Detoks yap, yaza zinde gir

Kadıköy Şifa Hastanesi’nden Diyetisyen Dr. Seda Bahtiyar Tatay, doktor veya diyetisyenler tarafından önerilen detoks diyetinde farklı organ ve sistemlerin toksinlerden arındırılmasının hedeflendiğini söylüyor. İlk hedeflenenler, cilt, karaciğer, böbrekler, bağırsaklar ve lenf sistemi.

Detoksa genelde bağırsaklardan başlanılması öneriliyor. Çünkü, detoksa karaciğerden başlanırsa, depolanmış toksinler, o sırada sağlıksız çalışan bağırsaklardan, diğer doku ve organlara yayılabilirler.

Detoks diyetlerinin sonuçları hedeflenen bölgeye göre değişiyor. Ancak enerjide artış, ciltte iyileşme, bağırsak fonksiyonlarının normale dönmesi, sindirim sorunlarının giderilmesi, konsantrasyonun artması ve zihin açılması gibi genel etkileri var.

Detoks diyeti için gerekli desteklerin başında, selenyum, molybdenum, çinkodan zengin multivitamin, choline, methionin, C vitamini, milk thistle (deve dikeni sütü), enginar, brokoli, pancar, taze sebze ve meyveler, bitkisel kaynaklı proteinler, soğan, sarmısak ve karahindiba geliyor.

DETOKSU SAKİN GÜNLERE BIRAKIN

Bütün iyi etkilerine rağmen, detoks programları herkese uygun değil. Özellikle böbrek, kalp, kanser, bağırsak enfeksiyonları ve ciddi sağlık problemleri yaşayanların detoks programlarını bir uzman kontrolünde yapmaları gerekiyor. Düzenli ilaç kullananlar da detoks programlarına başlamadan önce mutlaka doktorlarına danışmalılar.

Detoks programları kilo kaybı, baş ağrısı ve halsizlik gibi yan etkilere yol açabilir. Belirtiler genellikle ilk birkaç günden sonra kaybolsa da, detoks diyetini çok yoğun olmayan günlerde veya hafta sonları yapmak öneriliyor. Diyet bittikten sonra ise, bedeni ve sistemin fonksiyonlarını yararlı besinlerle yeniden yapılandırıp desteklemek gerek.

KENETLENME TEDAVİSİYLE ZARARLI MİNERALLERDEN TEMİZLENİN

Kalamış Medikal- Optimal Sağlık Kliniği’nde saç teli örnekleri Kanada’ya gönderilerek, vücutta biriken toksik maddeler saptanıyor. Enseye yakın saçtan alınan örneklerden, sadece toksik maddelere değil, vitamin ve minerallerin yeterli olup olmadığına da bakılıyor. Vücutta yüksek miktarda toksik madde saptanması halinde, "Kelasyon (Kenetlenme) Tedavisi" uygulanıyor. Bu tedavide EDTA (etilen, iamin, tetraasetikasit) denilen aminoasit kullanılıyor. Haftada üç kez serumla verilen EDTA’nın özelliği, toksik maddelere bağlanması ve böbreklerden atılmalarını sağlaması. EDTA, kemiklerin kuvvetli büyümesine yardım ediyor.

Klinikten Dr. Hande Bozatlı, "Sigara içenlerde kurşun, çok balık yiyenlerde cıva oranı yüksek çıkıyor. Dışarıda sık yemek yiyenlerde de alüminyuma rastlıyoruz. Erkeklerin kullandığı saç boyası ve renk veren şampuanlar da kurşun oranını yükseltiyor. Bilinçsiz tüketilen vitamin ve mineraller ve toksik maddeler sessizce vücutta birikiyor; yavaş yavaş, nedenini anlayamadığımız sıkıntılara neden oluyor" diyor.

Vücuttaki hücrelere zarar veren mineralleri azaltan EDTA’nın yararları: 

Kemiklerin kuvvetli büyümesine yardım ederken, yumuşak dokulardan, kan damarı duvarlarından, eklem aralıklarından ve gözlerden kalsiyumun ihtiyaç duyalandan fazlasının atılmasını sağlar. 

Kandaki demir ve bakırı azaltır. 

Atardamarda tıkanıklıklara yol açan plakların çözülmesine yardım eder. 

Kırmızı kan hücrelerini esnekleştirir ve kan dolaşımını düzeltir.

SEKSE DE ARA VERİN

Detoks yaptığınız günlerinde egzersizi, gevşemeyi ve sigaradan uzak durmayı ihmal etmeyin. Et, süt ve süt ürünlerini tüketmeyin. Aşırı ve yoğun akşamlardan uzak durun, sekse ara verin.

DETOKS MEYVE VE SEBZELERİ

Detoks yaparken, bol su, soda-meyve suyu karışımlarının içilmesi öneriliyor. Havuç, kereviz, lahana, karalahana, ıspanak, kabak, Brüksel lahanası, brokoli, elma, portakal, kivi, şeftali, kayısı ve greyfurt toksinlerden arındırıcı sebze ve meyveler. Nane, kekik, maydanoz, dereotu da öyle.

KISA KISA

OBEZLERE BİR UMUT DAHA

Midede doğal olarak bulunan ’’oxyntomodulin’’ adlı hormonla yapılan son araştırmalar, obezite tedavisinde yeni bir kapı açtı. İştah azalttığı bilinen hormonun, fiziksel aktivite düzeyini artırdığı ortaya kondu. Doyma mesajı veren, ancak obezlerde daha az bulunan hormonla ilgili araştırmaların sonuçlarına göre, belki ileri yıllarda dışardan verilmesi gündeme gelecek.

NİSAN, MAYIS, HAZİRANDA DOĞANLARIN İNTİHAR EĞİLİMİ DAHA FAZLA

İngiliz Psikiyatri Dergisi’nde yayınlanan araştırmaya göre nisan, mayıs ve haziran aylarında doğanların intihar etme ihtimali, diğer aylarda doğanlardan daha fazla. 1979-2001 yılları arasında İngiltere ve Galler’de 1955-1966 doğumlular arasında kaydedilen 26 bin 915 intihar vakası incelendi. İntihar riskinin, bu aylarda doğan kadınlarda diğer kadınlardan yüzde 29.6, erkeklerdeyse yüzde 13.7 yüksek olduğu belirlendi. Önceki bazı araştırmalar da baharda veya yaz başlarında dünyaya gelenlerin alkolizme ve ruhsal sorunlara daha açık olduğunu göstermişti.

GREENPEACE ERKEKLERİN SPERM SORUNUNA DİKKAT ÇEKTİ

Çevre örgütü Greenpeace yayınladığı raporda, erkeklerin sperm sayısındaki sürekli azalmaya dikkati çekti. Raporda, 1960 yılından bu yana erkeklerde aktif sperm sayısının yüzde 50 azaldığı, doğurganlık yeteneği olmayan çiftlerin ve yumurtalık kanseri vakalarının iki mislinden fazla arttığı belirtildi. Raporda "tüketim ürünlerindeki kimyevi madde katkıları" sorumlu tutuldu.