BİR tarafta başkanı ve yönetimi istifa etmiş, seyircisi kızgın ve son 8 maçta 4 beraberlikle teselli bulan Ankaragücü; diğer yanda güle oynaya yeni yönetimini seçmiş, ligde iki maçtır kazanan moralli Trabzonspor..
"Böyle bir maçı kim kazanır" diye soru bile sorulmazdı. Oysa iki takım da kazanmak zorundaydı..
Biri yaşamak, diğeri yükselmek için..
Yaşamak için saldıran Ankaragücü kaybetti, yükselmeyi hedefleyen Trabzonspor kazandı.
Kazanmak için doğruyu yaptı. Saldıran rakibinin sırtındaki açığı iyi fark etti, yıldızlarıyla mükemmel değerlendirdi.
Kendisini kimseye beğendiremeyen Umut’un eski takımına attığı golle avantaj yakaladı. Kimseyi Fatih Tekke olmadığına inandıramayan ancak sürekli buna zorlanan Umut, ikinci golde Ayman’a yaptığı şık asist ile maçın en önemli oyuncusu oldu.
Yattara canı istediğinde etkili, Gökdeniz hırslı ve çalışkandı. Savunma az hata ile oynarken kaleci Tolga başarılıydı. Ankaragücü’nde ise baskılı oyuna karşın sonucu değiştirecek isim yoktu. Jaba etkisiz, Bebbe kayıptı.
Ulusoy sonrası işi çok zordu sarı lacivertli ekibin. Yönetim yanlışlarının bedelini, asırlık çınarın takımı ödüyordu. Hakem Cüneyt Çakır, Tolga’nın Bebbe’nin üzerine yıkıldığı pozisyonda penaltıyı vermedi. Aynı algılama zorluğu, ikinci yarıdaki Jaba’ya tekme ve Çağdaş’ın elinde gezen toplarda da vardı. Çakır, zor şartlarda zorla maç oynatmanın bedelini, büyük hatalar zinciri ile ödedi.
Maç boyunca süren kar tipi, Ankaragücü’nün bundan sonra yaşayacaklarının habercisi gibiydi.