TRABZONSPOR’un vaziyeti kötü, hali de perişan. Dün akşam Bursa’da gördük ki bu takım bir şeylerini değil çok şeyini yitirmiş.
Düşünün bir kez. Karşılaşmanın ikinci yarı başındaki 15 dakikalık süresinde saldırırmış gibi gözüken ama kazanma adına hiçbir şey yapmayan bir Trabzon vardı sahada. Yani topa Trabzonspor sahipmiş gibi gözükse de aklın sahibi Bursaspor’du. İlk 45 dakikada biri soldan, 4’ü sağdan toplam 5 akın yaptılar. 3 orta geldi. 2 gol attılar. Aslında maçın ilk yarı özeti de buydu. Peşin peşin söyleyelim, Bursa takımı iyi olmasa da son derece akıllı oynadı. Haketti. Ve kazandı... Hem de anasının ak sütü gibi helalinden.
Hüsranla sonuçlandı
Trabzon ne yaptı? Rakibin kendi ceza alanı önünde kalabalık savunma yapması, bordo mavilileri yüksek topa zorlaması ve Karadeniz ekibinin bu tuzağa düşmesiydi yaşananın bir başka açıdan özeti. Ziya Doğan’ın son 11 dakikayı Cem-Ersen-Umut üçlüsüyle oynaması da çare olmadı. Topu Gökdeniz ve Musampa’yla kanatlardan iyi ve etkili kullanmak yerine yine cepheden yüksek toplarla "serseri gol" aradılar. Ama bulamadılar. Yapabildikleri tek şey Umut’un şık şutuyla gelen tek gol idi. Trabzon takımı kendisine saldırmayan, iyi savunma yapan ve çabuk çıkan takımlara karşı zaten var olan sıkıntısını bir kez daha yaşadı. Trabzonspor’un "sıkıntıdan kurtuluş" maçı olarak gördüğü bu karşılaşma da hüsranla sonuçlandı.
Hakem Vedat Yüksel kararlarıyla Bursa tribünlerinin tepkisini çekerken, sonuca yönelik olmasa da kaygı verici hatalar yaptı. Geçen hafta biz tribünden Ufukhan’ın Uğur Boral’a savurduğu baltayı kaçırmıştık. Dün akşam Vedat Yüksel saha içinde Frasineau’nun Hasan’ın göğsüne inen kazmasını da göremedi. Zaten bunu hissetse Rumen kıpkırmızı olurdu.
Trabzonspor hüsran dizisinin 7. bölümünü de Bursa’da çekti. Bu gidişle bu trajik dizi sezon sonuna kadar sürecek.