Varis bacak toplardamarlarının genişlemesi, uzaması ve büklümlü hale gelmesi sorununa verilen addır ve antik Yunan döneminden bu yana bilinir.
2500 yıl önce yapılan bazı heykellerde varisler çok belirgin olarak gösterilmiştir. Varisle ilgili diğer ilginç özellik, doğada yalnızca insanlarda görülmesidir. Ülkemizde sağlıklı istatistikler bulunmadığından tam sıklığını bilmiyoruz. Ancak batı toplumunda yüzde 10-20 gibi yüksek oranda görülüyor. Buradan yola çıkılarak Türkiye’de de 5 milyon kişide değişik derecelerde varis olduğu öngörülebilir. Kadınlarda erkeklerden daha sıktır. Yaşla birlikte varis görülme olasılığı da artar.
- Varis kimlerde görülür? Sıklığı nedir?
Öğretmenler, hemşireler, cerrahlar, polisler, diş hekimleri ve garsonlar risk altındadır. Ancak ayakta çok durmalarına karşın baldır kaslarını çok sık kullanan sporcularda varis gelişme olasılığı az. Uzun süre oturarak çalışanlar da daha az olsa da risk taşıyor. Öte yandan hamilelerde sık görülmekle birlikte, yüzde 60-70’i hamilelik sonrasında düzelir.
- Varisin sebebi nedir?
Aslında varisin oluşma nedeni tam bilinmiyor. Temel sorun toplardamar duvarındaki yapısal bozukluk nedeniyle damarın genişlemesi. Ancak asıl başlangıcın damar duvarındaki bozukluk mu, yoksa kapakçıklardaki hasar mı olduğu net değil. Varise ailesel bir yatkınlık söz konusudur ve hastaların önemli bir kısmında aile bireylerinde de varis vardır. Bir çalışmada anne veya babasında varis bulunan bireylerde varis gelişme olasılığı yüzde 80 olarak bulundu.
Hamilelerde de varis sık. Bunun nedeni erken dönemde değişen hormonal denge. Bilindiği gibi hamilelik sürecinde annede bazı hormonların düzeyi çok artar. İşte bu hormonlar damar duvarındaki düz kasları da etkiler ve damarlar genişler. Daha ileri hamilelik döneminde anne rahminde büyüyen bebeğin mekanik olarak etraftaki toplardamarlara baskı yapması da rol oynar. İyi olan, doğum sonrası birkaç ay içinde bu varislerin yüzde 60-70 oranında düzelmesidir.
Varislerin daha nadir olan nedenleri de vardır. Derin toplardamarları tıkalı olan bireylerde, yüzeysel toplardamarlar tüm bacağın kirli kan dönüşünü üstlenirler. Bu nedenle çapları artar ve varis görünümü alırlar. Ancak bu damarlara dokunulmamalıdır. Çünkü bu vücudun bir savunma mekanizmasıdır. Ayrıca atardamar ile toplardamarlar arasında bağlantıların gelişmesiyle bazı hastalarda da varis oluşabilir.
- Hastalığın dereceleri nedir?
Toplardamar hastalıklarının şiddeti 0-6 arasında değerlendirilir. Derece O (görülebilen toplardamar hastalığı yok), Derece 1 (1-3 mm çapında ince varisler), Derece 2 (çapı 4 mm üzerinde olan gerçek varisler), Derece 3 (bacakta şişlik), Derece 4 (ciltte kahverengi-siyah değişiklikler), Derece 5 (cilt değişiklikleri ve ayak bileği çevresinde iyileşmiş yara), Derece 6 (ayak bileği iç tarafında açık yara)...
- Tedavi nasıl seçilir?
Tedavi gerekliliği ve tipi hastaya göre değişir. Genç bir kadında görüntü bozukluğuna yol açan küçük bir varis tedavi edilebileceği gibi, yaşlı hastalarda daha yaygın varisler basınçlı çorap ile yaşam boyu izlenebilir. Genelde bireyi rahatsız edici görüntü bozukluğu, ağrı ve şişliğe yol açan varisler tedavi edilmelidir. İleri derece varisler, özellikle ciltte renk değişikliği ve yara varsa, mutlaka tedavi edilmelidir. Varis tedavisinde 2 ayrı sorunun birlikte giderilmesi önemlidir. Dıştan görülebilen varislerin tedavi edilmesinden daha önemli olan nokta, altta yatan ve toplardamar içindeki basıncın artmasına yol açan sorunun giderilmesidir. Böylece hastanın görüntü sorunu giderildiği gibi ağrılar ve bacaktaki şişme de düzelir. Belki de en önemlisi, varislerin tekrarlama olasılığı en aza indirilir. Varis çorabı, skleroterapi (iğne tedavisi), lazer ve cerrahi tedavi seçenekler arasında.
- Varisten korunmak mümkün mü?
Varis gelişiminde muhtemel en önemli faktör genetik eğilimdir. İnsanlar genetik yapılarını değiştiremeyeceklerinden ve kolay kolay meslek değiştiremeyeceklerinden varis oluşmasından kesin korunma söz konusu değildir. Sigara ve içki kullanılmasının varis gelişmesi ile doğrudan bağlantısı yok. Ayrıca varis gelişimini engelleyecek bir ilaç bulunmamaktadır. Değişik kaynaklarda belirtilen varis önleyici kremlerin bilimsel yararı gösterilememiştir. Bu nedenle alınabilecek en etkili önlemler kilo kontrolü, düzenli egzersiz, uzun süre sabit poziyonda kalmama ve koruyucu varis çorabı kullanmaktır. Hasta her fırsatta bacağını yüksekte tutmalıdır. Varis hastalarının topuklu ayakkabıları olabildiğince az giymesi önerilmektedir.