ALIŞKIN değillerdi uzun süredir... Üç maç üst üste kazanmak ağır gelmişti belli ki. Dört ardışık galibiyet, bozardı Trabzonspor’u.
Bunun ilk farkına varan, stoper Erdinç oldu. 24 dakika içinde öylesine garip, anlamsız, yersiz ve gereksiz iki sarı kart gördü ki, 37. dakikada soyunma odasının yolunu tuttu. Ve Ayman’sız Trabzonspor’un Vestel Manisaspor karşısında aldığı beraberliğin birinci sorumlusu oldu. Hiçbir mazeret, kurtarmazdı Erdinç Yavuz’u... Hakem Aytekin Durmaz’ın ilk 45 dakikada sarmaş dolaş oynayan Umut-Ümit ikilisinin muhabbetindeki her hareketin faul, birinin de buz gibi penaltı olduğu örneğin...
Ya da genç Ferhat’ın Yattara’ya yaptığı basketbol savunmasındaki tüm girişimlerin futbol oyun kuralları kitabında faulle cezalandırılması gerektiği mesela...
Yattara’ya ceza alanına girmek üzereyken arkadan tekme sallayıp tutturamayan Şener’in sarı kartla cezalandırılmasının FIFA tarafından hakemlere yazılı olarak tebliğ edildiği.. İkinci yarıda Nizamettin’e kızan Mustafa’nın bilek operasyonu da turuncu kartlıktı kurallara göre...
Umut-Ümit çekişmesinde hakemin veremediği penaltı, son dönemde kendisini ceza alanında yerli yersiz atan Umut’un Yalancı Çoban’a dönüşmesinin eseriydi. İnandırıcı olmak, hem gerekli hem de önemliydi. Tayfur’un attığı ikinci goldeki ofsaytı görememek ise, bir göz doktoru muayenesinin gerekliliğiydi. Erdinç Yavuz auta çıktıktan iki dakika sonra ilk Manisa golü geldi. Gökdeniz’in kaptırdığı topun, Burak’ın plasesiyle ikinci gole dönüşmesi ise tam anlamıyla yıkımdı. İkinci yarıda müthiş bir temposu vardı 10 kişilik bordo mavili ekibin. Bundan üç yıl önce bir Anorthosis maçında hain ilan edilen sağbek Tayfun Cora, iki gol atıp takımına hayat verdi.
Serkan’ın bitmek bilmeyen enerjisi, Umut’un yıpratıcı oyunu, Yattara’nın anlık çıkışları, Manisa’nın gardını düşürdü. Ve bitti denilen Trabzon’a 24 Şubat teselli ikramiyesi oldu bu beraberlik.