Magazin gündeminden düşmeyen Kim Kardashian geçtiğimiz günlerde, ekranlardan sedef hastalığına yakalandığını açıkladı. Kardashian, cilt üzerindeki kırmızı lekelerle kendini gösteren hastalığının mesleğinin sonunu getirmesinden endişe duyduğunu da paylaştı. Sedef, deride döküntülerle seyreden bir bağışıklık sistemi hastalığı. Kardashian yalnız değil, yaklaşık 125 milyon sedef hastası var
Sedef hangi yaşta çıkarsa çıksın, hastaların en büyük endişesi görünümleri. Ciltte yaygın olan pul pul görünen, kızarıklıklar hastalardan ötürü hastalarda özgüven sorununa bile yol açabiliyor. Televizyon programı, modellik dahil pek çok uğraşı olan ve kameralarla yaşamaya alışkın Kasdashian’ın kaygısı herhangi bir sedefliden farklı değil. “İnsanlar mükemmel görünmek zorunda olduğumu düşünüyor, bu da üzerimde baskı yaratıyor” diyor.
BULAŞICI DEĞİL
İstanbul Tıp Fakültesi cilt hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Güzin Özarmağan, hastalığın uygun tedavilerle kontrol altına alınabildiğini söylüyor. Ancak tedaviyle kaybolsa bile yeniden başlama ihtimali bulunduğundan kronik bir hastalık kabul ediliyor. Sedefin deri ya da tırnak lezyonları göze hoş görünmeyebiliyor. Ama şu kesin ki, bulaşıcı değil. Özarmağan, “Hastaların pek çoğu toplumdaki bu yanlış kanı nedeniyle günlük hayatlarında çok zorlanıyor. Alışveriş alanlarında, toplu taşıma araçlarında hatta denize girerken dahi, çevrelerindeki insanların kendilerinden uzak durduklarını anlatıyor. Topluluk içinde insanların bakışlarıyla, hatta zaman zaman sözlü uyarılarıyla karşılaşıyor. Bu hastalığı hiç bilmeyenler sedef hastalarına endişeyle yaklaşıyor. Örneğin bir hastam otobüste giderken koltuğunun kenarını tuttuğu hamile bir hanımın kendisine ‘Lütfen elinizi çekin, hamileyim görüntüden çok rahatsız oldum, bana ve çocuğuma geçmesinden korkarım’ dediğini çok üzülerek anlatmıştı” diyor.
TÜRKİYE’DE 700 BİN KİŞİ
Hisar Intercontinental Hospital’den cilt hastalıkları uzmanı Dr. Burçak Bozdemir Aral, Türkiye’de 700 binin üzerinde sedef hastası bulunduğunu söylüyor. Stresin hem tetikleyici olduğunu hem de tedavi başarısını etkilediğini belirten Dr. Aral, “Hasta stresli ve depresyondayken tedaviye direnç gelişebiliyor. Kendini iyi ve mutlu hissettiğindeyse tedavisiz olarak kendiliğinden geçebiliyor. Hastaların asıl sorunu derilerindeki kırmızı lekeler. Özellikle genç hastalar daha fazla etkileniyor. Hastalık kesinlikle işin bırakılmasını ve izole yaşamayı gerektirmiyor. Seyri hastadan hastaya değişse de hiçbir zaman günlük işlerini aksatacak, mesleğini yapmasına engel olacak boyutta olmaz” diyor.
İLKOKUL ÇAĞINA İNDİ
Sedef giderek daha küçük yaşlarda başlıyor. Bunun en önemli sebeplerinden birinin çocukların üzerindeki ders ve sınav stresi olduğu düşünülüyor. Prof. Dr. Özarmağan, “Artık ilkokul çağlarından itibaren başlayan devamlı bir ders ve sınav stresi var. Bu nedenle çocuklarda sedefi daha sık gördüğümüzü ve hastalığın görülme yaşının ilkokul çağına kadar düştüğünü söyleyebilirim” diyor.
ŞİFA KÜTÜPHANESİ Bu kitabı indirebilirsiniz
Çocuk endokrinolojisi ve diyabet uzmanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, ‘Şekerli Çocuğun Günlüğü’ kitabını, tip 1 diyabet hastası çocuğun ağzından yazdı. Diyabet teşhisi konan çocuğun yaşadıklarını adım adım anlatan kitaptan, tüm diyabetli çocuklar ve ailelerinin öğreneceği çok şey var. Asuman Küçükkantarcılar’ın çizimleriyle renklenen kitap www.arkadasimdiyabet.com’dan ücretsiz indirilebilir.
UZUN LAFIN KISASI
YANLIŞ: Alkol ve sigaranın kısırlıkla ilgisi yok. İnsanlar doğuştan ya kısırdır ya da değildir. DOĞRU: Sigaranın kısırlaştırıcı etkisi o kadar kesin ki, tartışılmıyor bile. Ayrıca haftada 60 ml.’nin üstündeki alkol kullanımı da sperm üretimini olumsuz etkiliyor.
SAĞLIĞIM İÇİN Cengiz Abazoğlu (modacı)
MUTLAKA YAPARIM: Kardiyo ve pilates yapıyorum. Az yağlı, sebze ve meyve ağırlıklı beslenirim. Zaten ağır yemekler hoşuma gitmez. Gece hayatım yoktur, düzenli uyurum. ASLA YAPMAM: Alkolü abartmam, sosyal içiciyim. MUTLAKA YAPACAĞIM: Periyodik aralıklarla detoks, tatil yaparım. Sakin deniz tatilleri tercihim. Enerjimi toplamam lazım. Sigarayı bırakmak istiyorum.
TAMAMLAYICI TIP Bebek gazıyla baş etmek için
Tıbbi Bitkileri Doğru Kullanma Rehberi’nde Nazım Tanrıkulu’nun, bebeklerin gaz sorununu rahatlatacak reçetesini paylaşıyorum: 5 gram rezene tohumu, 5 gram tıbbi papatya, 5 gram nane yaprağını bir kaba alarak karıştırın. İhtiyaç duydukça, 100 ml. sıcak suya, 2 gram bu karışımdan katın ve çalkalayın. Günde 2-3 kez birer çay kaşığı doğrudan veya anne sütüne karıştırarak verin.
Aşırı terleten sinire klipsli fren
Her bin kişiden üçü yaz-kış, aşırı terlemeden (hiperhidroz) şikayetçi. Aşırı terleme kişisel bir sorun olmanın ötesinde. Çok kere sosyal sorunlara da yol açıyor. Kurtulmak için farklı yöntemler denediği halde sonuç alamayanlar için tedavide kullanılan yöntemlerden biri de ameliyat. Aşırı terlemeyi durdurmaya yönelik uygulanan ameliyat yönteminin kısa adı ETS yani endoskopik torakal sempatektomi. Yöntemi uygulayan göğüs cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Semih Halezeroğlu, yaklaşık bir saat süren ve genel anestezi altında yapılan ameliyattan çıkar çıkmaz terlemenin kesildiğini söylüyor. Ameliyat edilecek bölgeye koltuk altında bir santimetrelik kesi açılarak ulaşılıyor. Buradan içeriye 5 milimetre çapında bir kamera sokuluyor. Büyük ekrana yansıtılan görüntüden kesilecek siniri görmek daha kolay oluyor. Kaburganın her iki yanından aşağı doğru inen ve vücutta terlemeyi kontrol eden sempatik sinire ulaşılıyor. Mandala benzetilen bir klips takılıyor. Klipsin yaptığı; sinirden ter bezlerine aşırı ter salgılanmasına neden olan sinyali kesmek.