Anne adayları hamilelik sürecini düşünmeyi planladığı dönemden itibaren ideal ağırlığına ulaşmayı hedeflemeli ve yeterli ve dengeli beslemeyi ilke edinmeli.
Bebeğiniz 40 hafta boyunca sizin tükettikleriniz ile beslenir. Gebelik döneminde sağlıklı bir beslenme düzeni ile annede ve bebekte oluşabilecek bir takım olumsuzlukları ortadan kaldırabilir, özellikle annenin kansızlık problemi, gebelik zehirlenmesi (preeklampsi), gebelikte ilk 3 ayda sıklıklı yaşanılan sabah yorgunluğu ve halsizlik problemi, sindirim ve boşaltım problemlerinden olan özellikle kabızlık gibi hamilelik sorunları. Unutulmaması gereken sağlıklı beslenmek gibi tüketilmemesi ve kaçınılması gereken durumlar da vardır.
1) Sebzeler:
Günlük sebze tüketimi anne adayı için hem vitamin-mineral açısından hem de lif kaynağı olduğu için günde 3-5 porsiyon tuketilmelidir. Fakat hamilelik süresinde çiğ sebzelerden toksoplazma enfeksiyonu bulaşmaması için çok iyi yıkanması önemlidir.
2) Çiğ-Az Pişmiş ve İşlenmiş Etler:
Hamilelik döneminde bebeğin gelişimi ve annenin sağlığı için yeterli protein alımı anne adayı İçin önemlidir. Bu dönemde özellikle iyi pişmiş et ve et ürünleri tercih edilmesi gerekir. Çiğ etin temas ettiği gıdalara ve mutfak gereçlerine dikkat edilmeli. Çiğ et, koliform, toksoplazma bakterilerini bulaştırma riskine sahiptir. Hamileliğin ilk döneminde bu parazit ve bakterilere maruz kalan bebeklerde sağırlık, sarılık, yüksek ateş, sinir sistemi hastalıklarına yakalanabilir. Toksoplazma düşük yapmaya sebep olabilmektedir. Bu nedenle az pişmiş et ve tavuktan kaçınılmalıdır.
Salam, sosis, sucuk gibi et ürünleri bazı işlemlerden geçtiğinden mikrobiyal risk azalmış olsa da tamamen ortadan kalkmamıştır. Bu besinlerde listeria adı verilen düşüklere sebep olabilecek bakteriler bulunmaktadır. Özellikle pişirilmeden tüketilmesi durumunda bu risk açısından dikkatli olunmalıdır.
Ülkemiz, mutfak kültürü açısından çok zengindir. Verimli toprakları ve uygun iklimi sayesinde dört mevsim sağlıklı gıda maddeleri ve tahıl ürünleri tüketilmesi için uygun imkânlar bulunmaktadır. Hal böyleyken, geleneksel Türk kahvaltısı alışkanlıklarını terk etmek, nesillerimizde obezite başta olmak üzere pek çok sorunun kaynağı olarak görülmektedir. Günlük fiziksel ve zihinsel aktiviteleri en üst düzeyde olan öğrencilerin, kahvaltıyı önemsememek başta olmak üzere yanlış beslenmeyi alışkanlık haline getirmeleri, diş çürüklerinin, kansızlığın, iyot yetersizliğinin, kemik ve omurga bozukluklarının da önemli nedenlerindendir.
Enerji tüketimi gündüze nazaran azalsa da gece boyunca devam etmekte ve azalan enerjinin tekrar alınabilmesi için kahvaltı büyük önem arz etmektedir. Bu öğünün atlanması kan şekerinin düşmesine neden olduğu gibi, aşırı yağ ve şekerli yiyecekler tüketme arzusunu körüklemektedir. Glikoz, beyin fonksiyonlarının dengeli çalışabilmesi için gerekli en etken maddedir. Bu nedenle de öğrenme, algılama ve konsantrasyon kabiliyetinin artmasını isteyen öğrencilerin, glikoz takviyesi sağlaması açısından düzenli ve zengin bir kahvaltı yapması önerilmektedir.
Her bireyin bünyesi, yeme alışkanlıkları veya zevkleri farklı olsa bile kahvaltıda tüketilmesi gereken bazı temel gıdalar her öğrenci için benzeşmektedir. Çocuklarımızın günlük karbonhidrat ihtiyacına yönelik olarak, kahvaltıda çavdar veya tam tahıllı ekmekler tüketilmelidir. Kahvaltı sofrasında yaş ya da kurutulmuş sebze ve meyveler ile ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişlerin çiğ olarak bulundurulması faydalı olacaktır.
Gelişme çağındaki öğrencilerin protein kaynağı olması açısından kahvaltıda peynir, süt, yumurta ve yoğurt tüketmeleri sağlanmalıdır. Yağ kaynağı olarak ise zeytin, zeytinyağı tüketilmeli bunların yanına ev yapımı reçel, pekmez veya doğal bal gibi sağlıklı besinler takviye edilmelidir.
Sabah kahvaltısı için vakti ve imkânı kısıtlı olan veliler ise çocuklarının un, yağ, tuz ve şeker açısından aşırılıklar içeren paketli kekler, poğaça, açma, simit ve hamburger gibi besinleri tüketmelerine mâni olacak tedbirleri almalıdırlar. Buna yönelik olarak bol peynirli tostlar ile yumurta, domates, peynir ve biber gibi gıdalarla zenginleştirilmiş sandviçler hazırlanabilir. Asitli içecekler veya paketlenmiş meyve suları yerine evde hazırlanmış komposto, meyve suyu veya ayran gibi içecekler, öğrencilerin kahvaltılarının sağlıklı bir öğün haline dönüşmesini temin edecektir.
Ülkemiz, mutfak kültürü açısından çok zengindir. Verimli toprakları ve uygun iklimi sayesinde dört mevsim sağlıklı gıda maddeleri ve tahıl ürünleri tüketilmesi için uygun imkânlar bulunmaktadır. Hal böyleyken, geleneksel Türk kahvaltısı alışkanlıklarını terk etmek, nesillerimizde obezite başta olmak üzere pek çok sorunun kaynağı olarak görülmektedir. Günlük fiziksel ve zihinsel aktiviteleri en üst düzeyde olan öğrencilerin, kahvaltıyı önemsememek başta olmak üzere yanlış beslenmeyi alışkanlık haline getirmeleri, diş çürüklerinin, kansızlığın, iyot yetersizliğinin, kemik ve omurga bozukluklarının da önemli nedenlerindendir.
Enerji tüketimi gündüze nazaran azalsa da gece boyunca devam etmekte ve azalan enerjinin tekrar alınabilmesi için kahvaltı büyük önem arz etmektedir. Bu öğünün atlanması kan şekerinin düşmesine neden olduğu gibi, aşırı yağ ve şekerli yiyecekler tüketme arzusunu körüklemektedir. Glikoz, beyin fonksiyonlarının dengeli çalışabilmesi için gerekli en etken maddedir. Bu nedenle de öğrenme, algılama ve konsantrasyon kabiliyetinin artmasını isteyen öğrencilerin, glikoz takviyesi sağlaması açısından düzenli ve zengin bir kahvaltı yapması önerilmektedir.
Her bireyin bünyesi, yeme alışkanlıkları veya zevkleri farklı olsa bile kahvaltıda tüketilmesi gereken bazı temel gıdalar her öğrenci için benzeşmektedir. Çocuklarımızın günlük karbonhidrat ihtiyacına yönelik olarak, kahvaltıda çavdar veya tam tahıllı ekmekler tüketilmelidir. Kahvaltı sofrasında yaş ya da kurutulmuş sebze ve meyveler ile ceviz, badem, fındık gibi kuruyemişlerin çiğ olarak bulundurulması faydalı olacaktır.
Gelişme çağındaki öğrencilerin protein kaynağı olması açısından kahvaltıda peynir, süt, yumurta ve yoğurt tüketmeleri sağlanmalıdır. Yağ kaynağı olarak ise zeytin, zeytinyağı tüketilmeli bunların yanına ev yapımı reçel, pekmez veya doğal bal gibi sağlıklı besinler takviye edilmelidir.
Sabah kahvaltısı için vakti ve imkânı kısıtlı olan veliler ise çocuklarının un, yağ, tuz ve şeker açısından aşırılıklar içeren paketli kekler, poğaça, açma, simit ve hamburger gibi besinleri tüketmelerine mâni olacak tedbirleri almalıdırlar. Buna yönelik olarak bol peynirli tostlar ile yumurta, domates, peynir ve biber gibi gıdalarla zenginleştirilmiş sandviçler hazırlanabilir. Asitli içecekler veya paketlenmiş meyve suları yerine evde hazırlanmış komposto, meyve suyu veya ayran gibi içecekler, öğrencilerin kahvaltılarının sağlıklı bir öğün haline dönüşmesini temin edecektir.