Seyahat sağlığıyla ilgili daha önce yazdığımız bazı konuları hatırlatmak istiyoruz bugün.
Seyahatlerde sık karşılaşabileceğiniz ama basit önlemlerle büyümesini ve ciddi sıkıntılar yaratmasını engelleyebileceğiniz sorunlar...
YOLDA HEPATİT A KAPMAMAK İÇİN
Hepatit A, su ve besin hijyeninin iyi olmadığı ülkelerde, turistler arasında sık görülen bir enfeksiyon hastalığı. Hepatit A’nın özgül tedavisi bulunmuyor. Korunmayı bilmek yapılabilecek en iyi şey. Dışkıyla kirlenmiş su ve besinler hastalık etkenini bulaştırıyor. Bu nedenle açık ortam suları ve temizliğine güvenilmeyen gıdalar tüketilmemeli. Kişisel temizlik kurallarına uyulması da korunmada uygulanacak ilk kurallardan. Bu arada hastalığın aşısı bulunduğunu hatırlatalım. Seyahat için iki haftadan daha uzun süre zamanı olanlar için aşılama öneriliyor. Hepatit A aşısı iki doz halinde altı ay arayla yapılıyor. Birinci dozdan sonra koruyuculuk oranı yüzde 90’lara çıkıyor. Küçük bir not daha... Hastalığa yakalanan ve sıvı kaybı olanlara gerekli sıvı ve elektrolitler damar yoluyla veriliyor. Diyet, hastanın iştahı ve arzusuna göre düzenleniyor. Yeterli protein ve kaloriyi içermesi gerekiyor. Yağ kısıtlamasına gerek yok. Akut hastalık dönemi dışında alkol de kısıtlanmıyor. Doğum kontrol ilaçları kullanılabiliyor. Bulantı, kusma içinse bulantı giderici ilaçlar öneriliyor.
İSHALE DİKKAT
Biliyorsunuz, sıcaklar ishal riskini artırıyor. Ama ishal her mevsimde görülebiliyor. Doğada özellikle insan ve hayvan dışkılarıyla kirlenmiş sularda yaşayan, ishale neden olan mikroplar var. Bunlar kanalizasyon karışan durgun sularda, ilaçlanmamış içme ve kullanma sularında uzun süre canlı kalarak çoğalabiliyorlar. Mikrop, mikroplu suların içilmesi ve bu sularla yıkanmış meyve ve sebzelerin tüketilmesiyle alınıyor. İshal olan bireyler de dışkılarıyla çevreye bulaştırıyorlar. Dışkıyla bulaşmış ellerin ağıza götürülmesiyle de ishal gelişebiliyor. Sıvı içeriği fazla olanlarda parazitlerden sıklıkla giardia etken olabiliyor. Kolera bakterisi ise pirinç suyu görüntüsünde, ciddi sıvı elektrolit kaybıyla giden ishale neden oluyor. Tifo ve tifo benzeri tablolara yol açan salmonella bakterileri, yüksek ateşle ve genel durum bozukluğuyla seyreden tablolar yaratıyor. Kalınbağırsak hastalığıyla giden ishallerde dışkı iltihaplı, sümüksü görünümde ve kanlı. Bu tabloya dizanteri deniyor. Üst solunum yolu enfeksiyonu ve beraberinde ishal yapabilen virüsler de sıklıkla görülüyor. İshale bağlı gelişen sıvı ve tuz kaybı önemli. Az oranda ise ağız yoluyla, şiddetli oranda ise damardan mayi yoluyla yerine konmalı. Sıvı ve tuz kaybının fazla olmadığı ishallerde, hastalar hastaneye yatırılmadan uygun diyetle ayaktan tedavi edilebiliyor. Dizanteri vakaları, kolera ve fazla su-tuz kaybındaysa hastaneye yatış gerekiyor. İshal düzelene kadar yağsız ve posasız gıdalarla, ishal diyeti uygulanmalı ve bol sıvı alınmalı.
Temiz su elde etmek için
* Azgelişmiş ülkelerdeki suların çoğu, tüketim ya da diş fırçalamak gibi kişisel temizlik amaçlı kullanım için uygun değil. Suyu kullanıma uygun hale getirmek için çeşitli yöntemler var. Suyun 65 dereceye kadar ısıtılması enterik bakteriyel patojenleri temizler, 100 derecede kaynatılması ise tamamen dezenfekte eder. Klor ya da iyotla halojenize etmek, mikrobiyal filtreler kullanmak diğer yollar. Elektrik varsa küçük bir içecek ısıtıcısı kişisel kullanımda su kaynatmak için kullanılabilir.
* El yıkanamayacak derecede sıcak çeşme suyu kısmen pastörizedir ve diş fırçalamak için uygundur. Ancak içilmesi güvenli değildir.
* Tatlı ya da tuzlu suda yıkanmak, yüzmek ve botla gezmekten kaçınılmalı. Kazayla bulaşabilecek mikroplarla, Afrika’nın bazı bölgelerinde, Ortadoğu’da, Güney Amerika’da, Karayipler’de, Filipinler’de, Güneydoğu Asya’da karşılaşabilirsiniz.
Aşı seyahatten en az iki hafta önce
Seyahate çıkacak olanların aşılanmasında iki amaç var. Gezi süresince karşılaşabileceği enfeksiyonlardan korunmak ve dönüşte taşıyabileceği enfeksiyonu ülkeye sokmamak. Aşılamaların yeterli bağışıklığı oluşturabilmesi için seyahatten en az iki hafta öncesinde enjeksiyonların tamamlanması gerekir. Her ülkenin ve bölgenin kendine göre enfeksiyon riskleri var. Aşılar buna göre planlanmalı. Seyahat kliniklerinden, mikrobiyoloji ve enfeksiyon uzmanlarından yardım alabilirsiniz. Gidilecek yerden bağımsız olarak yolcuların rutin aşılarla, difteri, tetanoz, kızamık, kabakulak ve kızamıkçığa karşı güncel bağışıklık kazanmaları gerekir. Tropik kırsal alanlara gidecek olan turistlere polio (çocuk felci) aşısı yapılması gerekebilir. Güney Asya’da Afganistan, Pakistan, Hindistan, Batı Afrika’da Nijerya ve Orta Afrika’da Kongo Cumhuriyeti hastalığın sık görüldüğü bölgelerden. ABD, Kanada, Batı Avrupa, Japonya, Avustralya ve Yeni Zelanda dışındaki yerlere yolculuk yapmak isteyen riskli kişilere Hepatit A aşısı yapılmalı. Eğer yolculuk iki haftadan kısa süre içinde yapılacaksa aşıyla birlikte diğer koldan immünglobulin (Ig) yapılmalı.
Kendinizi korumak için
Yolculuklar sırasında sulu ve hafif gıdalar tercih edilmeli. Uçakla yolculuklarda diyabetik hastalar ve özel yemek yemesi gerekenler talebi önceden bildirmeliler. Diyabetikler, düşük kan şekerine karşı yanlarında kurutulmuş meyve veya kurabiye gibi yiyecekler bulundurmalı. Sıcak çeşme suyu, kirli olması muhtemel buz ya da soğuk su eklenmeden soğutulmalı. Alkollü içecekler, su kaynatarak hazırlanan içecekler ve karbonatlı içecekler bu açıdan genellikle güvenli. Yolcular kutu ve şişe sularının saflığından emin olana kadar bunların hastalıktan koruyacağını düşünmemeli. Geçmişte şişe sularının bir tifoid ateş salgınına, kutu suların ise bir kolera salgınına neden olduğunu hatırlatalım. Dondurma gibi süt ürünleri (muhtemel uygunsuz pastörizasyon ve soğutma işlemleri yüzünden), sokak satıcılarında satılan yiyecekler, marul, domates gibi taze sebze ve meyveler kullanılmamalı. Kimyasallardan etkilenmiş sebzelerin kullanımı sakıncalı olduğundan, kistlerin ve patojenik bakterilerin ortadan kaldırılması için kaynatılması uygun. Meyveler soyulmadan yenmemeli. Et ve balık iyi pişirilmeli ve sıcakken yenmeli.