Paylaş
Osman Erbasan da kitapları hayatının merkezine konumlandıranlardan birisi. Hayatında, hayallerinde ve hedeflerinde hep kitaplar var. 28 yaşındaki Erbasan’ın hikâyesi de yazar olma hayaliyle başlamış. Hatta ‘Ottoman’ mahlası ile yazdığı ‘Çay Kaşığı’ isimli kitabını çıkarabilmek için Gazi Üniversitesi’nin İşletme Bölümü’nde derslerine devam edememiş. (Lisede arkadaşlarının kendisine Ottoman dediğini ve mahlasının buradan geldiğini de ekleyelim.) Gazi Üniversitesi İşletme Bölümü’nü bıraktıktan sonra aynı üniversitenin Maliye Bölümü’nde yeniden okumaya başlamış. Gelecekte yayın evi sahibi olmayı planlıyor ve bu zorlu yolu da farklı bir yöntemle katetmeye karar vermiş.
POSTA KUTULARINA, DURAKLARA İLAN
Erbasan, hazırladığı ilanlarla kitap bağışı topluyor. Ve bu yöntemle de kısa sürede binlerce kitaba sahip oldu. Ev ev, kapı kapı gezerek ilanlarını posta kutularına, zillere bırakıyor, en işlek noktalardaki otobüs duraklarına yapıştırıyor. İlk olarak arkadaşıyla beraber kitapçı açma projeleri olduğunu, “Sahaftirik adında bir kitapçı açalım, Türkiye’deki en ucuz kitabı satma iddiasıyla çıkalım dedik. Ama bunun çok büyük maliyeti vardı. Sistemi idare edecek kadar, çok cüzi bir rakamla geçinmemize yetecek kâr marjı hedefiyle çıktık yola. O konuda pek başarılı olamadık. Halen aklımızda, yapmayı düşünüyoruz” sözleriyle anlatıyor Erbasan.
OKULDAKİ HOCALARI GEZEREK BAŞLADI
O proje gerçekleşmeyince de farklı bir yola başvurmuşlar. “3 yıl önce okuldaki hocalarımızı gezerek başladık bu işe. Atmayı ya da vermeyi düşündüğünüz kitaplarınız varsa biz alırız dedik. Biraz topladık ancak umduğumuzu bulamadık. Daha sonra tek başıma girişimde bulundum ve kapı kapı gezmeye başladım” diye devam ediyor Erbasan. Fakat tek tek zillere basıp konuyu izah etmenin çok uzun zaman aldığını ve insanları rahatsız ettiğini düşündüğü için ilan hazırlamaya karar verdiğini Erbasan, şu sözlerle anlatıyor:
6 AYDA ÇANKAYA’DAN 6 BİN KİTAP
“Ancak ilanım biraz uzundu. Hem bana pahalıya mâl oluyordu hem de geri dönüşler açısından insanlar uzun bir ilan okumayı tercih etmiyorlardı. İlanlarımı kısalttığım bir sistem oturttum. Oturduğum yerlerde (Mamak) denemelere başladım, geri dönüşler olmadı. Uzun bir ara verdim. 6 ay önce de tekrar Çankaya bölgesinde ilan dağıtarak yeniden giriş yaptım. Sistemli bir şekilde yapınca bayağı olumlu sonuçlar aldım. Ayrancı, GOP ve Bahçelievler’den 6-7 ay içerisinde 6-7 bin kitap topladım. Ben de geçen yıl kendi kütüphanemi indirerek kitap satmaya başlamıştım. Oradan elde ettiğim gelirle de internet ortamında kitap satın almaya başladım.”
ALDIKLARI BAZEN KORSAN ÇIKTI
Bu süreçte başından farklı olaylar geçtiğini, hatta dolandırıldığını da söyleyen Erbasan, “Para gönderdim kitap gelmedi ya da korsan kitap geldi. Bazen de 40 TL’lik kitap alıyorum 40 TL’lik de kargo ücreti çıkıyor. Bağışlardan korsan çıkabiliyor bazen. Çok fazla kazanamadım şehir dışından. Ankara’dan kitap toplamaya başladım bunlardan sonra” diyor. Bağışlanan kitaplar arasında çok nadir kitaplar çıktığını da şöyle anlatıyor Erbasan: “Atilla İlhan’ın baskısı olmayan kitapları vardı. Onları görüp de aldım. Tanesine 1 TL vererek 170 tane kitap almıştım ama sayfaları eksik çıktı. İsmet Özel’in ilk kitabının 1. baskısı vardı, kitap alıyordum onu da yanında para vermeden bağışladılar. Kendi satın aldığım kitaplar arasında Atatürk’ün birinci baskı Nutuk’unu buldum Osmanlıca. Kendi kütüphanemde özel bir yere koydum onu.”
‘HEPSİNE ATABİLSEM 3 KATINI TOPLARDIM’
Bağış toplarken farklı uçlarda tepkilerle karşılaştığını ise, “Kimisi ilan atarken hırsız muamelesi yapıyor, atma burda kimse almaz diyenler oluyor, bazıları dışarı kovuyor. Bir yerde posta kutusuna ilanı atmama izin vermediler ve tam çıkarken bir tane zile asma şansım oldu. O apartmandan kitap için dönüş oldu. Bugüne kadar bütün posta kutularına atabilseydim bunun 3 katı kitap toplayabilirdim. Posta kutusuna attığım bir yerden 3-4 ay sonra bile arayabilen oluyor. Tebrik etmek için arayanlar oluyor. Kitap bağışlamasa bile sırf merakını gidermek için bile arayanlar oluyor” sözleriyle aktarıyor Erbasan.
DAHA FAZLA KİTAP İÇİN TEZGAHA ÇIKIYOR
Bağışlanan kitapları ya da kendi satın aldığı kütüphanelerdeki kitapları da Kurtuluş’taki tezgâhında satmaya çalışıyor Erbasan. Yani elindeki kitapların sayısını sürekli olarak artırmaya çabalıyor. Toplamda 6 bin kitabı var, hedefi ise 10 bin nitelikli kitap. Kitap bulabilmek için şimdilik tezgâha mecbur olduğunu söyleyen Erbasan şöyle devam ediyor: “Sahaf açacak kadar param yok, belki ileride bu işten bir gelir elde edebilirsem sahaf açabilirim. Daha da ilerideki hedefim yayınevine kadar varmak, yayıncılık da yapmak istiyorum. Tezgâh olayına ömür boyu devam etmek istemiyorum, şu an mecbur olduğum için yapıyorum. Herhangi bir işte çalışsam kitap toplamaya vakit bulamayacağım. Bazen tezgâha gelip kitap alıyor musun diye soranlar oluyor.”
Erbasan, topladığı kitaplar arasında nadir olanlardan biri olan Aziz Nesin’in kendi imzasının yer aldığı ‘Kendini Yakalamak’ isimli kitabını da gösterdi.
Osman Erbasan, kitaplarını evinin yakınında kiraladığı bir apartmanın deposunda tutuyor. Komşularının kendisini çok sevip desteklediğini şöyle anlatıyor Erbasan: “İlk geldiğimde ilk alışverişi onlar yaptılar. Hediye vermek istediğimde bile kabul etmyip parasını gönderiyorlar. İleride burası bana yetmezse ya da ayrılmak istesem bile kendim için tutmayı isterim yine sadece komşuluk ilişkileri için.”
Paylaş