CEYHUN ve Yattara gibi iki önemli silahını, belinde unutmuştu Ziya Doğan... Zaten dün tıpkı terbiye sınırlarını, fütursuzca zorlayan bir kovboy gibiydi...
Tribünlerden gelen küfürü, basın tribünü üzerinden iade etti. Hırsını alamadı, yine medya tribününe top ile bir şut attı. Sonra eliyle usulen bir "pardon" yaptı ve onun tarafından iş bitti.
Allah’tan uyan çıkmadı da, bir kez daha "terbiyesiz medya" olmaktan kurtulduk... Yoksa çoğu zaman olduğu gibi haklı iken, haksız çıkacaktık... Aslında Ziya Doğan; böylesine garip, anlamsız ve yersiz işlerle uğraşacağına takımına biraz futbol oynatmaya uğraşsa, hem maç kazanacaktı hem de itibar... Ama alışkanlık işte... Boş işlerle uğraşmak, insanların çoğu zaman kolayına geliyordu... Tıpkı Ziya Doğan’ın olduğu gibi...
Kayseri Erciyes maçı, bir kupa karşılaşmasıydı... İki ayaklı eleminasyon maçıydı. Bu nedenle Trabzonspor, rakibini evinde özelllikle gol yemeden yenmeyi başarırsa, avantaj sağlayacaktı.
Alışılageldiği üzere, ilk yarı futbol oynamaktan çok, itiş kakışla geçti. Resmen bir çarpışmayı andırıyordu sahadaki. İki Gökdeniz bir de Ersen’in pozisyonuyla tamamlandı ilk yarı...
İstemek başka çabalamak başka
Doğan, 30. dakikada ısınmaya yolladığı Yattara ile başladı ikinci yarıya... Ancak Yattara ile sadece biraz kıpırdandı bordo mavililer...
Bir süre direndi Doğan, sonra seyircinin genel isteği üzerine Ceyhun Eriş’i 69. dakikada yolladı sahaya...
Ve 3-5-2’ye döndü Trabzon. Orta alanı kalabalık tutup, baskı yapacak ve gol arayacakken önce baskı sonra golü yediler. Topu bir türlü Ersen-Umut ikilisine doğru ve etkili biçimde indiremediler. İndirdiklerinde ise nerede ve nasıl duracağını ve daha önemlisi ne yapacağını bilmeyen iki forvet oyuncusunun garipliklerine tanık oldular.
Kazanmayı istemek başka, kazanmak için bir şey yapmak başkaydı..
Trabzonspor dün kazanmayı hak edecek ofansif hamleleri yapamazken, kontratak futbolunu akıllıca uygulayan Bülent Korkmaz’ın Erciyes’i, yedek kulübesinden gelen Lazarov’un akıllı vuruşuyla, belki de kendisine final getirecek golü atıyordu.
İki sezondur acı yaşamaktan bıkıp, teselli arayan Trabzonlunun bir kez daha boynunu bükmüştü bu yenilgi... Hayat, yaşadıkça insana çok şey öğretiyordu...
Tıpkı Ziya Doğan’ın dünkü "Futbol oyununda maçın, tribünlere şut atmakla değil, rakip kaleye gol atmakla kazanıldığını" öğrendiği gibi...