UFAKLIK Ali, maçın bitimine üç dakika kala, gözünü karartıp ceza alanına topla daldığında zor bir maçın anahtarı olacağını ummuyordu herhalde.. Ergin Keleş ile yapılan verkaçın, kan ter içinde bir türlü atılamayan golün başlangıcı olacağını ve üç puan getiren gole bu kadar sevineceğini de..
Trabzonspor, bir taraftan Yattara diğer yandan Djokaj ile defalarca deneyip golü bir türlü bulamadı. Bunda Yattara’nın çok kötü gününde olması ve tüm ortalarını dışarı atması kadar, içeri gidenlere Ömer ve Mert’in çok iyi direnmesi de etkendi.
Bir de herkes unutmuştu ama Ziya Doğan bu takımın eski teknik direktörü, Emrah ile Volkan da eski beklerdi.. Yani gerek Yattara gerekse Fatih’in ne yapacağını ezbere bilenlere karşı oynadı bordo mavililer..
Öylesine yoğun bir çaba içindeydi ki, Malatya’nın nitelikli santrforu Masek ile Stepanov ve Fatih’in verdiği kıran kırana mücadele bile dikkat çekmez olmuştu..
Viyana Kuşatması
Tam 87 dakika Viyana Kuşatması gibi dövdü Malatya surlarını Trabzonspor..
Szymek ve Fatih ile pozisyonlar buldu ama golü atamadı.
"Her şey bitti" derken, stajını Akçaabat Sebatspor takımında yapan Ufaklık Ali girdi devreye, kimsenin belki de kendisinin bile ummadığı bir anda golü atıverdi. Bu sezon iki maç üst üste kazanmayı başaramayan Trabzonspor takımı açısından çok önemliydi galibiyet.. Bu nedenle de Ufaklığın golüyle iki kere karlı çıktı..
Ali’nin çok öne çıktığı maçta herkesin merak ettiği, yeni solak Sırp Djokaj’ın nasıl bir oyuncu olduğu idi.. Dünkü karşılaşma gösterdi ki, kumaş iyi.. Özellikle böylesine hücumu seven bir kentte, ofansif takımda çok iş yapabilir.. "Yapabilir" diyorum çünkü sadece kumaşla, dikişle olmuyor bu iş..
Çünkü terzi de çok önemli.. Terzinin neler yapacağı..
Bu takımın da oyuncuların da vitrini, terzinin eline bakıyor..