Bazıları da tam aksine.. Sinirlerinizi dibinden oynatsa bile sevimlidirler..
Yerleşik ve yaygın deyimiyle "şeytan tüyü" vardır bir yerlerinde..
Kızarsınız ama iki saniyede gönlünüzü alır, stresinizi yok ederler..
Bu tanımlamalara çok uygun biri var, yakın çevremizde..
Ankaragücü Teknik Direktörü Hikmet Karaman..
Elbette gidiş ve geliş biçimlerine ilişkin en sert eleştiriyi yaptık..
Maçlardaki seçimleri ve uygulamalarına yönelik eleştirilerimiz de sürecek..
Çünkü bu bizim işimiz.. Bazıları anlamamakta ısrar etse de devam edeceğiz eleştiriye..
Ancak hem iyi hem de kötüyü herkesin anlayabileceği şekilde değerlendirmeye..
Haklıya, hakkını teslim etmeye; haksıza dersini vermeye..
Evet, "Karaman.." dedik..
Göreve geldiğinden bu yana çevresine pozitif enerji saçmaya, her şeyi düzeltmek için insanüstü çaba harcamaya devam ediyor..
Öyle zor bir iş yapıyor ki..
Başkanı sevmeyen ve gitmesini isteyen tribünler, yönetime açık tavır koyup Ankaragücü’nü terketmesini isteyen taraftarlar ile toplantı yapan, muhatap olan, ricada bulunan hep Hikmet Karaman.. Çünkü başka kimseyi dinlemiyorlar..
"Aman arkadaşlar, işler düzelsin sonra tepkinizi koyun.. Bakın puan durumu kötü.. Siz tepki koydukça, takım etkileniyor, oyuncuların ruh hali bozuluyor" diye sık sık taleplerini dile getiriyor..
Görüntü o ki, başarılı da oluyor..
Bir yandan takım çalıştır, diğer yandan ödemeler için yöneticilerden ricacı ol, öte yandan da tribünlerin öfkesini dindirmek için çaba göster..
Kim bilir içinden, "Ben nereye düştüm.." diye dert yanıyor, ama hiç renk vermiyor..
Bu nedenle takdir görmeli, Hikmet Karaman.. Sevseniz de sevmeseniz de; inansanız da inanmasanız da..
Sadece takımını ayağa kaldırıp, birkaç hafta öncesine kadar sahada Victor Hugo’nun "Sefiller"ini oynayan oyuncularına "futbola benzer bir şey" oynattığı için değil.. Geçen sezon ve şimdiye dek yaptığı her şey için, saygı duyulmalı..
Hem futbol hem de Ankaragücü adına..
Anlayanlar ve anlamayanlar
HÜRRİYET Ankara çıktığından bu yana, çok hızlı yaşamaya başladık..
Her sabah bir yeni gazetenin hazırlığı, öğle saatlerinde İstanbul’a geçilen haberlerin, bir kaç saat sonra "sayfalaşmış halinin" geri dönüşü; akşam üstü basılan gazete sırasında yeni günün hazırlıkları..
Bunlar olup biterken, ucu ucuna yetişen son dakika haberleri bizi mutlu ederken, ana gazetenin spor sayfasına kalanlar üzüyor..
Gazetecilik yaparken, sadece "okuyucunun haber alma hakkını" gözetip, yorumlarımızda bilgi, görgü ve inançlarımızı dile getiriyoruz.
Durduk yerde kimseye bulaşmak, kimseyi kışkırtmak, kimseyle kavga etmek gibi bir tarzımız yok..
Bize bulaşana yanıtını verip, kavgaya yeltenenin hakkını avucuna koymak da görevimiz.
Alttan almak, kıvırmak, kaçmak gibi bir alışkanlığımız yok..
"Ben onu demek istemedim, yanlış anlaşıldım" gibi tavrımız da..
Dimdik ve dümdüz bir tarzımız var..
Demek istediğimizi çok net açıklarız, herkes de anlar..
Anlamayanlara da, anlayanlar anlatır..
Başkent derbisi
HÜRRİYET’e ilk başladığım günlerde işim, Neşet Özmen’in eğitim ve gözetiminde basketbol ile uğraşmaktı..
Birinci futbol liginde Başkent takımı yoktu.. Olsa da üç günlük acemiye kimse bırakmazdı, o işin sorumluluğunu.. Ankara’da futbol adına olanları derleyip toparlayan, haberleştiren Sümer Demir gibi bir usta vardı..
Futbol yoktu ama basketbol liginde tam 6 takım vardı.. Yenişehir, Ziraat Fakültesi, DSİ Spor, Şekerspor, Kolejliler, ODTÜ.. Ankaragücü ile Mülkiye de çıkıp düştüler o yıllarda..
Yani her hafta sonu, katmerli basketbol ziyafeti vardı Atatürk Spor Sarayı’nda.. Biz, salon demez, saray tanımını uygun bulurduk Atatürk’e..
Öylesine büyük basketbolcular izledik ki, sarayımızda.. Hüseyin Alp, Erdal Poyrazoğlu, Barış Küce, Kemal Erdenay, Yaşar Sevim, Doğan Hakyemez, Ömürden Kısagün, Efe Aydan ve bir anda adını anımsayamadığım birçok değer, Atatürk’ün potalarında ya sayı aradı ya da ribaund..
Yıllar geçti, Türk Telekomspor ile direndi Ankara.. Bir dönemin PTT’si yani..
Başkent’in onuru oldu Telekom.. Eksiği fazlası, hatası sevabıyla, dimdik ayakta kaldı..
Büyük Kolej ile tam 6 sezon "amatörce mücadelenin" ne anlama geldiğini yaşadık..
Ve TED Kolejliler, çok uzun olmayan bir aradan sonra döndü Beko Basketbol 1. Ligi’ne..
Yarın bir maç var Atatürk Spor Sarayı’nda..
Unutulan değerlerin hatırlanmasını sağlayacak, iyi bir nostalji yaşatacak bir Başkent basketbol derbisi.. Türk Telekomspor ile CASA TED Kolejliler’in yeni basketbol yatırımlarının sahadaki mücadelesi..