Fener şampiyon oldu, o gitti

Durun..

Hemen gülmeyin..

Nedenlerini ortaya koyarak açıklayacağım..

Türk futbolu, Özgener döneminde hiç olmadığı kadar başarılı olmuştur (!)

Onun döneminde A Milli Futbol Takımı bırakın sadece Avrupa'yı, Dünya'da başarıdan başarıya koşmuş (!), hiç bir dönemde elde edemediği başarıları, ülkemize yaşatmıştır (!)

Gülmeyin dedim ya...

Devam ediyorum...

Türk futbolcuları Özgener döneminde başta Barcelona, Real Madrid, Manchester United, Milan gibi kulüpler tarafından transfer edilmiş, binbir türlü çaba göstermesine rağmen futbolcularımızı alamayan Chelsea, Liverpool, İnter, Bayern Münih gibileri ise onların ancak posterlerini alıp, stat girişlerine asmakla yetinmişlerdir..

Türk takımları Özgener'in başkanlık yaptığı 3 yılda Avrupa kupalarında başarıdan başarıya koşmuş (!), Galatasaray Avrupa'nın ''Dev'' ekiplerinden Karpaty Lviv'e ''Şanssızlıkla'' elenmiş (!), Fenerbahçe önce İsviçre'nin Dünyaca ünlü kulübü (!) Young Boys'a, ardından Yunanistan'ın ''Avrupa kupalarına'' ambargo koymuş (!) tartışmasız en büyük takımı (!) olan Paok'a bir-iki küçük farkla teslim olmuş, Beşiktaş ''Portekizli topçularının tam da maç öncesi kılının dönmesi'' nedeniyle�Dinamo Kiev gibi ''Muhteşem'' bir ekip karşısında iki maçta 8 gol yerken, şanssızlığının kurbanı olmuştur (!)

Lütfen gülmeyin..

Sadece okuyun..

Çünkü esas güleceğiniz kısımlar şimdi başlıyor..

Özgener'in 3 yıllık başkanlığında, son sene hariç (!) Türk futbolunda şaibeden eser kalmamıştır (!)

Soyunma odalarında, sahalarda tartaklanan, bir maçta verdiği kararı, bir diğer maçta veremeyen, daha doğrusu çifte standartın Allah'ını uygulayan hakemler, liglerin Fenerbahçe'nin şampiyon olduğu son sezonun saymazsak, ''Şaibesiz'' bir şekilde (!), hem de hiç olmayacak bir biçimde ''Tertemiz'' bitmesini sağlamışlardır (!)

Türk Futbolu'na, Özgener'in başkanlığı döneminde siyasetin ''S'' si bile bulaşmamıştır (!)

Fenerbahçe ile Bursaspor'un şampiyonlukta çekiştiği 2009-2010 sezonunda Bursalı bakan ve milletvekillerinin, Fenerbahçe ile Trabzonspor 2010-2011 sezonunda şampiyonluk yarışındayken Trabzonlu bakan ve milletvekillerinin ''Açıklamaları ile ligleri kirletme'' çabaları, hep Özgener'e takılıp kalan ve yerini bulmayan sözler olarak kalmıştır (!)

Yine..

Karabük'ün ''Meczup'' kalecisinin Fenerbahçe'ye yenildikleri maç sonrası takım arkadaşı Emenike'yi maç satmakla suçlamasına Özgener'in bir soruşturma açma emri bile vermemesi, hem büyüklüğünden (!), hem de o ''Meczup''un seviyesine inmemesinden (!) kaynaklanmıştır..

Fenerbahçe'nin özellikle son 3 sezonda son haftalara kadar sürdürdüğü şampiyonluk yarışlarında mutlu sona ulaşacaksa ''Kirli'', ulaşamazsa ''Temiz'' ilan edildiği ligin de federasyon başkanıdır Özgener..

Medyayla ilişkilerini, yanında çanta gibi taşıdığı bir kaç muhabirle ''O bar senin, bu gece kulübü benim'' dolaşarak gayet iyi bir şekilde kuran da Allah'ı var, Mahmut Özgener'in ta kendisidir (!)

Tüm bunları okuyarak katıla katıla güldüğünüzü görür gibiyim..

Peki ''Madem Özgener bu kadar başarılı, federasyon başkanlığını neden bıraktı?'' derseniz, size naçizane tek bir cevap verebilirim;

-''Fenerbahçe, her türlü kirliliğe, her türlü oyuna, her türlü çirkefliğe, her türlü engellemeye rağmen şampiyon olunca Özgener 'Ben nerede hata yaptım?' demiş ve kendini başarısız ilan ederek, devam etmeme kararı almıştır..''

Türk Futbolu, “Her türlü olayda başını kuma gömen devekuşu” örneği, ''Görmedim, duymadım, bilmiyorum'' taktiğini başarı ile uygulayan (!) ve Haluk Ulusoy dönemine bile ''Rahmet'' okutturacak uygulamalarda bulunan bu süper (!) başkanı hiç bir zaman unutmayacaktır..

Yaşa, varol Özgener.

Türkiye seninle gurur duyuyor (!!!)