1940’lara dek tansiyon genel bir tabuydu. Ne düzeyde olursa olsun dokunulmaması gerektiği düşünülürdü.
Ama 1950’lerde başlayıp 60’larda hızlanan ve günümüzde de sürdürülen araştırmalar yüksek tansiyonun başta kalp, beyin, böbrekler ve gözler olmak üzere birçok organda geri dönüşsüz, sıklıkla da öldürücü hasarlara yol açtığını gösterdi. Günümüzde 14/10 ve üzerindeki kan basıncı "yüksek" olarak adlandırılıyor. Tehlikeli sağlık sorunlarına yol açmaması için hemen kontrol altına alınması gerektiği kabul ediliyor. Eğer hastada böbrek rahatsızlıkları veya şeker gibi hastalıklar varsa, 13/8 "yüksek tansiyon sınırı" olarak kabul ediliyor. Türk Kardiyoloji Derneği, 0800-211 81 28 numaralı, 24 saat hizmet veren "Yüksek Tansiyon Bilgi Hattı"nı hizmete açtı.
Tansiyon ölçtürmeye kaç yaşında başlanmalı?
Bazı doğumsal kalp ve damar sorunları nedeniyle, çok erken yaşlarda da yüksek tansiyona rastlanabiliyor. Geri dönüşsüz sonuçları ortaya çıkmadan bunları yakalayabilmek için ergenlik çağında tansiyonu hiç değilse bir kez ölçtürmek gerek.
12/8 ile 14/10 arası nasıl değerlendiriliyor?
Son bilimsel araştırmalar, tansiyonu bu aralıkta olan insanların yüzde 60’ının 5 yıl içinde yüksek tansiyon hastası haline geldiğini gösteriyor. Bu nedenle, bu aralık "prehipertansif" yani "yüksek tansiyona açık, yüksek tansiyon adayı" olarak adlandırılıyor. Eğer insanlarımız bu aralığa girdiklerini zamanında fark eder ve en kısa sürede sağlıklı yaşam tarzını benimseyerek uygularlarsa, yüksek tansiyona yakalanma olasılıklarını büyük ölçüde düşürebilirler.
"Yaşa göre sizin tansiyonunuz normal" denir. Gerçekten ideal tansiyon yaşa göre değişir mi?
Hayır, asla. Damarlar içinde yağ ve benzeri tortular zamanla birikir ve bu yığıntılar damarlar içinde kanın geçiş yolunu daraltır. Bu birikim zamanla arttığı için, genel olarak tansiyon da yaş ilerledikçe yükselir. Ama, ileri yaşlarda toplumdaki ortalama kan basıncı düzeyinin yükselmesi ileri yaşlarda yüksek tansiyonun sık görülmesi, sağlıklı olduğu anlamına gelmez. Hipertansiyon sınırı her yaş için aynıdır.
Tansiyon kendini nasıl belli eder?
Yüksek tansiyon çoğunlukla hiç belirti vermeden gelişebilir. Üstelik kendini de geri dönüşü olmayan hasarlarla, ileri düzeylere vardığında ortaya koyabilir. Bu yüzden yüksek tansiyona "sinsi katil" denir. Üstelik birçok durumda öyle ağır sağlık sorunlarına yol açar ki, hastaya "Keşke ölseydim" dedirtir. Halkımız arasında, örneğin beyin kanamaları sonucu oluşan kısmi veya tam felçler, yaşam boyu böbrek makinesine bağlanmak zorunda bırakan böbrek yetersizlikleri, görme kayıplarına uğramaktansa "ani kalp ölümü" daha tercihe değer bulunur. Ama herkes o kadar şanslı olamıyor ne yazık ki. Çünkü felç, böbrek yetersizliği, görme kaybı gibi sonuçlar yalnızca hastayı değil, hastayı en çok seven yakınlarını da ağır sosyal, maddi ve manevi yükler altında bırakıyor. Yine de bazı hastalarda yüksek tansiyon baş ağrısı, kulak uğultusu, göz kararması, burun kanaması, ensede ağrı gibi belirtiler gösterebilir. Bu tür yakınması olanlar tansiyonlarını ölçtürmeli.
Nasıl ölçülmeli
Tansiyon tanısı, en az üç ölçümden ikisinde 14/9’un üzerinde sonuç alınması halinde konur. Bu duruma doktor korkusunun neden olup olmadığını anlamak için, bazı hastaların hastane dışında ölçüme devam etmesi gerekebilir. Yüksek tansiyonu olanlar, tansiyonlarını hekimlerinin önerisi doğrultusunda izlemelidir. Sağlıklı bir tansiyon ölçümü yemekten önce veya yemekten 1-2 saat sonra yapılmalı; kişi en az 5-10 dakika dinlenmiş olmalı; son bir saat içinde sigara, çay, kahve, kolalı içecek içmemiş olmalı. Geniş kollu bir giysi giyilmeli.