UMUT’un yedek kuvvet kaldığı, Ofansif Lordlar Kamarası’nın işbaşında olduğu bir yeni maçtı Hacettepe Puan Savaşı. Tıpkı Gaziantepspor kupa maçındaki gibi dirençsiz bir orta alan-forvet oluşumu vardı.
Katar’da kalıp, bir türlü Trabzon’a dönmeyi başaramayan Yattara, adam kovalamayı "Basit gereksiz hadise" olarak niteleyen Gökhan Ünal, çizgiye doğru kaçıp, sorumluluktan sıyrıldığını düşünen Isaac’in gamsız tavrına orta alanın "Gladyatörü" Serkan da sağbek cezasına çarptırılması da eklenince garip bir siyah-beyaz takım çıkmıştı ortaya.
İstanbul Büyükşehir maçının en çalışkan iki ismi olan Umut ile Tayfun’un yanı sıra savaşçı Egemen’in de kenarda kalması gerçekten anlaşılması zor bir şeydi. Belki de iyi araştırılması, nedeni tartışılması gereken. Tıpkı, bu kötü Yattara’ya 60 dakika dayanılması gibi.
Yanal’ın takımı değil
Durmak bilmeden koşan, Yıpratıcı Hacettepe karşısında önce sağ kenardan yan ortaları denedi Karadeniz Frtınası. Sonra "Cepheden sert şutların da gol getirebileceğini" düşündüler. Gökhan ve Selçuk ile ikişer denemeden sonra, son dönemin sessiz yıldızı Colman’ın "Kendin pişir, kendin at" örneği golüyle, "Boşa kürek çekmekten" kurtuldular.
Trabzonspor’un ilk 45 dakikada yaptığı en iyi şey, rakibine çok tehlikeli olduğunu hissettirmekti.
İkinci yarıdaki keyifli futbol umudu da boş çıktı. Ortadaki mücadele, sıradan iki takımın, seyri zor, sıradan oyunu gibiydi.
Hele son 10 dakikadaki Hacettepe Fırtınası karşısındaki "Şanlı Avni Aker Direnişi" bir şampiyon adayına hiç yakışmadı.
Orta alanda basan, rakibi bozan, topu kapıp çabuk hücum yapan, rakibi canından bezdiren Trabzonspor takımından eser yoktu. Hoş bu sezon çok kazansa da, zirvede olsa da böyle bir şeyi yapmamıştı hiç. Geçmişte sıradan takımları çok özel yapma başarısı gösteren Yanal; çok özel oyuncuları olan bu ekibi özellikli bir takım yapamamıştı henüz.
Belki nedenleri vardı ama herkes umutla bekliyordu bu coşkulu takımı.
Herşeye rağmen kan ter içinde kazandı Trabzonspor. Ve bir günlük aradan sonra, lider oldu.
Avni Aker’de dün akşam ortaya çıkan gerçek, bordo mavi formalıların hala bir Ersun Yanal takımı olmayı hala ve inatla başaramadığı idi.
Kimbilir belki konuşulamayan, tartışılmayan ve tanımlanamayan bir şey vardı.