BİR musibet, bin nasihatten iyidir derler... Trabzonspor’un musibeti, bir değil üç taneydi üstelik...
Galatasarayla başlayıp, Beşiktaş ile süren ve Fenerbahçe ile sonlanan... Bardak kadar Marcelinho’nun herkesin gözünün içine baka baka attığı kafa golüyle öne geçti konuk Trabzonspor... Sonra öyle iki gol yedi ki, evlere şenlik... Önce stoper Sedat, sol taraftan kıvrılıp ortaladı, Emre kafayı vurdu... Ardından Ceyhun, tespih tanesi gibi dizip yerden çıkardı. Bu kez dönüp vuran ve takımını öne geçiren Tita idi...
Üç ön savunmacıya ligde sadece 5 gol atabilmiş takım önünde ne gerek vardı?
Elbette yoktu... Sadece kazanan kadro bozulmaz diye bir inanış olmasına karşın zaten kazanamayan, Osasuna’ya direnen bir oluşumdu üç ön savunmacılı bu sistem... İki gol de bu sistem ile geldi zaten... Sağ savunma bölgesindeki insanların stoperler ile birlikte pozisyonu izlemek dışında bir görevi olduğunu hatırlatan var mıydı? Olmamıştı besbelli. Olsa, biri Sedat ile Ceyhun’u durdururdu...
Saldırdı ama boşuna
Ve Türkiye’nin en iyi orta savunmacıları olmaya aday Fatih ile Stepanov, Ankaragücü golleri atarken ne iş yapıyordu? İki golde de hem duruş hem de hamle hatası yaptılar...
Devre arasında saldırmayı kafasına koyan, daha doğrusu başka çaresi kalmadığını anlayan Ziya Doğan,Umut ve Szymkowiak kozlarını sürdü sahaya... Ardından Musampa siftahı bile yaptı... Tam 5 forvetle oynuyordu bordo mavililer... Bir de Karaman,Ceyhun’u çıkarınca ekmeğine yağ sürüldü. Önce Stepanov ile beraberliği buldu, ardından tek kalede Serkan’a takıldı. Genç kaleci Serkan sahanın en iyisiydi. Ama gecenin en iyisi, hiç susmadan takımını destekleyen Ankaragücü taraftarı idi... 15 günde 2 milyondan 15-25-45 milyona çıkan bilet fiyatlarına rağmen 19 Mayıs’a gelip hem takımlarını destekledi hem de hükümetin enflasyon politikalarını yerle bir eden Ankaragücü başkanı ile yönetimini, istifaya davet ettiler.