencilik sektöründe kariyerine profesyonel olarak devam eder. Yerin altında edindiği deneyimle Bahçekapılı, 2015’te ise kendi hikayesini yazmak için Soma’da S-Tech’i kurar ve maden ocakları için ekipman üretimine başlar. Bahçekapılı, bu uğurda otomobilini hatta evini satarak elde ettiği sermayeyle de Türkiye’de birçok ilke imza atar. İthal ürünlerin hakim olduğu sektöre yerli dokunuş yapan Serkan Bahçekapılı’nın gündeminde hem yeni ürünler hem de ihracat var.

 BMW’sini satan girişimci

Haberin Devamı

SERKAN Bahçekapılı... Uzun yıllar ticaretle uğraşsa da madencilik sektöründe edindiği deneyime farkındalık ekleyerek sanayici olan bir iş insanı. Patentli yerli makineleriyle de dövizlerin Türkiye’de kalmasına katkı koyan bir girişimci. S-Tech Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin kurucusu Serkan Bahçekapılı ile girişimcilik serüveninden gelecek planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. Öğretmen baba ile memur annenin 1977 Trabzon Maçka doğumlu çocuğu olan Serkan Bahçekapılı, hikayesinin devamını şöyle aktardı:

BMW’sini satan girişimci

İLK PARA YARIM EKMEKTEN
“Çok küçük yaşta ticarete karşı büyük bir merak sardım. Ama babam ve annem memur olunca hayata daha garantici bakıyorlardı ve beni hiç ticarete yönlendirmediler. Merakımın kaynağında ise dedelerimin ticaretle uğraşmasının payı olabilir. Yaz aylarında Maçka’da futbol turnuvaları düzenleniyordu. Futbola karşı pek merakım olmasa da maçları izlemeye gittiğimde ekmekten suya birçok ürünün satıldığı dikkatimi çekti. ‘Bunu ben neden yapmıyorum’ diye sorgulamaya başladım. Bir tanıdık bakkaldan ekmek, peynir ve domates aldım. Ve turnuvalarda el arabasında yarım ekmek domates peynir ve gazlı içecek satarak ticarete ilk adımı atmış oldum. Uzun süre bu işi yaparak harçlığımı çıkardım. Pazarlarda çekilişler yaptırıp küçük hediyeler dağıttım. Lisede ise düzenlenen konserlerde su stantları kurdum.”

Haberin Devamı

İŞİ OLMAYANA KIZ VERMEZLER
Karadeniz Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği okuduğu dönemde de ticaretle olan bağını koparmayan Serkan Bahçekapılı, “Üniversitede okuduğum dönemde herkesin yoğun bir fotokopi çektirdiğine tanık oldum. ‘Bunu yapalım’ dedim. Bir ağabeyimizden fotokopi makinesi alarak bu işe yöneldim. O kadar çok fotokopi oluyordu ki, kuzenimin arabasıyla dağıtıma çıkıyordum. Cep telefonu revaçta olunca oraya da el attım. Sonra otomobil alıp satmaya başladım. Tabii, aile bu yapıyı çok da benimseyemedi. Okulu bitirdikten sonra bir butik açtım. Üniversite sonrası evlenme durumları da ortaya çıkınca babam, ‘işi olmayana kız vermezler’ deyince profesyonel iş hayatına yönelme kararı aldım” diyerek Trabzon’da bir çimento fabrikasında çalışmaya başladığını ve bakım mühendisi olduğunu paylaştı.

Haberin Devamı

YERİN ALTINDAN GELEN DENEYİM
Çimento fabrikasındaki müdürünün Ankara’da bir maden ocağına transfer olması Serkan Bahçekapılı’nın da hayatını değiştirir. Bahçekapılı, o süreci şöyle anlattı:
“Müdürümün referansıyla 1,5 yıllık çimento fabrikasındaki serüvenin ardından Ankara’da madenciliğe geçiş yaptım. Vardiya amiri oldum. İşin içinde Almanlar vardı. Kendi alanımın dışında da birçok işletmeye girip çıkıyordum. Atölyelerde çok vakit geçirdim. Zamanla ünite sorumlusu oldum. Beni çok hırpalayan bir Alman müdürüm vardı, ama sonra ondan çok şey öğrendiğimi fark ettim. Zamanla kalıbıma sığmayınca çalıştığım kurum beni 2006’da Manisa Soma’ya gönderdi. Burada kömür ocağının kuruluşunda görev aldım. Tabii, benim aklımda hep kendi işimi kurma fikri vardı. 2015’te şirketle yollarımı ayırdım ve 4 kişilik bir kadroyla S-Tech’i kurdum. İlk başta da bakım onarım hizmeti versek de maden ocaklarında edindiğim deneyim beni imalata yönlendirdi. Ve ithalatın hakim olduğu sektöre Türkiye’de üretimi olmayan yerli ürünlerle iddialı bir giriş yaptık.”

Haberin Devamı


EV ARABA GİTTİ
PATENT GELDİ

SEKTÖRDEN gelen taleplere göre ürünler geliştirdiklerini söyleyen Serkan Bahçekapılı, “Üretime başladığımız ilk yıl, bir şirkette galeri açarken bozuk zeminle karşılaştıklarında ortaya çıkan sorunu çözmemiz için bize geldiler. Fikrimizi söyledik, ihaleye çıkıldı ve ihale bizde kaldı. 120 bin euroluk bir iş. Ama ürünü üretecek paramız yoktu. Firma avans talebimizi de kabul etmeyince BMW marka otomobilimi satıp sermaye yaptım. İşi yapıp teslim ettik. Firma ikinci makineyi istedi. ‘Tamam yapalım, ama paramızı verin’ dedik. ‘Vadesi var’ cevabını alınca yine bir düşünce sardı bizi. O dönem eşimin görevi nedeniyle lojmanda kalıyorduk. Soma’daki evimiz boştaydı. Bu kez de evi satıp sermaye yaptık. Tabii, eşimin büyük desteğiyle bu süreci atlattık. Uğruna ev ve araba sattığımız delici ataşman makinesine patent aldık. Bu adımlarımız bizleri büyüterek bugünlere getirdi” diyor.

Haberin Devamı

BMW’sini satan girişimci


ŞİMDİ SIRA
YURTDIŞINDA

S-TECH’in 4 yıllık bir şirket olmasına rağmen kısa sürede önemli işlere imza attığını söyleyen Serkan Bahçekapılı, bunun arkasında ise maden ocaklarında geçen 20 yıllık deneyimin olduğunu aktardı. Bahçekapılı, şöyle devam etti: “Geldiğimiz noktada yeraltı ve yerüstü maden ocaklarında kullanılan her türlü ekipman parçaları, yarı mekanize ve tam mekanize tahkimat sistemleri, bant konveyör sistemleri, zincirli konveyör sistemleri, makine imalatı ve talaşlı imalatı yapıyoruz. 5 patentli ürünümüz var. Şu ana kadar Türkiye’deki sektörün ihtiyacına cevap verdik. Ama artık yönümüzü yurtdışına çevirmek istiyoruz. Türkiye’de üretilmeyen makineleri üreterek dövizin ülkemizde kalmasına aracılık ediyoruz. Bu alanda tekiz ve maden sektörü için ekipman üreten yerli firmaların devlet tarafından desteklenmesi şart.”

KISA KISA

* Serkan Bahçekapılı, 4 kişiyle çıktığı üretim yolculuğuna bugün 84 kişilik bir ekiple devam ettiğini belirterek, “Türkiye’de olmayanı yapmak gibi bir misyonumuz var. Şu an galeri açma makinesi üzerinde çalışıyoruz” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları